12 yıldır Bodrum’da Türk Film Haftası adıyla yapılan ve sinema sektörümüzün önemli film ve ekiplerinin ağırlandığı sinema etkinliği, ilk kez bu sene 3-8 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Bodrum Uluslararası Film Festivali olarak yenilendi.
Bodrum Sinema ve Kültür Derneği’nin; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle ve Muğla Valiliği, Bodrum Kaymakamlığı, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi ve Kos Belediyesi’nin iş birliğiyle hayata geçirdiği festivalde pek çok ülkenin filmlerinden derlenen yarışma ve gösterim programının yanı sıra Türkiye ve Yunanistan arasında da sanatsal bir köprü kurarak ortak film projelerinin geliştirilmesi için bir zemin oluşturuldu. Festivalin bir gününde sinemacılar Kos adasında buluşup fikir ve projelerini paylaştılar, birlikte film izlediler…14 ülkeden gelen 19 filmin gösterimi Bodrum halkı tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. Bu filmlerinin çoğunun yönetmeninin de katıldığı gösterimlerde seyirciler filmden sonra yönetmenlere merak ettikleri soruları yöneltme fırsatı buldular.
İstanbul ve Adana Film Festivallerinin ardından ilk kez Bodrum’da gösterilen Vuslat Saraçoğlu’nun Bildiğin Gibi Değil, Rezan Yeşilbaş’ın Uçan Köfteci ve Emine Yıldırım’ın Gündüz Apollon Gece Athena filmleri izleyicilerden büyük ilgi gördüler. Yabancı filmlerde de festival sonunda büyük ödülü kazanan ve Türkiye’deki ilk gösterimini yapan Avusturya-Almanya ortak yapımı Beyaz Salyangoz (White Snail), Fransız popüler filmler yönetmeni Cedric Klapisch’in Filmekimi’nde de ilgiyle izlenen yeni filmi Zamanın Renkleri (Colours of Time), ünlü Belçikalı Dardenne kardeşlerin Genç Anneler (Young Mothers), İngiliz yönetmen Paul Andrew Williams’ın finaliyle herkesi şok eden filmi Yusufçuk (Dragonfly) oldukça ilgi gören filmler oldular.

Kendi adıma bu filmlerin yanı sıra yine Türkiye’de ilk kez gösterilen bir Belçika filmi olan ve babası talihsiz bir kaza geçiren 11 yaşındaki bir kız çocuğunun büyüme hikâyesini anlatan Yeşeren Yapraklar’ı (Soft Leaves) da beğendiğimi söylemeliyim. Ayrıca daha önce Adana Altın Koza Film Festivali’nde de ilgiyle izlenmiş Burak Gülgen ve Gökhan Mumcu’nun çektiği Çocuk Yıldızlar belgeseli, buradaki özel gösteriminde de seyircilerin gönlünü kazandı. Gülgen ve Mumcu, Yeşilçam’daki çocuk oyuncuların ne zorluklarla filmlerde oynatıldıklarını ve bugünün çocuk oyuncularının da aileleri tarafından nasıl zorlandıklarını detaylı röportajlar eşliğinde işliyorlar. Canım Kardeşim’deki Kahraman Kıral’ın yaşadığı dehşet tecrübeyi anlattığı yerde salondaki seyirciler sesli tepkiler göstermeden edemiyorlar… “Çocuk Yıldızlar” belgeselini yakaladığınız yerde izleyin bence…
Cezayir doğumlu ve özellikle Vengo, Transylvanya, Gadjo Dilo ve Korkoro filmleriyle de Türkiye’de oldukça tanınan ve sevilen yönetmen Tony Gatlif’in başkanlık ettiği jüride Selanik Film Festivali Genel Direktörü Elise Jalladeau, sevilen oyuncumuz Fadik Sevin Atasoy, yıllarca İstanbul Film Festivali’nin yöneticiliğini yapmış Hülya Uçansu ve İranlı yazar yönetmen Reza Mirkarimi de yer aldı. Jürinin değerlendirmesi sonucunda; intihara meyilli genç bir manken kızla, morgda çalışan genç bir adamın sıra dışı arkadaşlığını anlatan Beyaz Salyangoz En İyi Film ödülünü kazanırken Yunan filmi Margo’ya da Jüri Özel Ödülü takdim edildi.
Tony Gatlif’in özel bir söyleşi gerçekleştirdiği buluşmada ünlü sinemacı insanların politik olarak daha aktif olması gereken bir çağda yaşadığının altını çizerek, sinemanın her zamankinden daha önemli bir işleve sahip olduğunu, bu yüzden ister telefonda ister perdede, mecra seçimi yapılmadan dünyanın her yerindeki insanlara ulaşmak gerektiğini vurguladı ve izleyecilerin sorularını yanıtlarken filmlerindeki temalara gerçekte de ne kadar bağlı olduğunu hissettirdi.
İlk kez bu yıl uluslararası sulara açılan festivalin direktörü Cenk Sezgin bu adımı atarken festival ekibini oldukça deneyimli isimlerle güçlendirmeyi ihmal etmemiş. Bir dönem Antalya Film Festivali’nde yöneticilik yapan sektörün profesyonellerinden yapımcı Elif Dağdeviren’in danışmanlığını yaptığı festivalde uluslararası program danışmanlığını da yılların emektar sinema yazarlarından Alin Taşçıyan gerçekleştirmiş. Emeği geçen herkesin de özverili çalıştıklarına bilfiil şahit oldum…

Bu yıl yönünü ve çapını daha vizyoner bir rotaya döndüren başta Cenk Sezgin olmak üzere, tüm festival ekibini kutlarım. Kendi adıma programıyla, etkinlikleriyle dolu dolu geçen bir festival olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bodrum’un sürprizli sonbahar ikliminde farklı kültürlerden güzel filmlerle Bodrumluların buluştuğu bu renkli festival, önümüzdeki yıllarda giderek daha da büyüyüp zenginleşecektir.