Türkiye’den dünyaya uçan tüm havayollarının kampanyalarını sıkı takip etmenin bir sonucu olarak üç arkadaş yüzde 50 indirimli Tiflis bileti bulduğumuzda aylardan ağustostu. Kısa bir “Gidilir mi, gidilmez mi?” muhasebesinin ardından üç yıl orada “expat” olarak yaşamış turizm danışmanı Feyza Özcan Yozgat’ı aradım. Cevap kısa ve netti: ¨Tiflis’i bugüne dek görmediğiniz hata.” Biletlerimizi aldık, şehri avucunun içi gibi bilen arkadaşımızı da kandırdık ve tam üç ay sonra ekimin başında bizi Tiflis’e götürecek uçaktaydık.
Rötarsız bir yolculuktan sonra Tiflis Havalimanı’na varıyoruz. Pasaportum yanımda olmasına rağmen, denemek için TC kimliğimi uzatıyorum. Sınır polisi bir bana, bir kimliğime bakıyor, “Buyurun” işareti yapıyor. 25 dakika içinde şehrin merkezindeyiz.
Otelimizin de bulunduğu popüler cadde Rustaveli üzerindeki saraylar, katedraller, sanat müzeleri, St. George heykelinin görkemi, bisiklete binenler ve kafeleri dolduran insanlar karşılıyor bizi. Şanslıyız, cekete bile gerek yok. Etrafını çeviren Kafkas Dağları nedeniyle soğuğun daha az işlediği, ılıman bir iklimi var Tiflis’in. İsmini de “ılık su” anlamındaki “Tbili”den aldığı söyleniyor.
Cadde boyu yürümeye başlıyoruz. Şaşkınız. Karşımızda etkileyici bir mimari var. Caddenin bitiminde ulaştığımız Eski Tiflis, Kura Nehri'nin her iki yakasına kurulmuş. Turistler için arşınlanacak bölge bu eski merkez.
9 durakta Tiflis
Eski şehir:
Pek çok medeniyet ve yıkım gören bu bölgede 19. yüzyılda oluşan ve Ermeni ve Gürcülerin birlikte yaşadığı Avlabari Mahallesi, Alman Mahallesi ve Pers Mahallesi sizi şaşırtacak. Kura Nehri ile Küçük Kale (Narinkala) arasındaki kiliseler, restore edilmiş köşklerin içine açılan otel ve restoranlar, galeriler, müzeler, hamamlar, cumbalı evler ve nehrin iki yakasını birbirine bağlayan Barış Köprüsü’nün etkileyici modern mimarisiyle göz alıcı. Patrikhane’nin bulunduğu Ioane Shavteli Sokağı, her seferinde bir düğün törenine denk gelebileceğiniz görkemli Anchiskhati Bazilikası’nı içine alarak Gabriadze Kukla Tiyatrosu ve saat kulesine ulaşıyor. Sanki demir bir kalas yıkılmasına engel oluyormuş gibi durması nedeniyle tarihten kalan bir kuleymiş izlenimi veriyor. Kulenin etrafında yürüyerek girip çıkacağınız tüm sokaklardaki evler özenle restore edilmiş. Gürcistan Ulusal Müzesi de yine aynı bölgede, 6-7 dakika mesafede.
Küçük Kale
1797'deki Pers istilası nedeniyle Eski Tiflis'te 19. yüzyıl öncesine ait mimariye pek rastlanmasa da eski merkezden teleferikle çıkılan, 4. yüzyılda inşa edildiği bilinen Küçük Kale (Narinkala) manzarasıyla büyüleyen bir yapı. Yukarıda seyir terasları, kafeler, kale surları, Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti tarafından 1958 yılında, yani Tiflis’in kuruluşunun 1500. yıldönümünde Sololaki Tepesi’ne dikilen dev Kartlis Deda heykeli (Gürcistan’ın Annesi) yer alıyor.
Bit pazarı
“Dry Bridge” adıyla bilinen cadde boyunca uzanan bit pazarından rengarenk el yapımı parçalar, kristaller, gümüşler ve antika objeler nedeniyle kolay kolay ayrılamayacaksınız. Gürcü tabloları, el dokuması çantalar, çanak çömlekler ve daha pek çok şey bu sürekli değişen pazarda satılıyor.
Sameba Katedrali
Tsminda Sameba ismiyle anılan Kutsal Üçlü Katedrali Tiflis’in simge yapılarından. Kentin her köşesinden görülebilen Tsminda Sameba, ülkenin ana katedrali, dünyanın üçüncü büyük Doğu Ortodoks Katedrali unvanını da elinde bulunduruyor. Oldukça yeni olmasına karşın görkemli taş mimarisiyle hayranlık uyandırıyor.
Müzeler
Gürcistan Müzesi: 1852 yılında Kafkasya Departman Müzesi olarak kurulan, 1921'deki Sovyet işgalinde zengin koleksiyonu koruma amaçlı olarak önce Batum'a, ardından da Fransa'ya taşınan müze II. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra tüm eserlerini geri almış. Gürcistan Ulusal Galerisi: Çağdaş Gürcü sanatçılarının çok başarılı eserleri sergileniyor. Art Palace: Gürcü tiyatrosu, sineması, folkloru, operası ve balesi üzerine sergilerle Gürcü sanatına adanmış. MOMA Tiflis: Üst katı kurucu Zurab Tsereteli'nin heykel ve resimlerine ayrılmış. Alt kattaki galeride geçici sergiler düzenleniyor.
Vake mahallesi
Vake Mahallesi’nde yeni apartmanlar, parklar, rezidanslar, şık kafe ve restoranlar, tasarım butikleri, Entre isimli Fransız usulü Gürcü pastanesi, ünlü dondurmacılar, gece geç saatlere kadar açık irili ufaklı barlar yer alıyor. Bir akşamınızı eski kentte, bir akşamınızı da Vake’de geçirmenizi öneririm.
Tepedeki park
Mtatsminda Dağı'nın zirvesinde yer alan fünikülerle Mtatsminda Parkı’nın içinde şık bir restoran, manzaralı bir pastane, atlıkarıncalar, su kaydırakları, roller-coaster ve şehrin her yerinden görülen devasa bir dönme dolap var. Giriş ücretsiz, fünikülerle gidiş dönüş kişi başı 6 Gel, yani yaklaşık 40 TL.
Gastronomi
Hem geleneksel Gürcü restoranları hem de son yıllarda art arda açılan yeni nesil şef lokantaları gastronomi düşkünlerini şaşırtmaya ve şehre ziyaretçi çekmeye devam ediyor. Eski şehir merkezinde araç trafiğine kapalı Ioane Shavteli sokağı üzerinde yeni açılan nefis avlulu “Blue Fox”, sol yanındaki minicik Tsangala’s Wine Bar, sağ yanındaki vejetaryen restoranı Leila ve aynı sokaktaki OtsY çok beğendiğimiz adresler arasına girdi.
Eskiden Yazarlar Kulübü olan nefis bahçeli tarihi köşk, şimdilerde Tekuana Gachechiladze’ye ait etkileyici bir şef lokantası olan Cafe Littera. Aynı şefin eski şehir merkezinde bir de Culinarium-Khasheria isimli bir Gürcü lokantası bulunuyor, kesinlikle tavsiye ederim. Stampa Oteli’nde altında açılan Cafe Stanpa, Pink Bar ve Asya mutfağı sunan Shio Ramen yine şehirde en sevdiklerimiz arasına girdi. Bir arka sokağındaki Lolita yeni nesil bir füzyon restoranı, kokteylleri ve bahçesiyle ünlü.
Chateau Mukhrani
Tiflis’e yarım saat uzaklıkta, mimarisi, peyzajı ve restoranı sayesinde nefis bir öğleden sonra geçirebileceğiniz bir şaraphane. Bahçe ve 1800’lerden kalma şato, görülmeye değer.
Şehir içi ulaşım
Havalimanından şehrin merkezine ulaşmak için birkaç yol var. İlki, gelen yolcu çıkışı önünden kalkan, 17 kilometrelik yolu yaklaşık 50 dakikada alan 337 no’lu otobüs. Fiyatı 6 Gel, yani yaklaşık 40 TL. Bir diğer seçenek şehrin hemen her yerinde hızlı ve uygun fiyatlarla çalışan BOLT uygulamasının araçlarıyla şehre ulaşmak Fiyatı 25 ile 35 Gel arası değişiyor (166-233 TL). Kaldığınız otelden VIP araçlı transfer çağırmak 100 Gel civarı. Rustaveli gibi merkezi caddelerden banliyölerine gece yarısına dek çalışan mini bir de metro hattı var.
Nasıl gidilir?
İstanbul’dan araçla Hopa ve Batum üzerinden 21 saatte, THY ve Pagaus uçuşları ile yaklaşık 2 saatte kimliğinizle giriş yaparak ulaşabilirsiniz. Pegasus 1 Kasım’da Tiflis-Ankara direkt seferlerine başlıyor.
Nerede kalınır?
Tiflis’in beni en şaşırtan yönü bu oldu. Tasarımına hayran kaldığım oteller arasında yer alan Rooms, Stampa ve eski bir tekstil fabrikasından dönüştürülerek gençler için uluslararası bir sosyalleşme noktası haline gelmiş olan Fabrika Hostel kelimenin tam anlamıyla ağzımı açık bıraktı. Üç gece konakladığımız Rooms Hotel şehrin merkezinde. Eski bir Sovyet devlet kurumu binasından dönüştürülmüş. Işığı, ambiyansı, kütüphaneleri, kahvaltısı ve odalarıyla bugüne dek en hayran kaldığım oteller arasına girdi.