23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
01.10.2021 04:30

“Başka bir dünya mümkün mahallesi” 50 yaşında!

Kopenhag’a yürüme mesafesindeki işgal mahallesi, turist akınlarına rağmen yönetimiyle, kültürüyle, kanunlarıyla ve renkli sakinleriyle Avrupa’nın en ilginç ve alternatif yerlerinden

Kopenhag havalimanından şehre giden hızlı trene bindiğimde, dünyada en çok görmek istediğim tasarım şehrine ayak basmanın heyecanını taşıyordum. İki yıl sonra başlayacak olan pandemiden bihaber, hızlı hızlı dijital ekranımdaki listenin üzerinden geçmeye başladım. Şehrin kalbi eski liman Nyhavn, açık sandviççiler, Design Museum… Hepsi bekleyebilirdi. Çünkü en başta, 1971 yılında özerkliğini ilan etmiş o rengarenk özgürlükler mahallesi vardı: Christiania. Macera böyle başladı… 

Hippiler üsse girince

Christiania, bugünkü sıra dışı, özerk mahalle haline gelmeden önce uzun yıllar terk edilmiş halde duran eski bir askeri üstü. 26 Eylül 1971’de bir grup hippi, ellerinde gitarlarıyla önce barikatları yıktı, ardından terk edilmiş kışlanın içindeki kovuklarda ve elleriyle yaptıkları derme çatma barakalarda yaşamaya başladı. Barış ve sevgi ilkelerinin rehberliğinde, kararların ortaklaşa alındığı, alternatif bir toplum kurmak istediler. Üç yıl içinde popülasyon artınca mahalleli kendi bağımsızlık manifestosunu yazdı ve Danimarka’dan ayrılarak, kendi komünlerini kurduklarını dünyaya ilan etti. Başlangıçta bunu bir sosyal deney olarak gören ve elektriği, suyu olamayan mahalle sakinlerinin bir yıldan fazla dayanamayacağını düşünen yetkililerin tepki vermesi uzun sürmedi. 1978’de mahkeme, Christiania sakinlerine bölgeyi boşaltmalarını emretti, bu karar büyük protestolara yol açtı. 1989’da hükümet, nehir kanalının yakınında bulunan bu 84 dönümlük arazinin toplu intifa hakkını (terk edilmiş bir alandan toplum faydasına yararlanma hakkı) geçersiz kılmak için yasaları yeniden düzenledi. Danimarka parlamentosunun resmi olarak Christiania sakinlerine yerleşim hakkı vermesi 15 yıldan fazla sürdü. Bundan sonra, hükümete karşı davayı kaybeden Christianialılar; komünü resmen satın almalarını sağlayacak bir fon kurdular. 900 komün sakini, dairelerin büyüklüğüne göre hesaplanan kiralarına ek olarak kurdukları fonu yasal olarak yaşatmak için asgari bir miktar para ödüyor. Yine de girdikleri ya da kendi çabalarıyla inşa ettikleri evleri satın almalarına izin verilmiyor. Hükümetten bağımsız kuralları ve düzenlemeleri olan bir topluluktan oluşan 84 dönümlük mahalle, resmi olarak özerk. Kimilerine göre Kopenhag’daki bu semt, “serserilerin ve uyuşturucu kullananların şehirdeki merkezi”, kimilerine göreyse “barış, sevgi, sanat etkinliklerinin, farklı düşünen özgür bireylerin kalesi.” 

Bob Dylan, Metallica… 

Kopenhag’dan buraya gelmek için metroya binip Christianshavn istasyonunda inmek yeterli. Kentin kalbi Nyhvn rıhtımından yaklaşık 20 dakikalık bir yürüyüş ya da kısa bir bisiklet yolculuğuyla da ulaş abilirsiniz. Christiania’nın ahşap taklı kapısına geldikten sonra da hiçbir kimlik veya bilet kontrolüne maruz kalmadan içeri girebiliyorsunuz. Tabii ki kurallara uymak kaydı ile.  İçeri girdikten sonra irili ufaklı kulübelerin ve yemyeşil bahçelerin, rengarenk graffitilerin arasından ulaştığınız meydanda sizi, 1891 yılında yapılmış kışla döneminden kalma büyük binicilik evi karşılıyor. Den grå hal (Gri salon) Christiania’daki en büyük konser mekanı. Sıkı durun: Bob Dylan, Metallica gibi birçok ünlü grup ve sanatçı burada sahne aldı. Salonun devamındaki Pusher Street ise Christiania’nın en bilinen yeri. İkinci el tezgahları ya da bahçede üretilen meyve sebzenin satışı bu sokakta yapılıyor.  Fabriksområdet, mahallenin sanat caddesi. Çocukken oynadığımız legoları hayatlarına taşımışlar gibi. Sanat galerileri ve vejetaryen/vegan kafeler hepsi bu cadde üzerinde. Bu arada Christiania’daki fiyatlar da dışarıdan çok ucuz değil. Fabriksområdet Caddesi’nin sonu, ikinci el eşya deposuna açılıyor. Eskinin ahırları şimdinin asma katlı ahşap deposu olmuş. İçeride satış, takas, ürün teslimi ve  ayrıştırma yapılıyor. Burayı da arkanızda bırakıp bisiklet fabrikası ve çocuk evi gibi yerlerin önünden geçerek yapacağınız turla yaklaşık iki saatte Christiania turunuzu tamamlayabilirsiniz. 

Polis baskınları ve festivaller

Geçtiğimiz pazar günü, Christiania mahallesi 50’nci yaşını kutladı. Tüm şehir; renkli kortejlere sahne olurken şehrin ünlü galerisi Kunsthal’da açılan Christiania posterleri sergisi  14 Kasım’a dek sürecek.  Geride bıraktığımız 50 yıl içinde Freetown Christiania’da her şey güllük gülistanlık seyretmedi elbet. Mahalle, pek çok kez polis baskını ile karşı karşıya kaldı. Bunun başlıca nedeni, ünlü “Yeşil Işık Bölgesi”nde (Green Light District) gerçekleşen esrar ticaretiydi. Polis mahalleyi düzenli olarak işgal etti ve zaman zaman satıcıları tutukladı. Ağustos 2016’da Christiania’da bir polis memuru da dahil olmak üzere üç kişi yaralandı.

Yılda yarım milyon turist çekiyor

Christiania halkı kapitalizmin vahşiliğine direnmeye çalışsa da semt, yılda yarım milyon turist ağırlıyor. Kendi aralarında kurdukları değiş tokuş pazarı, artık turistlere de açık. Kopenhag Belediye Başkanı Lars Weiss ‘ın birkaç gün önceki kutlamada sarf ettiği sözler, Christiania’nın zaferini adeta tüm dünyaya ilan eder nitelikte… “Christiania’sız bir Kopenhag düşünemiyorum. Christiania, Kopenhag’ı daha çeşitli hale getirmeye katkıda bulunuyor.”
Ahşap bir takın altından geçerek girilen Christiania’da sanat sokaklara taşıyor.
Ahşap bir takın altından geçerek girilen Christiania’da sanat sokaklara taşıyor.

Kendi kendini yöneten topluluğun kuralları

  • İlk kural, sıfır şiddet! Topluluk silahlara, bıçaklara, kurşun geçirmez yeleklere, sert uyuşturuculara, motorcuların veya çetelerin renklerine veya hırsızlığa, şiddeti teşvik edebilecek hiçbir şeye izin vermiyor. 
  • İkinci kural, Christiania’da koşmak yasak. Koşmak, kaçmak için bir sebebiniz olduğu anlamına geliyor ve korku kültürü, sevdikleri bir şey değil. 
  • Mahallede yaşayan insanların felsefesinde yeni bir eşya ya da kıyafeti yeni almak yerine, ikinci el pazarına yönelmek, bozulan ya da yırtılan ürünleri tamir etmek ve en önemlisi de elinde olanı paylaşmak var.
  • Kenevir bitkisinin parayla satılması yasal değil. 
  • Resmi ulaşım aracı bisiklet. Tek tük olan otomobiller ihtiyaç olduğunda ortak kullanılıyor ve ortak tamir ediliyor.
  • 2013 yılında “yanaktaki dil” işareti resmi olarak Christiania’nın sembolü kabul edilmiş. Bu sembolün görüldüğü yerler bölgenin sınırı kabul ediliyor, yani Avrupa Birliği sınırlarına girip çıktığınızın bir göstergesi.
  • Farklı milletlerden ve sosyal sınıflardan insanların kaynaştığı bir yer olan Christiania’nın kendi fırını, restoranı ve kreşi var ve artık Danimarka başkentinin ünlü turistik mekanlarından biri olarak kabul ediliyor.
  • Christiania’da kameralara genel olarak tepki var. Girişte fotoğraf veya video çekilmemesini söyleyen işaretler var,  elinizde kamera varsa içeri girmenize bile izin vermeyebilirler! Gizlice fotoğraf çekmeye çalışmanız ise hiç hoş karşılanmıyor. (Fotoğrafları,visitcopenhagen.com tanıtma vakfının mahalle yönetiminden aldığım izinle çektim)
  • Christiana, yağmur suyunu toplar ve tanklarda depolar, kanalizasyon sistemine bağlı olmayan alanlarda kompost tuvaletleri vardır ve birçok bina güneş panelleri veya yel değirmenleri ile donatılmış. Yazın güneş panellerinden sıcak su alan ortak bir hamam bile var. Kompost yapmaya kararlılar ve hatta herkesin düzgün yaptığından emin olmak için etrafta dolaşan “koku polisi” var. Topluluğun hippi kökleri, gezegeni korumanın yollarını önemseme hareketini teşvik ediyor.
  • Sakinler kendi sebze meyvelerini yetiştirmekle yükümlü. 
  • Sürdürülebilir ve geri dönüşüm sanatı teşvik ediliyor ve eserlerin mahallenin her alanında sergilenme hakkı var. Semtin ünlü kafesi Scene’de bir derdi olan çıkıp konuşabiliyor ya da renkli bir gösteri sahneleyebiliyor. Yemek yediğiniz tüm kafe ve restoranlar vejetaryen ve vegan ama kahvaltıdan hamburgere her şey çok lezzetli tariflerle hazırlanıyor.
Bahar Akıncı
Bahar Akıncı