Pek çok tanıdığınız veya kendiniz, Covid geçirmiş olabilirsiniz. Ancak ‘Bitti bu iş, atlattım’ derken, bazı şeyler eski halinizden farklı ama tam adını koyamıyorsunuz. Bitmeyen bir yorgunluk, nefes darlığı, çarpıntı, net olamayan zihin, eklem ağrıları, tat ve koku kaybı gibi belli belirsiz şikayetlerle haftalar geçti. Bir türlü eski siz olamıyorsunuz. Bu belayı savdıktan sonra bu defteri kapatamamanızın sebebi ne olabilir? Long Covid sendromu olarak literatürde yerini alan bu yeni durum, pek çok belli belirsiz şikayetin bir arada olduğu bir durum. Teşhisi ancak ‘diğer sebepleri eledikten sonra’, başka bir hastalık bulunmazsa Long Covid olarak adlandırılıyor. Bu şikayetlere uykusuzluk, regl düzensizliği, cilt problemleri, hafıza bulanıklığı da eklenebilir. Aslında 100 kadar farklı şikayeti içine alır. İşin enteresan tarafı Covid testi negatif çıkanların binde 5’inde de bu şikayetler mevcut. Long Covid 3-5 ay arası sürebiliyor. Long Covid’e sebep olan nedir? Bu soruya farklı teorilerle cevap bulunmaya çalışılıyor. 1- Bazı kişilerde virüse ‘yüksek immün cevap’ sebep oluyor olabilir. 2- ‘Virüsün hücreye saklanabildiği’, ne öldüğü ne çoğaldığı düşünülüyor. Yani ‘arafta virüs’ durumu. 3- Virüse karşı antikor yanıtının fazlalığı sebebiyle, o ‘antikorların vücutta bir inflamatuar tepkime’ye sebep olduğu söyleniyor. 4- Yine ‘virüs antikorlarının vücuda yanlışlıkla saldırdığı’ ileri sürülüyor. Gelin bunları biraz anlamaya çalışalım... 1- Virüse yüksekimmün cevap: Öncelikle ‘virüseimmün cevap’ nedir onu öğrenelim. Vücudumuzda iki farklı immün sistem var. İlki hemen devreye giren ‘doğalimmün sistem’. Bu ilk cevap bitince ikincilimmün sistem devreye girer. İlkine basitimmün sistem demiştim buna da sofistikeimmün sistem demeliyim. Çünkü oldukça sofistike ve karmaşık işler yapar. Tıbbi adı sonradan edinilmiş-sonradan kazanılmışimmün sistem manasında ‘edinselimmünitedir’. Virüse yüksekimmün cevap konusunu bu sistem üzerinden anlatacağım. Dediğim gibi sofistike olduğu için, edinselimmünitede her hücre grubunun ayrı işi vardır. Virüslere spesifik savaşçı hücreleri de mevcuttur. Bunlar T ve B lenfositleridir. Yüksek virüs cevabı için önce T lenfositlerine bakalım. T lenfositleri de kendi içinde sofistike alt gruplara ayrılırlar; T4’ler ve T8’ler. T8’ler, direk öldürücü askerlerdir. Bunların işi daima içinde virüs olan hücreleri yok etmektir. Ancak bunlara hareket emri veren T4’lerdir. Bu yardımları yüzünden T4’lere yardımcı T’ler deriz. Yardımcı T’ler de iki gruptur. T yardımcı 1’inci grup ve 2’nci grup. Th1 ve Th2 olarak yazalım. Şimdi ‘yüksek’immün cevap niye yüksek oluyor ona dönelim. Bu Th1 ve Th2’ler herkeste aynı oranda değildir. Bazı kişilerde Th1, bazılarında Th2 güçlüdür. Böyle olursa ne olur? İşte ‘fazlaimmün cevap’tan bahsederken Th1’i güçlü grubu kastediyoruz. Öldürücü T8’leri gaza getiren, inflamasyon başlatan, sitokinleri salgılatan, savaş çığırtkanlığı yapan bu gruptur. Zaten işi virüsle savaştır. Buraya kadar olması gerekendir. Ancak ‘dengeli’ durumda, iş bitince Th2’lerin devreye girmesi gerekir. Th2’ler savaş bitirici, ortalık toplayıcı ve bağışıklık antikoru yapılma emrini veren gruptur. Yani kişiler arası Th1-Th2 dengesi, Th1’e kaymışsa gereğinden yüksek ve uzamış virüs cevabı olur. Uzamış cevap uzamış şikayetlerle devam eder. Th1 grubu öldürücü T8’leri coşturduğundan vücudun virüs olmayan yerlerinde de inflamasyonlar olur. İnflamasyon olması zaten o yerde hastalık varlığının tanımıdır. Bu cilt rahatsızlıklarınız olabilir, eklem şikayetleriniz olabilir, net olmayan zihin haliniz olabilir. Demek ki ilk açıklama olan ‘yüksekimmün cevap’ ifadesini DENGESİZimmün cevap olarak değiştirmeliyiz. 2- Arafta virüs durumu: Bazen virüsler hücre içine girdiğinde, o hücrenin virüslü olduğu immün sistemce tespit edilemeyebilir. Hatta virüsimmün sistemin onu yiyip yok edecek hücrelerine girmiştir ama öldürelememiştir. Orada arafta o an için çoğalmadan bekleyebilmektedir. Bu durum da uzamış şikayetlerin sebebi olabilir. 3- Virüse karşı oluşturulmuş bağışıklık antikorlarının yarattığı inflamasyon meselesi ise şöyle: Diyelim hastalık bitti ve yüksek bağışıklık oluşturdunuz. Antikorlarınız çok yüksek. Ancak bu antikorların varlığı bir sorun oluşturabilir mi? Öncelikle bu antikorlar, virüsü kelepçeleyen antikorlardır. Yani virüsle savaşta onu hücreye girmeden kelepçelemişlerdir. Virüs ve antikor kelepçesinde oluşan bu ikiliye bizimmün komplex deriz. IC diye yazarız. Sonra bunlar vücutta dolaşıma çıkarlar. Onlara da dolaşanimmün komplexler (CIC) deriz. Bu CIC’lar hep aynı sayıda kalmazlar. Gidererek vücut onları yok eder. Zaten kelepçelemenin amacı budur; virüsün tutuklanıp sonra öldürülmesi manasında. Ancak, bu kelepçeli CIC’lerin varlığı ‘kompleman askerleri’ denen bir grubu harekete geçirebilir. CIC’ler ‘dolaşan, sirküle olan’ grup olduğu için vücutta nereye giderlerse orada inflamasyona sebep olurlar, kaslarınız ağrıyabilir, beyniniz sislenebilir, ciltte şikayetleriniz olur vs vs. Bu bölümde de ‘fazla antikorlar Uzamış Covid şikayetlerinde etken olabilir mi’ diye düşünüyoruz. 4- Bağışıklık antikorlarının vücuda yanlışlıkla saldırması: Virüs için yapılmış antikorlar yani kelepçeler, virüsü değil bizim vücut dokularımızı kendine hedef seçebilir. Otoimmünite ile giden pek çok hastalıkta zaten başka bir şey için yapılmış antikorun vücuda yanlışlıkla saldırması söz konusudur. Yiyeceklerin, mesela glutenin yaptığı otoimmunite gibi. Biz buna molekül yapılarının birbirini taklit etmesi diyoruz. Vücut dokularından bazıları virüse yapılmış antikorların hedefi olabiliyor. Aslında işin özetini ben, ufak çapta toptan bir otoimmün cevap olarak görüyorum. Hem Th1’ler hem öldürücü T8’ler, hem CIC’ler, hem antikorlar bunların hepsinin hedefi bizim vücut dokularımız oluyor. Hastalığı ağır geçirenlerde bu şikayetler daha çoktur. Verilenimmün cevabın şiddeti Uzamış Covid’in şiddetini artırıyor. Long Covid’i atlatmak için neler yapabiliriz? Long Covid’i virüsün başlattığı ama o veya bu sebepten bitmeyen ufak çapta bir otoimmünite ve inflamasyon olduğunu anladık. Biz de sorunu bu iki meseleyi çözmeye odaklanarak çözeceğiz. Otoimmünite, vücudun yabancı yerine kendisine saldırması olduğuna göre öncelikle o ‘yabancıların’ iyisini kötüsünü ayırarak işe başlayacağız. Virüsler dışında neler günlük hayatta bizim dışımızdan gelen yabancılardır: yiyecekler… Evet yaşam boyu tonla yiyecek tüketiyoruz. Bunların hepsi vücudumuz için masum değil. Özellikle gluten-süt-maya içerikli yiyecekler vücudumuz için zararlı yabancılardan algılanabiliyor. Bunlara karşı verilenimmün cevap vücudun kendi dokularına karşı saldırısına sebep olabiliyor. Mesela glutene karşı yapılan antikorlar vücudun eklem, tiroid dokularıyla karıştırılabiliyor. Vücut oralara da saldırıyor. Otoimmün hastalıklarımız oluyor. Süte karşı verilen cevap pankreasımıza saldırabiliyor, diabetimiz oluyor. Demek ki bu tür gıdaları otoimmün virüs cevabımızı azlatabilmek için bir süreliğine yememeliyiz. İnflamasyon dediğimizde konuya her tür çöp yiyecek giriyor. Şekerli-unlu-işlenmiş-katkılı-kızartılmış, ilaçlı vs vs tüm bu ‘yemeyin’ denilen grup kendi başlarına birer inflamasyon sebebi. Neden? E onlar hücreler için doğru besinler değiller, hücre için onlar birer çöp. Çöpten enerji üretmeye çalışan hücreler bu işlem sırasında bol egzoz çıkarıyor. Egzozdan kastım yüksek serbest radikal. Serbest radikaller zaten inflamasyon sebebi. Demek ki ne kadar doğal ve işlenmemiş yersek o kadar az hücre çöpü almış oluruz. İnflamasyonumuz azalır. Vücut Long Covid’teki inflamasyonla daha hızlı başeder. Uyku sorunlarımızı çözmeliyiz. Uyku, hücresel artıkların temizlendiği zamandır. Biz otofaji denen bir sistemle gece uykuda eski hücreleri yakıt olarak kullanırız, onlardan kurtuluruz. Hücre çöplüğünü boşaltabilmek için iyi uyku şarttır. Long Covid’te zihin bulanıklığı ve hafıza sorunlarımız için uyku elimizdeki büyük silahımızdır. Akşam üstü 17’de başlayan ve ertesi sabaha kadar süren açlık, virüsün köpürttüğü inflamasyonu düzeltecek zamanı vücuda tanır. Hasarlanmış hücreleri tespit eder, onları yeniler. Hücre yenilenmesi kök hücrelerce olur. Kök hücre aktivitesi, DNA tamiri gece açken olur. (Gece artan DNA tamiri çalışmasıyla Aziz Sancar Nobel aldı.) İmmun sistemin kişiler arası bu farklı köpürme kapasitesini dengelemede D vitamini çok önemlidir. İyi bir D vitamini seviyesiimmün cevabın doğru şiddette olmasını sağlar, Uzun Covid’i kısaltır. Bağırsak sağlığının temeli probiyotikler ve onları çoğaltabilmek için lifli sebze ve meyveleri yemek önemlidir. Özellikle liflerden bakterilerce üretilen bütirat isimli yağ, beynin iyileşirken en sevdiği besindir. Anne sütü özü olan colostrum bağırsaktan başlayan inflamasyonu azaltır. Omega 3 içeren besinler, tüm inflamasyonla giden hastalıklarda ve Long Covid’te inflamasyon süresini kısaltır. Stresin azaltılması kendi başına bir konudur. Stres az ise parasempatik sistem devreye girer. Bu istem tüm iyileşmelerin temelidir. 5HTP, Rhodiola stres ve anksiyete için alabileceğimiz desteklerdir. Uzun Covid’in kısa Covid olması dileğiyle.
15.10.2021 04:30
Uzun Covid: Etkileri nedir, neden olur, nasıl düzelir?
Sadece bağırsağı değil beyni de etkiler
13 Aralık 2024
Longevity genlerini aktive etmenin yolları
06 Aralık 2024
Bağışıklık sistemimizi kışa hazırlayalım
29 Kasım 2024
İşlenmiş gıda tüketiminin sonu geliyor mu?
22 Kasım 2024
Yaşlanırken yitirdiğimi metabolik yetenek
Tüm Yazıları
15 Kasım 2024