D vitamini seviyemiz neden hep düşük, ne yapmalıyız?

D vitamini seviyesi ile Covid-19 hastalığının şiddettinin ters orantılı olduğunu biliyoruz. Yani D vitamini seviyesi yükseldikçe hastalığın şiddeti azalıyor. Bu konuyla ilgili çok sayıda yayın yapıldı, istatistiksel bilgiler verildi. Karantinadan çıkmaya hazırlandığımız önümüzdeki yaz boyunca D vitamini seviyemizi yükseltmeli ve kışa hazırlanmalıyız. Öncelikle D vitamini seviyesinin 30 ng/ml’den yüksek olması koruyuculuğun en alt değeri olarak veriliyor. Seviyenin en az bu değer, mümkünse 50’nin üzerinde olmasını sağlamalıyız. Ancak önce neden D vitaminimiz hep düşüktür, ona odaklanalım. Gözardı edilen noktaları sorularla kendinize sorun, sebebi bulun. Bunun için kendinize şu soruları sormanız gerekir: D vitamini depolamak için UVB dalga boyu güneş ışığı gerekli. Bu ancak saat 11.00 ile 15.00 arasında güneş ışığı alarak mümkün. Bu saatler arasında güneş ile 10 ila 20 dakika temasımız var mı? Sadece 10 ila 20 dakika güneşe çıkmak yetmiyor. Vücudun yüzde 30’luk kısmının bu süre zarfında güneşle teması gerekiyor. Kol ve bacaklar bu oranı tamamlar. En az kol ve bacaklarınızı günde 10-20 dakika güneşe maruz bırakıyor musunuz? Marifet sürekli güneş altında olmak, tüm yaz yatıp kararmak değilidir. Cilt koyulaştıkça D vitamini daha zor üretilir. Doğru olan her gün ama kısa süreli güneşlenmektir. Bütün yaz cilt renginizi koyulaştırarak “D vitamini depoluyorum” hatasına düşüyor musunuz? D vitamini için cildin lipid, yani yağ yapısı önemlidir. D vitamini cilt hücrelerinde bulunan bir tür kolesterolden yapılır. Bu hücrelerdeki kolesterol azlığı ciltte D vitamini oluşumunu azaltır. Kolesterol düşürücü ilaçlar kullanıyorsanız D vitamini seviyeniz yükselmiyor olabilir mi? Vegan besleniyorsanız, hayvansal gıdalardan almanız gerekenleri ek takviye olarak kullanıyor musunuz? D vitamini kolesterol kadar diğer iyi yağlar ile de bağlantılıdır. Yağ emiliminde rol alan organların performansı bu yağları besinlerden almak için çok önemlidir. Safra keseniz duruyor mu? Duruyorsa da sağlılıklı mı, taş veya çamur var mı? Pankreasınız yağ sindirimi için yeterince enzim salgılayabiliyor mu? Diyabet sebebiyle pankreas yorgunluğunuz var mı? Dışkınızın yağlı ve açık renkli olduğu oluyor mu? Ülseratif kolit, iritabl (huzursuz) bağırsak sendromu veya sızdıran bağırsak gibi hastalık tanılarınız var mı? Omega yağlarının cilt hücrelerindeki miktarı D vitamini için çok önemlidir. Omega 3 seviyeniz düşükse vücudunuz güneş ışığından yeterince faydalanamaz. Eskimolar omega 3 açısından zengin balık ağırlıklı beslendikleri için D vitaminsiz kalmazlar. Omega 3 seviyeleri yüksek olduğu için, vücutları yetersiz güneş ışığını bile tutar. Zengin omega 3 kaynağı olan balık, keten tohumu gibi gıdalara beslenmenizde ne kadar ağırlık veriyorsunuz? Cildinizde iyi yağ seviyesi yeterli olabilir. Ama bunu korumak da gerekir. Cildinizdeki doğal yağları fazla yıkama, pH seviyesi cilde uygun olmayan kurutucu sabunlar, yıkama jelleri ile kurutuyor olabilir misiniz? Cilt yaşınız mühim, yaş ilerledikçe cildin D vitamini üretebilme kapasitesi azalıyor. Cildin rengi mühim, koyulaştıkça ışığı geçirmez oluyor. Koyu tenli iseniz daha uzun süreli güneşlenmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Dünyada hangi lokasyonda yaşıyorsunuz? Ekvatordan ne kadar uzaklaşırsanız D vitamini ihtiyacınız o kadar artar. D vitamini yapımı sadece cildin değil, karaciğer ve böbreğin de içinde olduğu bir süreçtir. Karaciğer ve böbrek rahatsızlığınız var mı ? D vitamini için  bir diğer olmazsa olmaz da sülfürdür. Sülfür açısından zengin besinler tüketiyor musunuz? (Sarımsak, soğan, brokoli, yumurta, karnabahar, sülfür-sistein içeren takviyeler) Karantina boyunca tamamen güneşsiz kaldınız mı? Şu anki D vitamini seviyenizi ölçtürdünüz mü?  D vitaminini şimdiye dek takviye olarak aldıysanız, şimdi depolarınızı ‘orjinal kaynaktan’ yani güneşten kışa kadar doldurmaya hazır olmalısınız. Bol ışık tutmalar.