Geçen hafta bir iş seyahati için Porto’daydım. Lizbon rehberimi Gazete Oksijen arşivinden bulabilirsiniz ama bu hafta, Douro Nehri’nin iki yakasına yayılmış rengarenk evleri, fado müzisyenlerine kucak açan Potekiz çinisi (azulejos) kaplı minik müzikholleri, dünyaca ünlü Porto şarabı, mahzenleri, köprüleri, sarayları, kuleleri ile ünlü Porto’yu anlatacağım size.
Porto'nun cazibesi, yıllanmış bir Porto’nun nüansları kadar inceliklidir ve Miragaia, Ribeira ve Massarelos'un tepelik arka sokaklarında yavaş yavaş tadını çıkarmak en iyisidir. En çok hatırlayacağınız şey bir yandan coşkuyla akan bir öğrenci şehri, bir yandan da gün batımının binbir rengini izleyeceğiniz sessiz düşünme enstantaneleridir. Douro’nun rıhtımlara vuran sesi, nehir rüzgarlarında kuruyan çamaşırların hışırtısı, şıngırdayan Porto bardaklarının çınlaması, ikonik bir köprünün altında, bir park çeşmesinin kenarında, grafiti kaplı bir duvarın çentiğinde gizlice birbirine dolanan genç aşıkların görüntüsü...