26 Aralık 2024, Perşembe Gazete Oksijen
23.04.2021 06:00

Metabolizmanız yavaş değil!

Pek çoğunuz kilo veremediğinizde veya az yiyip kilo aldığınızda ‘Metabolizmam yavaş galiba’ diye kendinizi avutmuş olabilirsiniz. Oysa bu ifade doğru değil. Doğrusu şöyle: Metabolik esnekliğiniz az

Metabolizma ifadesini genel konuşmalarımızda yiyecekleri yakabilme faaliyeti olarak tanımlıyoruz. Peki yiyecekleri zor veya kolay yakabilmek nedir?  Önce yiyeceklerden hangilerini kastettiğimize bakalım. Biz şekeri, yağı ve proteini yakabiliriz. Protein zorda kaldığımızda kullandığımız bir seçenek olduğu için biz şeker ve yağa odaklanalım. Hücrelerde "şekeri yakma" ve "yağı yakma" farklı iki işlemdir. Şeker yağdan çok daha hızlı devreye girer. Yağın devreye girmesi için şekerin olmaması gerekir çünkü hızından dolayı yarışı hep şeker kazanır. Yağ ve şekerin yanmaya koşma hızı aralarındaki ilk farkı oluşturur. İkinci mesele ise şekerin ve yağın ayrı kapılardan girerek yanmasıdır. Şeker, yanma olayına 1 numaralı kapıdan girerken, yağ 2 numaralı kapıdan girer. 

Şekeri kesen yağ yakar

İşte bu iki kapı arasında kolaylıkla geçiş yapabilen metabolizmaya "hızlı metabolizma" deriz. Yani şeker varken şekeri, yokken de yağı kolaylıkla yakabilen metabolizma.  Zayıflamak istediğimizde yakmak istediğimiz nedir? Vücuttaki depo yağlar. Yani yağ kapısını kullanmamız gerekir. Bunun için hızlı şeker kapısından giren olmaması gerektiği için un ve şekeri keseriz. Bunu gençken yaptığımızda hızlıca kilo verirken yani göbeğimizdeki yağı yakabiliyorken neden ilerleyen yaşla az yesek de bunu yapamayız? Cevap; bu metabolik kapıların esnekliğini yitirmesindedir. Oysa bu kapılar esnek olmalıdır. Buna metabolik flexibility yani metabolik esneklik deniyor. Şekeri kestiğinizde hızla yağ yakmaya başlayabilmeniz anlamına geliyor.  Bu esneklik neden azalıyor? Cevap zor değil, yıllarca sağlıksız besinleri, işlenmiş gıdaları tükettikçe hücrelerde bu esneklik azalıyor ve kolay olan yolu yani sadece şekeri yakmayı tercih ediyor. Bu durumda siz aç kalsanız da yağlarınızı yakıp kilo veremiyorsunuz veya eskisinden az yeseniz de kilo alıyorsunuz. Kilo alıyorsunuz çünkü tıpkı göbeğinizdeki yağı yakamadığınız gibi besinlerdeki yağı da yakamayıp her şeyi depoluyorsunuz. Durum böyle olunca "metabolizmam yavaş" yargısına varıyorsunuz.

Çözüm aralıklı açlık

Metabolik esnekliği geri kazanma yolu nedir? Açlık. Akşamüstünden başlayıp geceyi içine alan açlık, benim tabirimle ‘sirkadiyen intermitant fasting’. Bu açlık süresinde hücreler tekrar metabolik esneklerini kazanırlar. Bu yüzdendir ki sadece akşam ağırlıklı yerken kilo alırsınız ama akşamları yemediğinizde hemen kilo verirsiniz.  Sonuç olarak kimsenin metabolizması yavaş değildir, gençliklerine göre esnekliğini kaybetmiş durumdadır. Konu yemeğin miktarı değil, zamanıdır. Günün öğleden sonra saatlerinden itibaren ne kadar erken yemek kesilirse metabolik fleksibilite o kadar hızlı yerine gelir.  Sağlıklı hücreler yağ ve şeker yakma arasında düğmeyi hızla döndürebilirler. Yaşlanmaya başlayanların yağı yakmaya dönen düğmesi paslanır. Hatta şekeri yakan düğmesi de paslanır.  Bunların tıbbi adı AMPK yolu ve M-TOR yoludur. İyi olan AMPK yoludur ve akşam açlığıyla artar. Bu yol metabolik esnekliği güçlendirir. M-TOR yolu ise bırakın yağ yakamamayı her türlü hastalığın altından çıkar.  İlla metabolizmam nasıl hızlanacak diye ısrarla soruyorsanız, cevap sirkadiyen açlıktadır. Metabolizmayı hızlandıran şey, akşam en geç 17.00’de yemeği kesmektir.