Geçen günlerde Seul’deydim. Üç yıl önce Güney Kore’ye ilk kez adım attığımda teknoloji, kozmetik ve K-pop fırtınası beni büyülemişti; bu sefer ise bambaşka bir rüzgarın peşindeydim: Çağdaş sanat. Üstelik yalnızca ikonik müzeler değil, küçük tematik galeriler, ışık enstalasyonlarıyla donatılmış sokaklar, bir anda metroda karşınıza çıkan dijital sanat panoları, hanok çatılarının altına gizlenmiş bağımsız stüdyolarla karşılaştım. Seul artık yaşayan, nefes alan, interaktif bir sanat galerisi gibi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim