28 Mart 2024, Perşembe
26.02.2021 06:00

New York’ta hayat dizayn eden Türk tasarımcı

1995’te Japon Toto firması için tasarladığı klozetle adını duyurdu. 1997’de tasarladığı ofis sistemi MOMA’ya girdi. Minority Report filminde Tom Cruise’un ofisiydi bu

Bu hafta New York’tayız. Dünyaca ünlü markaların tasarımcısı Ayşe Birsel ile endüstri tasarımcılığında başarıya giden yolu ve kendi hayatımızı nasıl tasarlayacağımızı konuştuk. Endüstriyel tasarıma ilginiz çay bardağıyla başlamış.  Baba mesleği avukatlıkla, mimarlık arasında kararsızdım. Bir gün, annemlerin bir arkadaşı bana endüstriyel tasarımı anlattı; “Bu çay bardağını birisi tasarlamış. Ağzı yuvarlak dudağımıza otursun diye, kulbu var elimizi yakmasın diye, tabağı var annenin örtüsüne çay dökülmesin diye…” Mimar olarak bina tasarlamak dev ölçeklerde, endüstri tasarımı ise insan ölçeğinde iş yapmak demekti. Fikre aşık oldum ve ODTÜ’ye girdim. 

Ayşe Birsel, Fortune 100-500 şirketleri için inovasyon, ürün, servis ve sistem tasarımı yapıyor. Herman Miller, Toyota, Staples, Facebook, HP, Nissan, Renault, Tiffany&Co., Target, Ikea, Nike, Moroso, Amazon, Converse, Kale, Paşabahçe tasarım yaptığı markalardan bazıları...
Ayşe Birsel, Fortune 100-500 şirketleri için inovasyon, ürün, servis ve sistem tasarımı yapıyor. Herman Miller, Toyota, Staples, Facebook, HP, Nissan, Renault, Tiffany&Co., Target, Ikea, Nike, Moroso, Amazon, Converse, Kale, Paşabahçe tasarım yaptığı markalardan bazıları...
Sonra New York Pratt Enstitüsü. O yılların NY’u nasıl bir yer? 1986’da Fullbright bursuyla Pratt’a geldim. NY çok güzel, sofistike, sanatla iç içe ve tehlikeli bir yer. Herhangi bir restorana gittiğinizde ünlü bir yazarı, tiyatrocuyu görebileceğiniz, arkadaş olabileceğiniz bir şehir. İlk senemde çok çekingendim, sonra hızla bir çevre edindim.  İlk tasarladığınız ürün? Pratt’in o dönem bölüm başkanı Bruce Hannah, Knoll’a bir ofis tasarımı yapıyordu. Onunla çalışmamı istedi. Projeye benim de ismimi koydular. Havalara uçtum. Sonra kendi stüdyomu kurmak gibi bir hata yaptım.

Japonya’da kadının adı yok

Niye hata? 24 yaşında Knoll’la çalışınca, zannettim ki iş yağacak. Öyle olmadı. Üç sene uğraştım. Tam avukatlık masterı yapacaktım ki, bir arkadaşımın “Su Odası” isimli mezuniyet tezimi dünyanın en büyük banyo şirketi Toto’nun dünya banyoları üzerine yaptığı sempozyuma yolladığını öğrendim. Benim tez, Japonya’da ödül aldı. Sonra bir sene Toto’da çalışmak üzere Japonya’ya yerleştim. Taharet musluklu klozetle (Zoe Washlet) Toto Amerika pazarına girdi. Hep birlikte birçok ödül kazandık.  Japonya nasıl bir tecrübe? Kadın, genç ve tasarımcı olarak orada çok zorlandım. Japonya’da kadının adı yok o yıllarda. Biraz Japonca öğrendim ki, tasarımlarımı eleştirirlerse anlayayım. Ürünümü çıkartana kadar kaldım. Bir sene sonra NY’a döndüm.
Ödüllü Zoe Washlet, dünyanın<br />en rahat tuvaleti olarak biliniyor
Ödüllü Zoe Washlet, dünyanın
en rahat tuvaleti olarak biliniyor
NY’a dönünce işler açıldı mı? 28 yaşındayım, tez canlıyım, ödüller kazanmışım. Yine iş yok. Stres oldum. Yakın arkadaşımın babası, o dönem ID Magazine’in yayın yönetmeni Ralph Caplan. O, beni ünlü tasarım şirketi Herman Miller’la tanıştırdı. Japon mühendislerle çalışabilmiş olmam, Türk, kadın ve genç olmam onları etkiledi. Şirkete farklı bir bakış açısı kazandıracağımı düşünüp, bana proje verdiler. Sonunda olmuş! Yok. Beğenmediler projeyi. Dünya başıma yıkıldı. Fakat altı ay sonra aradılar, beni ve fikirlerimi sevdiklerini söyleyerek bir şans daha verdiler. O, oldu. Sonunda iş yapan bir tasarımcı oldum. 20 senedir de çalışırız Herman Miller’la.

MOMA’da Türk tasarımı

O iş MOMA’ya girdi değil mi? Evet. İnternetin yeni çıktığı yıllarda, Resolve System insanı kucaklayan bir ofis sistemiydi. 120 derece. O zamana kadar kübik sistemler vardı. Üç yıl üzerinde çalıştık. Paola Antonelli Moma’da “work” üzerine bir sergi açtı. Benim iki ofisimi oraya koydu. Resolve’un Moma’ya girmesi tesadüf değil. Kuvvetli bir fikirdi.  Minority Report filminde Tom Cruise’un çalışma odasını tasarlamışsınız. İşte o çalışma odası, Resolve System. İnovatif, çağının ötesinde bir işti. Tasarım çok riskli bir iş. Bugün bildiklerinle geleceğin vizyonunu hazırlıyorsun. Müşterilerinin sana güvenmesi yıllar alıyor. Tasarladığın birçok ürün prototip kalıyor, piyasaya çıkmıyor. Bu nedenle işlerinizin filmlerde, müzelerde yer alması, ödüller alması çok değerli.
Moma’da yer alan, Minority Report filminde Tom Cruise’un ofisi olan, insanı kucaklayan ofis sistemi, Resolve System
Moma’da yer alan, Minority Report filminde Tom Cruise’un ofisi olan, insanı kucaklayan ofis sistemi, Resolve System
 Eşiniz ve iş ortağınız Bibi Seck’le tanışma öykünüz? Resolve’un çıktığı dönemde, Amerika’nın iki saygın tasarım dergisine kapak oldum. O noktada istediğim müşterilerle çalışmaya başladım. Biri de o dönem çok yaratıcı işler yapan Renault idi. Araba tasarımı yapmak istiyordum ama hiç de tasarlamamışım daha önce. Birkaç görüşmeden sonra anlaştık. Ancak onların ekibinden otomobil tasarımını bilen birine ihtiyacım olduğunu söyledim. Aradılar, “Bibi Seck New York’a geliyor. Birlikte çalışacaksınız. Birbirinizi çok seveceksiniz ve ortaya iyi bir iş çıkacak.” dediler. Bibi’ye de aynı şeyi söylemişler.  

Hayat en önemli tasarım

Öyle de oldu, değil mi? Evet, müşterimizin lafını dinledik. Aşık olduk. Proje bitince Bibi Fransa’ya döndü. Baktık olmuyor Renault’daki işini bırakıp, NY’a yerleşti. Stüdyonun ismini Birsel+Seck olarak değiştirdik. En güzel tasarımlarımız kızlarımız dünyaya geldi. Bibi’nin Fransa’da yaşayan oğlu da yanımıza yerleşti. O zaman 11 yaşındaydı. Üç çocuklu bir aile olduk.   “Boz-Yap” tasarım yapma şeklinizi anlattığınız sistem nasıl ortaya çıktı? 2008’de Amerikan ekonomisi çöktüğü zaman, Bibi ile şahane projeler üzerinde çalışıyorduk. Her işimiz durdu. Birdenbire kendimizi NY’ta üç çocukla işsiz bulduk. Çok zor bir durum tabii. Bir de suçluluk duydum. Bibi, Fransa’daki gül gibi işini bıraktı, buraya geldi diye. İş aradım, proje aradım. Yok. Elimde olan tek bir şey vardı o da zaman. Ne yaptınız? Kendi düşünce sistemim üzerine çalışmaya başladım, kendi dünyama yolculuk yaptım.  Bugün bildiklerimle geleceği nasıl tasarlıyorum, nerede zorlanıyorum, önyargılar nerede başlıyor? Bir sene sürdü bu. Bir gün General Electric için sunum yaparken, bunu da anlattım. İşte bu benim tasarım sistemim “Boz-Yap”, diye. Çok sevdiler. Krizden bu işle çıktık.  
Ayşe Birsel tasarım yöntemiyle hayalini kurduğunuz hayata ulaşmanın yollarını bu kitapta anlatıyor
Ayşe Birsel tasarım yöntemiyle hayalini kurduğunuz hayata ulaşmanın yollarını bu kitapta anlatıyor
Boz-Yap’dan hayat tasarlamaya geçiş nasıl oldu? Deney olarak başladı. Tasarım yöntemiyle hayat tasarlamayı önce kendimde denedim. Sonra atölye yaptım. Çok ilgi gördü. Hayatımız en önemli tasarım. 2015’te “Sevdiğiniz Yaşamı Tasarlayın” kitabı çıktı. Benim ve binlerce insanın hayatını değiştirdi. Yöntem nedir?    Önce kendinize hayatınızı tasarlamak için izin vermek, sonra hayatı parçalarına ayırmak, o parçaları da daha küçük parçalara. Bunları duygusal, fiziksel, entellektüel ve ruhani olarak dörde ayırmak, sonra sorgulamak. İçlerinden önemli olanlarını hayatımızda tutmak, önemsiz olanlarını ayıklamak. Bu şekilde düşünmek, tasarımcı gibi bütünsel düşünmek demek. Hayat tasarımınız somutluk kazanınca, hayata geçirmek üzerine elinizde bir belge oluyor.