Cem Yiğit Üzümoğlu, Tuba Büyüküstün gibi starların rol aldığı belgesel drama Rise of Empires: Ottoman, 2020’de Netflix’e yüklendiğinde dünya çapında büyük ilgiyle karşılanmıştı. Yönetmenliğini Emre Şahin’in üstlendiği dizi ilk sezonda II. Mehmed’in iktidara gelmesini ve İstanbul’un fethini konu alıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişiyle başlayan ikinci sezon ise Fatih Sultan Mehmed ile Kazıklı Voyvoda olarak bilinen III. Vlad (yani meşhur Vlad Drakula) savaşını anlatıyor. Altı bölümlük dizide tarihteki önemli olaylar uluslararası bir oyuncu kadrosu tarafından yeniden canlandırılıyor. Aralarında Emrah Safa Gürkan gibi tanıdık yüzlerin de yer aldığı, alanlarında saygın bir yere sahip olan uluslararası tarihçilerle yapılan röportajlar ise seyircinin olayları derinlemesine anlamasını sağlıyor.
Osmanlı’yı iyi bilen düşman
Kaldığı yerden devam eden ikinci sezonda Mehmed (Cem Yiğit Üzümoğlu) artık sayısız muhabereyi kazanmış ve İstanbul’u fethetmiş bir hükümdar. Ordusu ve toprakları büyüdükçe düşmanları da artmış durumda. Macaristan ve Osmanlı Devleti arasında yuvalanan Eflak Beyliği’nin başındaki Vlad (Daniel Nuta) ise ciddi bir tehdit arz etmekte. Vlad Drakula aslında bir yabancı değil. Mehmed’in bir zamanlar birlikte at binmeyi, kılıç kullanmayı öğrendiği eski yakın arkadaşı. Gelin görün ki, o işler o kadar basit değil. Zira Vlad, II. Murad (Mehmet’in babası) Eflak’ı ele geçirdikten sonra bir gün beyliği yönetmesi üzere yetiştirilen bir iç oğlanı. Babası Ejderha Vlad tarafından kardeşi Prens Radul’la birlikte Edirne Sarayı’na rehin olarak verilmiş bir çocuk. 1448’de Eflak’ı yeniden ele geçirmesi için oraya gönderiliyor ve voyvoda olarak tayin ediliyor. Tahta yerleşip kendini sağlama aldıktan sonra da Osmanlı topraklarında kalan kardeşi Radul’la bağını kopartarak isyan bayrağını çekiyor. Anlayacağınız Vlad, Fatih’i ve Osmanlıları çok iyi tanıyor, tüm hassas noktalara hakim. Bram Stoker’ın 1897 tarihli ünlü romanı Dracula’ya ilham veren vampir kont işte bu.
İlk sezondan daha akıcı
Rise of Empires: Ottoman- Mehmet Vs Vlad hiç tarihle ilgilenmeyen insanların da gayet merakla izleyebileceği, eğlenceli bir sezon sunuyor. Oyunculuk bakımından birçok kostüme dramadan daha tatmin edici ve inandırıcı. Savaş sahneleri ve meşhur kazığa geçirilme vakası tüm dehşetiyle yansıtılmış. Bir intikam ve ihanet hikayesi olarak kurgulandığı için ilk sezona kıyasla bağ kurmak çok daha kolay.
