11 Ekim 2024, Cuma Gazete Oksijen
14.01.2022 04:30

"İki-üç haftaya zirveyi görürüz, yaza biter"

Prof. Dr. Derya Unutmaz, Omicron’un pandeminin sonunu getirdiği görüşünde

Omicron zaten aşılıları da hasta ediyor, üçüncü doza ne gerek var? Karantinanın yedinci günü pozitifsem dışarı çıkarak başkalarını riske atmıyor muyum? Ben çok ağır geçirdim, eşime çocuğuma nasıl geçmedi? Omicron pandemiyi bitirecek mi? Süper bağışıklık diye bir şey var mı? Testlerin sonu mu geliyor? Hepimiz Covid-19 olacak mıyız? Aşılar üzerine mitler ve gerçekler... Omicron oyununun kurallarını baştan yazarken, kafalardaki sorular da hızla değişti. Bu hafta New York’tayız. Konuğumuz sosyal medya takipçilerinin yakından tanıdığı, 130’dan fazla bilimsel yayında makalesi yer alan, New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Mikrobiyoloji, Tıp ve Patoloji Profesörü olarak çalıştıktan sonra 2015’ten beri Connecticut’daki Jackson Genomik Tıp Laboratuvarı’nda araştırmalarına devam eden ve Connecticut Üniversitesi’nde hocalık yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz. Unutmaz ile günümüzün Covid’i Omicron’u masaya yatırdık. Aynı evde biri Covidi çok ağır geçirirken, diğeri nasıl kapmıyor?  Genetik bileşenlerin rolü olmakla birlikte bağışıklıkla alakalı bir durum. Çevresel faktörler, bugüne kadar karşılaştığımız virüsler, bakteriler, yediğimiz içtiğimiz derken hepimizin bağışıklığı farklı, yani içimizde virüslerle savaşan ordunun askerleri sayıca az ya da çok, güçlü ya da zayıf. Virüs vücuda girmeye çalışırken aşılılarda antikorlar -akıllı füze diyorum ben- bir savaş veriyor. Kiminde virüs içeri giremiyor ve hiç üreme gerçekleştiremiyor. Kiminde antikorlara rağmen giriyor ancak virüsün yayılmasını önleyen defans mekanizmasıyla karşılaşıyor. Bu nedenle çok ağır hasta olunmuyor. Hastalığın sebebi, bağışıklığın virüse karşı verdiği savaş aslında. Aşısızların bu akıllı füzeleri yok. Aşısız olup da bağışıklık sistemi sayesinde Covid’i hafif atlatabilen insanlar da var, ölen de... Bu risk. 

Prof. Dr. Derya Unutmaz
Prof. Dr. Derya Unutmaz
Omicronu aşılılar da oluyor. Üçüncü dozu niye oluyoruz?” diyenlere cevabınız? Aşılar virüsün ilk haline karşı yüzde 90-95 koruyordu. Delta’da çok az bir virüsün içinize girmesi hasta etmeye yeterli oluyordu, bu nedenle üçüncü dozlar gerekti. Omicron’da ise durum çok farklı noktaya geldi. Çok fazla mutasyonla virüs hem akıllı füzelerden kaçabiliyor, hem de hücrelerin içine çok rahat girebiliyor. Çift doz aşının koruma etkisi yüzde 90’lardan yüzde 20’lere düşmüş durumda. Bu yüzden hatırlatma dozu olan üçüncü doz şart. Üçüncü dozda sadece vücudunuzdaki antikorların yani akıllı füzelerin sayısını artırmıyorsunuz, kalitesini de artırıyorsunuz. Hastalıktan korunma oranı yüzde 70’e kadar çıkıyor. Ama yine de yüzde 30’luk bir kısım hastalanabiliyor. Bu yüzde 30’un yüzde 98’i üçüncü doz sayesinde hastalığı hafif geçiriyor. Uzun Covid dediğimiz kalıcı hastalık yaşanmıyor. Özellikle bağışıklığı iyi eğitilemeyen 60 yaş üstü kısım için üçüncü doz çok önemli ve acil. Çocukların da aşılanması çok önemli. Kısaca Omicron’dan kaçış yok. Aşısızların hastanelik olma ve hayatını kaybetme riski devam ediyor.  Covid geçirenlere kaç aşı öneriliyor? Covid geçirip üstüne aşı olanlara iki doz yeterli. İki doz aşısını olup Covid olanların bağışıklık sistemleri virüsü artık gayet iyi tanıyor. Tekrar enfekte olsalar bile artık çok çok hafif geçireceklerdir. Başka aşıya gerek yok. Omicron olan aşılılar Süper immünite” kazandı. Bir daha Covid olmayacaklar deniyor. Süper immünite terimine çok takılmamak lazım ama genel olarak katılıyorum. Omicron’la enfekte olanlar Omicron’a karşı da koruma geliştirdiler, bağışıklıklarının hafızası çok gelişti ve çok daha uzun süreli hale geldi. Bir daha hiç olunmaz demek iddialı. Bundan da kaçan varyant çıkabilir ama çok hafif geçer bundan sonra.  Omicrona karşı aşı niye geliştirilmedi sizce? Gerek görülmedi. En az iki üç aya ihtiyaç var böyle bir aşı için ama zaten o zamana kadar ya üç dozunuz sayesinde olmayacaksınız ya da olup hafif atlatacaksınız.  Omicron pandeminin sonunu getiriyor görüşüne katılıyor musunuz? Katılıyorum. Şimdiden görüyoruz ki dünyada günlük vaka sayıları rekor seviyeye (3 milyon) ulaştığı halde hastanelik olma ve ölüm oranları aynı hızda artmıyor. Gerçek vaka sayıları belki 5-10 milyonu buldu. Artık hem sayılamıyor, hem de çoğu insan farkında olmadan geçiriyor. Ama ölüm oranları pandeminin ilk günleriyle kıyaslandığında üçte bir düzeyde. Covid soğuk algınlığı, grip gibi endemi hale gelecek. Hem daha önceki Covid enfeksiyonlarından, hem de aşılardan dolayı büyük bir bağışıklık kalkanı oluştu ve Omicron’la da bu sürü bağışıklığı her geçen gün artıyor. Birkaç ay içinde belki de dünya nüfusunun yarısı enfekte olmuş olacak. Ve artık virüs enfekte edecek kişi bulamayacak. Ne zaman biter? Önümüzdeki iki üç hafta içinde tüm dünyada vaka sayılarında büyük bir pik yaşanmasını ve sonra yavaş yavaş azalarak en geç 2022 yazına kadar pandeminin bitmesini bekliyorum. Vakalar artık sayılamıyor. Test politikası bitecek mi? Bitecek. Testleri yaşlı nüfusa bırakmak lazım. Zaten test yetişmiyor. Dünyanın birçok yerinde test kıtlığı başladı. Hızlı testler yanlış sonuç verebiliyor. Artık şu noktada saymanın anlamı yok.  Aşılıysanız ve 5inci gün negatifseniz veya 7inci gün pozitifseniz halka karışabiliyorsunuz. Riskli değil mi? Dışarıda öyle bir Omicron yoğunluğu ve aşıyla kazanılmış bağışıklık var ki, 5’inci gün negatif veya 7’nci gün pozitif olan kişinin bu virüsü ortama bulaştırması çok çok düşük bir ihtimal. Sokağa maskeyle çıkarak etraflarını korumaları yeterli. Kendilerini hasta hissediyorlarsa izolasyona devam etmeliler. Bu nedenle doğru bir karar.  Pozitif insanlarla aynı evde olan negatif insanlar da artık karantinaya girmiyor. Aynı şekilde. Negatif insanı boş yere karantinaya sokmanın lüzumu yok. Semptom göstermeyen kişi pozitif olsa bile şu anki ortama hastalık veremez. Bunlar değil dışarıda olmanın kendisi risk şu anda. Mayo Klinik aşı olmayı kabul etmeyen 700 çalışanını işten çıkarmış. Bireysel özgürlük” diyenlere cevabınız. “Bireysel özgürlük” diyenlere “Kurumların da istediğiyle çalışıp çalışmama özgürlüğü var” diyorum. Son iki yıldır bir dünya savaşı veriyoruz. Bir iş yerine kafanıza göre silah getiremezsiniz, ofiste sigara içemezsiniz. Aşılanmamak kişinin kendi kararı gibi gözükse de, enfekte olanların başkalarının hayatını riske attığı bir durum. Kabul etmeyen işini bırakabilir.  Sizi aşı karşıtlarıyla mücadele etmek de yordu değil mi? Sanıldığı kadar çok değiller, yüzde 1’lik bir grup. Ben aşı olmak istemeyeni ikna etmeye çalışmam. Fakat bu yüzde 1’lik grubun birer militan gibi, hayatlarıyla oynadıkları kararsız bir kesim var ki, onları doğru bilgilendirmek ve bu militanların yaydığı hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bilgi kirliliğinden korumak görevimiz.  Duyduğunuz en acayip mitler? Aşı oldu, bir hafta sonra kalp krizi geçirip öldü. Aşı kısırlık yapıyor. Yok hamilelikte bebeğe zarar veriyor. Aşının sonuçlarını yıllar yıllar sonra göreceksiniz. Daha neler neler... Bunlara inanan kaç kişinin hayatıyla oynadılar belli değil. İçtiğiniz tek bir sigaranın bile yıllar sonra etkisi çıkabilir ama aşının böyle bir çalışma mekanizması yok. Aşı bağışıklık sisteminizi eğitmek için vücuda verilen bir komut. Tüm dünyada 10 milyar doz aşılanmış insan var, sadece mRNA aşıları 1 milyarı geçti. Aşı sonrası semptomlar ile ilgili veriler şeffaf. Dünya tarihinde hiçbir aşı veya ilaçta böyle veri olmadı. Bakın bakalım, bir kişi kalp krizi geçirmiş mi? Bugüne kadar mRNA aşılarında bir tek 25 yaş altı erkeklerde kalp iltihabı oldu. 50 bin kişide 1. Kimse bundan ölmedi, tedavi edildi. Diğer taraftan Covid olsanız kalp iltihabı olma ihtimaliniz daha çok. Aşı karşıtları bir alternatif sunmuyor. Alternatif sunan da “zerdeçal için” filan diyor, hatta ticari amaçla satıyor. Yeni bir araştırmaya göre, eğer aşı olmasaydı bugün Amerika’da 1.2 milyon insan daha ölmüş olacaktı. Omicron’la bu rakam daha da artacaktı. Aşılar sayesinde rahatlıkla dünyada 5-10 milyon insanın hayatının kurtulduğunu söyleyebiliriz. Ortada bir savaş var. Birlik olabilseydik inanın belki de Omicron bile ortaya çıkmadan pandemi bitmiş olacaktı.  Turkovac ile ilgili görüşünüz?  Veri olmadığı için bir görüşüm henüz yok. Umarım başarılı olur.