Yunan tarihçi Strabon’un “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olsun diye Datça Yarımadası’na gönderir'' cümlesiyle girelim bu hafta söze ve Datça’nın merkezinden başlayıp Knydos Antik Kenti’nin kalıntılarından çıkalım. Gönül isterdi ki bu yazıya güzel Datça’nın tüm köylerini, üreticilerini, pansiyonlarını, otellerini, küçük lokantalarını, sandaletçilerini, meyhanelerini, plajlarını, koylarını sığdıralım. Ancak yarımada ne anlatmakla ne de yazmakla biter. Bu nedenle ana hatlarıyla, sevdiğim, konakladığım otel, motel, pansiyonlarıyla, bünyeyi masmavi sularına bandığım koylarıyla, Kynidos’la, yeni açılan gün batımı kokteyl barlarıyla, butik pastacılarıyla bezeli bir mini Datça rehberi hazırladım. Daha fazlası için Datça’yı yaşamak gerek...
05.08.2022 04:30
Ege’nin balı, bademi Datça
Çamının kozalağına zarar gelmesine kıyamadığım Datça Yarımadası’ndayız bu hafta… Fıstık çamı, badem, okaliptüs, harnup zeytin, dut, incir, badem ağaçlarıyla bezeli, nefis manzaralarıyla, kıvrım kıvrım bükleriyle, tarihiyle, şairiyle güzel Datça’da...
Kış güneşiyle parlayan İspanyol şehirleri
15 Kasım 2024
Vizesiz Asya’nın en güzel festivalleri
18 Ekim 2024
Kyoto’nun büyüleyici sonbaharından 25 durak
11 Ekim 2024
Yola çıkmaya değer üç etkinlik
27 Eylül 2024
Şehrin kaosundan kaçış rehberi
Tüm Yazıları
20 Eylül 2024