22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
04.02.2022 04:30

Hem gitmek istiyorum hem kalmak, ne okumalıyım?

Sevgili Kitap Terapisti, gidesim var ama bir şeyler beni burada tutsun istiyorum. Ne okuyayım? İdil G. Becin  İdil Hanım lafı uzatmayacağım, yerim dar, hemen başlıyorum. Söylediğiniz ambivalan bir ruh halini yansıtıyor. Gitmek istiyorum ama istemiyorum. Bir duruma karşı hissedilen zıt duygular. Peki neden bu ruh hali? Siz bana bu soruyu göndereli çok oldu ve ben o zaman bu zamandır konuyu düşünüyor, hakkında bir şeyler okuyorum.  Bağlanma kuramı, 1960’lı ve 1970’li yıllarda İngiliz psikolog John Bowlby ve Amerikan Kanadalı psikolog Mary Ainsworth tarafından geliştiriliyor. Onlara göre üç bağlanma türü var, ancak yıllar sonra bir dördüncü daha ekleniyor. Belki de biliyorsunuz ama yazayım, bağlanma türleri şunlar: Güvenli bağlanma, kaygılı-güvensiz bağlanma, kaçıngan-güvensiz bağlanma, darmadağın-güvensiz bağlanma.  Konuyu sizin ailenizle kurduğunuz bağlanma modeline bağlamayacağım, hayır. Bağlamdan kopmadan konuyu sizin ülkenize, yani devlet babaya bağlanma modelinizle anlamaya çalışacağım. Ve ayrıca sizin nezdinizde sizin gibi bu ülkeden gitmek isteyen ama ülkesini seven diğerlerine de deva olmasını umacağım. Bütün anne baba kelimelerini lütfen devlet baba olarak okuyunuz.  Kaygılı-güvensiz bağlanma: Anne baba çocuklarının gereksinimlerini ancak ara sıra karşılarlarsa bu bağlanma biçimi ortaya çıkar. Bakım ve koruma kimi zaman vardır, kimi zaman yoktur. Çocuk, gerektiğinde anne babasının yanında olacağından emin olamaz. Bu yüzden, bağlanma kişisiyle ilgili bir güvenlik duygusu geliştiremez. Gözünün korktuğu bir durumda, geri döndüğünde, anne babasını yanında bulamayacağını düşündüğü için onlardan bir türlü ayrılamaz. Dolayısıyla daha beklentili, hatta yapışkan olur; böylece sıkıntısını abartılı göstererek, anne babasının bir tepki göstermesini bekler. Kaygılı-güvensiz bağlanmada, öngörülemez durumların olması, en sonunda kişinin kızgın ve güvensiz olmasına yol açar. Kaçıngan-güvensiz bağlanma: Anne babadan biri, kimi zaman çocuğunun gereksinimlerini kabul etmekte ve bunlara karşılık vermekte güçlük çekiyor olabilir. Çocuğu rahatlatmaktansa, onun duygularını küçümsüyor, beklentilerine karşılık vermiyor ve zor birtakım işlerde ona yardımcı olmuyor olabilir. Ayrıca, anne babanın gereksinimleri için çocuğun yardımcı olması bekleniyor da olabilir (Tanıdık geldi mi? En kritik anlarda halktan destek beklenmesi). Dolayısıyla çocuk, ebeveynlerini çağırmamanın en iyisi olduğunu öğrenir. Kaçıngan-güvensiz bağlanmada, çocuk, duygularını örtbas etmenin ve ancak kendisine güvenmenin en iyisi olduğunu öğrenir.  Darmadağın-güvensiz bağlanma durumunda anne babalar değişik tür davranışlar sergilerler. Çocuklarını dışlarlar, gülünç duruma düşürürler ya da onları korkuturlar. Çocukları kendilerine yaklaştığında, onlarla ilgilenmek ve korumak yerine, korku duyarlar ve kaygı düzeyleri artar. Çocuk, kendisini güvende hissetmesini sağlayacak birtakım davranışlar geliştirmeye başlar. Sözgelimi, ebeveynlerine karşı saldırgan olur, onların kendisine bakmasına karşı çıkar ya da çok kendine güvenli bir yol izler. Görüyorsunuz ya, bu üç bağlanma modelinden birine sahip olduğunuz için böyle hissediyorsunuz. Bu ülkede anne baba çocukla güvenli bağlanmayı sağlayamadı. Peki ama ana baba devlet mi yoksa toprak mı? Düşünün. Benim için toprak; yani yurt örneğin. Size şunları reçete edeceğim: Kuvayi Milliye, Toprak Acıkınca, Gurbet Hikayeleri, Memleketimden İnsan Manzaraları. Herkes gidebilirdi, biz de gidebiliriz, çocuklarımız da ama Kavafis’in dediği gibi nereye gidersek gidelim “Yeni bir ülke bulamazsın/Başka bir deniz bulamazsın.”   (Bağlanma modellerini tanımlamada yardımı olan Boylam Psikiyatri Hastanesi’ne teşekkürler.)