Detoks hepimizin ilgisini çeken bir konu. Bize bir tür temizliği, yenilenmeyi çağrıştırıyor. Ancak gerçek anlamda detoks, hücrelerin içindeki çöplerin temizlenmesiyle olur. Hücre içi temizlik, otofaji, kendi kendinin ‘eskilerini ‘ yemek manasına gelen bir biyokimyasal olay ile sağlanıyor. Özeti şu ki, ’yetersiz otofaji’ tüm hastalıkların ve hızla yaşlanmanın kaynağı. Tersi olarak otofajiyi arttırdıkça genç ve sağlıklı kalma yolundayız demektir.
Vücudunuza baktığınızda, yüzünüzde, ellerinizin üstünde yaşlanmayla artan koyu lekeler gördüğünüzde, bu lekelerin de hücresel temizlik eksikliği olduğunu söyleyerek başlamak isterim. Bunların benzerleri beynimizde, kaslarımızda, iç organlarımızda da var ama aynada göremiyoruz.
Gelin önce hücresel detoks olayı otofajiyi öğrenelim. Sonra onu artırmanın yollarını sıralayalım.
Otofaji nedir?
Otofaji, kelime anlamıyla kendi kendini yemek demektir.
Neden vücut kendini yemeye ihtiyaç duyar.
1- Açlık durumuna adapte olmak için
2- Eski hücre parçalarından kurtulup, onları parçalayıp yedek parça olarak kullanmak için.
3- Yeni hücrelere yer açabilmek için.
Vücudumuzu sabit hücreler topluluğu olarak görüyoruz. Oysa içerisi akan bir nehir gibidir. Asla aynı hücrelerle yola devam etmiyoruz. Organına göre hücreler sürekli yapım ve yıkım halindeler. Örnekse bu dönüşüm cilt için 28 gün, bağırsak mukozası için 4-5 gün.
Şimdi hücrelerin içindeki bozuk yerlerin temizlenmesine bakalım.
Hücrede de mide var
Vücudumuzun hücre içinde bir tür midesi var. Tıpkı normal mide gibi içi asitle dolu. Tıpkı mide gibi başta proteinler olmak üzere hücre artıklarını sindiriyor. Bu hücre midesinin adı lizozom. Yuvarlak cepçikler. Bunların işi, hücrenin içindeki hataları temizlemek. Mesela her hücre görevi olarak değişik proteinler oluşturuyor. Bu proteinlerin iyi üretilmemiş olanları oluyor. Bunlar temizlenmezse hücrede birikiyorlar. Mesele alzheimerde beyinde biriken hatalı proteinler bunlardan. Bazen de protein yapıları, bizim yüksek kan şekerimiz yüzünden bozuluyor. AGE dediğimiz bozuk proteinler haline geliyor. AGE’ler özellikte cilt için çok hızla yaşlandıran etkiye sahip. AGE olmuş kötü proteinlerin de hücre midesi lizozomda yok edilmesi lazım.
Peki lizozoma gidecek eskiler nasıl tespit ediliyor? O zaman yeni bir hücre içi organcık öğreniyoruz, adı otofagozom. Otofagosomlar (oto-kendini, fag-yemek, zom -odası) birer çöp toplayıcı. Hücredeki eski proteinler arttıkça bunlar çoğalıyor, eski parçaları içlerine alıp hücre midesi lizozoma sunuyor. Yani otofagozomlar çöp kamyonu, lizozomlar çöp fırını gibi düşünebilirsiniz.
Otofajinin genel işleyişini öğrendik, peki yetersiz otofaji nelere sebep olur?
Peki yetersiz hücresel detoks nelere sebep olur?
Otofajinin azlığı, bizi kötü üretilmiş proteinlerle baş başa bırakır. Ciltteki yaşlanma lekelerine dönelim. Gençlikte bu lekeler olmaz, çünkü otofajik sistem ve lizozomlar onu yok eder. Yaşlandıkça hem otofaji gücümüz azalır hem lizozomdaki enzimler güçsüzleşir. Yani sizin elinizin üstünde gördüğünüz lekeler, içleri yok edilememiş eski proteinlerle dolu lizozomlar demek. Tıbbi adı lipofuskin’dir. Ve lipofuscinler beyin, kalp vs. tüm vücudu yaşlandıkça kaplar.
Sadece dış görüntü değil, eksik otofajide kanser, kronik hastalıklar, otoimmun hastalıklar, virüs ve bakterilere karşı korunmada zayıflık, demans, aslında aklınıza gelen tüm hastalıklar artar. Sebep basit, hücre içi detoks eksik. Hücredeki kötü imalatlardan kurtulunamamış.
Yeterli hücresel temizlik olması için ne yapalım; Efektif otofaji.
• Açlık: Kalori azaltılması ve açlık hali en temel otofaji hızlandıran etmen. Zaten otofajide açlığa adaptasyon mantığı mevcut. Yiyecek kısıtlandığında, hücreleriniz az kaynakla idare edebilmek için önce eskimiş hücre parçalarını yiyor. Bu artıklardan size enerji üretiyor. Bozuk proteinleri sindirip onları parçalıyor ve size yeni protein yapımı için ham madde sağlıyor.
Açlık konusu iki şekilde önemli. İlki karbonhidratları kısmak. İkincisi proteinleri azaltmak.
• Kan şekeri düşüklüğü: Kan şekeri düşük kaldıkça ortalıkta insülin azalıyor. İnsülin ve onunla beraber gelen IGF-1 (insüline benzeyen büyüme faktörü) beraberce otofajiyi blokluyor. Çünkü bu ikisinin varlığı yiyecek bolluğu sinyali demek. Yani insülin rezistansınız varsa, kanda açlıkta yüksek olan insülin, otofajiyi aç kalsanız da engeller.
• Proteinlerin azaltılması: Vücudun nitrojen dengesi dediğimiz bir durumu var. (Nitrojen proteinlerden gelen bir madde) Bu dengede protein alımı çok ise otofaji oluşmuyor. Otofajinin oluşması için bir miktar nitrojen azlığı lazım. Proteinler kısıtlanınca, lizozomlar eskimiş proteinlerimizi yenileyerek kullanıma sunuyor. Kendi eski proteinlerimizi bozup onlardan yeni proteinler yapıyoruz. Demek ki beslenmede sadece karbonhidratları azaltmak yetmez, iyi bir otofaji için proteinler de kısıtlanmalı.
• Gece açlığı: Tüm yiyecek kısıtlamaları için en iyi dönem akşam saatlerinden başlayıp uykuyu içine alan dönem. Böylece gündüz protein ve kompleks karbonhidrat yiyebiliyoruz. Ama geceki uzun açlıkta, gündüz yediklerimizi değil vücudun eskilerini tüketiyoruz. Sabah yemeğe tekrar başladığımızda vücuda yine onarım ve enerji için dışardan ham madde sağlayabiliyoruz. Ama gece yemek olursa, dışardan gelen ham maddeler, içerdeki eskilerin yedek parça olarak kullanılmasını engeller.
• Uyku: Gece açlığıyla beraber iyi bir uyku otofajinin çok büyük destekçisi. Zaten uyku halinde normalde her gece otofajiyle eskilerden kurtuluyoruz. Ama yaşlanmakla bu temizlik kapasitemiz azalıyor. O halde yaş ilerledikçe akşam erken aç kalarak derin bir uyku çekmek gerçek bir hücresel detokstur.
• Soğuk: Arada kısa süreli soğuk teması otofajiyi artırır.
• Egzersiz: Egzersiz, yiyeceklerden gelen enerjiyi harcamamızı sağladığı için vücudu hücresel düzeyde daha hızlı açlık moduna sokar. Kan şekerini düşürür. Dolayısıyla otofajiyi
destekler.
• Masaj: Çalışmalar hücrelerin mekanik olarak stimule edildiklerinde otofajinin arttığını söyler. Masajın yarattığı mekanik stimulus sebebiyle ancak genç ve esnek hücreler buna uyum sağlar, eskiler sağlayamaz. Tıpkı osteoporozu gidermek için sert zeminde yürüyüşün önerilmesi gibi . Mekanik titreşim iyi hücreleri artırıp kötülerin otofajiyle yok olmasını sağlar.
• Metformin-Rapamisin: Birincisi hepimizin bildiği şeker ilacı, diğeri ise araştırma aşamasında olan bir madde. Bu ikisi de temelde vücuttaki metabolik yolakları değiştirir. Metabolik yolaklardan anabolik yani hücrenin çoğalmaya doğru gittiği yolu kısıtlar. Hücreler açlık sinyali verir. Bu sinyale karşılık otofaji artar.
Bu yazımda, hücreler için ‘geri dönüşüm’ işleminin ne kadar önemli olduğunu anlatmak istedim. Eskilerden yeniyi yapabilen hücrelerimiz tam bir geri dönüşüm kutusudur. Bu geri dönüşümü artırmak için yapabileceklerimizi sıraladım. Otofajinin artırılmasına yönelik çok sayıda molekül çalışılıyor. Alzheimerdan kansere kadar pek çok hastalıkta çözüm yollarından biri gibi gözüküyor. Ancak yaşlanmak demek bu sistemin çok yavaşlaması demektir. O halde çöp dolu hücrelerle baş başa ömür sürmemek için, çöp kovalarımızı her gece boşaltalım. Belki bazı geceler hiç yemeyerek ve her gece derin uykuya yatarak.