21 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
20.08.2021 04:30

Bodrum Antika Pazarı açıldı

Bütün turistik kentlerin eski eşya pazarı olur da Bodrum’un olmaz mı? Bundan sonra yaz kış her pazar günü çeşitli illerden gelen satıcıların da buluştuğu yeni bir pazarı var Bodrum’un: Bodrum Antika Pazarı!

Bodrum’un zaten ikinci el pazarları vardı, ama Bodrum Belediyesi bu eski eşya konusunu daha ciddi ele almaya karar verdi ve geçtiğimiz hafta bir komisyon gözetiminde oluşturduğu “Bodrum Antika Pazarı”nı açtı. Pazarla ilgili ayrıntıları Bodrum Belediyesi Mali Hizmetler Müdürü Ahmet Demirel’le konuştuk: Ne kadar zamanlık bir proje bu? 3-4 aydır şekillenmiş bir fikir, ama Covid nedeniyle hafta sonları süren sokağa çıkma yasağı, daha sonra bu yangın olayları yüzünden gecikmeler oldu. Bu son yaşanan üzüntülerin arasında da fazla duyuru yapamadık, fakat bu 15 Ağustos’ta ilk pazarımızı kurduk. Yeri neresi? Bodrum kapalı pazar yeri. Birincisi bu pazarın alt tarafında kapalı otoparkı var, gelen satıcılar da ziyaretçiler de araçlarını rahatlıkla park edebilirler. İkincisi, pazara gelen insanlar Bodrum’a inmişken burada yemeklerini yiyebilirler, belki Kale’yi, Liman’ı gezerler, bu anlamda esnafa da bir faydası olur diye düşündük. Yaz kış her pazar günü sabah 9’dan akşam 7’ye kadar açık olacak. Belki gelen talebe göre akşam 11’e, 12’ye kadar da devam edebiliriz. 

Bodrum Antika Pazarı’nın henüz çiçeği burnunda. Örneğin 100 kilometrelik stand uzunluğuyla Avrupa’nın en büyük bit pazarı olan Fransa’daki Braderie de Lille yaklaşık 800 yıldır kuruluyor.
Bodrum Antika Pazarı’nın henüz çiçeği burnunda. Örneğin 100 kilometrelik stand uzunluğuyla Avrupa’nın en büyük bit pazarı olan Fransa’daki Braderie de Lille yaklaşık 800 yıldır kuruluyor.
Pek çok ülkenin pek çok turistik semtinde antika pazarları olur; onlara mı bakarak böyle bir fikir gelişti? Tabii, çok yoğun ilgi gören, turistik bir kent olarak Bodrum’un da bir antika pazarı olmalı dedik. Aslında bizim Turgutreis, Bitez ve Yalıkavak’ta kurulmuş antika pazarlarımız vardı, ama çok kısa zaman içinde buralar bir tür “ikinci el pazarı”na dönüştü. Kuruluş amaçlarından saptı. Denetimsiz ve antika bakımından çok da nitelikli olmayan ürünler sunuldu bu pazarlarda. Biz yeni bir antika pazarı tasarlarken sadece antika özelliği taşıyan, belirli bir dönemi yansıtan, bu açıdan belli bir değeri olan ürünler olsun istedik. Gelen satıcıların sunumundan, pazardaki stantlara kadar her şey belli bir düzen içinde olsun dedik.  Antika konusu neden sizin alanınıza girdi? Bodrum Belediyesi’nde tüm pazarların tahsisi, takibi, Mali Hizmetler Müdürlüğü İktisat Birimi’ne verilmiş. Yani benim birimime... Ama tabii antika benim uzmanlık alanım değil. O yüzden Bodrum’da uzun yıllardır bu işi yapan, bilen antikacılar var. Onlardan oluşan beş kişilik bir komisyon kurduk. Bu komisyonun sadece bir görevi var; satılan ürünlerin antika özelliği taşıyıp taşımadıklarını kontrol edecekler. Pazarımızın sahte veya ikinci el, retro tarzı bir ürün pazarına dönüşmesini istemiyoruz.
Ahmet Demirel, Bodrum Antika Pazarı’nın bir ikinci el pazarına dönüşmesini istemediklerini söyledi.
Ahmet Demirel, Bodrum Antika Pazarı’nın bir ikinci el pazarına dönüşmesini istemediklerini söyledi.
Sadece Bodrumlu satıcılar mı var pazarda? Hayır, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen antika satıcısı misafirlerimiz var. İzmir’den çok geldi mesela, Bursa’dan, İstanbul’dan, Antalya’dan, Ankara’dan… 15 Ağustos’taki ilk pazarımızda 48 farklı antika tezgahı kuruldu. Tezgahlarda hiç antika dışında ürün tespit edildi mi? Bu hafta geçiş haftası olduğu için satıcıları çok sıkıştırmadık, çok sert bir denetim yapmadık. Bu birkaç hafta ancak oturacaktır, ama yine de tespit ettiğimiz bir iki ürünü uyardık, satıcılarımız da hemen tezgahtan kaldırdılar. İlk hafta itibarıyla duyduğunuz eleştiri ve övgü ne oldu? En başta eleştiri niye tüm Bodrum’a duyurmadık diye yapıldı, haklılardı. Övgüyü de en çok dışarıdan gelen antikacılardan duyduk, organizasyondan, ilgi alakadan çok memnun kaldıklarını söylediler.  Daha ziyade nasıl parçalarla katıldı antikacılar? 1800’lü yılların başından kalma eserler vardı. Sovyetlerin dağılma süreciyle birlikte ortaya çıkan antika değerinde gramofonlar, Kızıl Ordu’ya ait taş plaklar, pul koleksiyonları… Bolca seramik ve eski mutfak eşyası… Günlük hayatta kullanılan ahşap ürünler, antika özelliği taşıyan halı, kilim… Belli bir dönemi simgeleyen el işleri, örtüler…  Kos’tan, Datça’dan, çevre köylerden eski, değerli eşyasını getirip satmak isteyenler olursa pazarı onlara da açmayı düşünür müsünüz? Tabii ki, bizim kapımız herkese açık. Belediye olarak burada “İşgaliye ücreti alayım, bir kazanç sağlayayım” gibi bir anlayışımız kesinlikle yok. Tek amacımız kültürel bir faaliyetle Bodrum’un turizmine ve ekonomisine katkı sağlamak. 


50’li 60’lı yıllarda çok nadide antikaların bulunduğu Paris’teki ünlü bit pazarı ‘Marche aux Puces’e giden Raffi Portakal, artık daha ziyade Art Basel Miami gibi fuarları takip ettiğini söyledi.
50’li 60’lı yıllarda çok nadide antikaların bulunduğu Paris’teki ünlü bit pazarı ‘Marche aux Puces’e giden Raffi Portakal, artık daha ziyade Art Basel Miami gibi fuarları takip ettiğini söyledi.

“Arnavut kaldırımları da eski ama antika değil”

- Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin Sahibi Raffi Portakal Bodrum’da antika konusu açılınca Türkiye’nin en tanınmış antikacı ve müzayedecisi olan Raffi Portakal’a açıp fikrini soralım istedik. Konuşmamız kısaydı, ama Portakal neye antika denip denemeyeceğini ekonomik-tarihsel sebebini de ortaya koyarak gayet net biçimde açıkladı: Bir semt antika pazarının başarılı ve kalıcı olması için ne önerirsiniz? Her şeyden önce güvenilir olması gerekir. Bunun için konusuna hakim antikacılardan seçkin bir “seçici kurul” oluşturulmalıdır. Bu kişilerin o pazarda stantlarının olmaması gerekir. İsimleri pazarın girişine ve çıkışına konulacak panolarda kamuya deklare edilmelidir. Bu hem onlar için bir övünç kaynağıdır hem de alıcılar ve satıcılar için bir güvencedir. Pazara gelen tüm mallar önce onların onayını aldıktan sonra sunulmalıdır. Tabii bu arada satışların belgelendirilmesi de güvenilirliği arttırır. Ben size idealini söylüyorum.  Bir parçanın “antika” olup olmadığı ayrımını nasıl yapacağız? Antikanın öncelikle bir uzman tarafından ekspertizi yapılmalıdır. Uluslararası antika tanımına göre takriben yüzyıllık bir geçmiş; dönemini yansıtan özellikler ve yine o dönemin estetik inceliklerini, güzelliklerini içermesi gerekir. Bunun dışında elbette bir belge de - örneğin bir sultanın yahut önemli bir şahsiyetin el yazısı mektubu gibi - antika, korunması gereken kültür varlıkları arasına girer. Mesela Muğla’nın köylerinden çıkan 200 yıllık bir zeytinyağ şişesi göz zevkimizi okşuyor olabilir… Olabilir, ama bu onu antika yapmaz. Benim babam da dedem de antikacıydı; babamın sözünü hiç unutmam, “Şu Arnavut kaldırımları en az 100 yıllık ama antika değil. Her eski antika olmaz.” Dolayısıyla her etnografik malzemeyi baştan antika olarak kabul edemeyiz. Bu onları değersiz yapmaz. Onun da koleksiyonunu yapmak isteyen çıkabilir, evine alıp içine bir lale koymak isteyen ya da sadece sergilemek isteyen olabilir. Ama antika ile etnografik ve güncel kullanımdaki eşya çok farklı şeylerdir.  Sizin gezmekten hoşlandığınız bir antika pazarı var mı? Artık yok. Bundan 50-60 yıl önce Paris’teki meşhur Marche aux Puces (Marşe o püs) vardı. Hakiki bir bit pazarıydı ve müthiş eski eşya, enteresan objeler ve elbette antikalar da bulunurdu.  Antikalar olmasına rağmen kendisini “bit pazarı” olarak tanımlıyor; herhangi bir komplekse kapılmıyor? Tabii, çünkü antika dediğiniz anda o pazarın elini ayağını bağlıyorsunuz. Neyle bağlıyorsunuz? Bir kere her şeyden önce zamanla… Dolayısıyla bu tip yerlere “bit pazarı” veya en azından “dekoratif eşya ve antika pazarı” demekte her zaman fayda vardır. Peki Marche aux Puces’ün “kaynağı” neydi? Oradaki antika uzmanı esnaf Paris dışına gider, feodal düzenin yarattığı o eski Fransız şatolarından, küçük şehirlerden antikalar, değerli parçalar toplarlardı. Bu yıllar yılı yapıldı. Cuma akşamı kamyonlarla gelirler, Cumartesi sabahı erkenden müşterilere kapılarını açarlardı. Benim babam da oraya sabah 4-5 gibi gidip bilgisi ve gözü olduğu için kamyonun içinden eşya alırdı. Şimdi böyle bir şey yok. Orası da bozuldu, artık çok karışık ve yeni mallar getiriyorlar. Satacak bir şey mi kalmadı acaba? Doğru, aşağı yukarı bitti. Dünyanın her tarafından yarım antikacılar, çeyrek antikacılar, özellikle Japonlar, Almanlar, Güney Amerikalılar, Yunanlılar, parası olan herkes keşfetti orayı. Bir İngilizler çok fazla gidip almadı, çünkü onların antika kültürü farklıdır. Aslında “antika”nın feodalizmle doğrudan alakası var değil mi? Hem de çok. Çünkü Avrupa tarihindeki feodal düzen asilleri ortaya çıkarıyor. Sarayla yakın ilişkisi olan ve varlık içinde yaşayan asiller, o saraylardaki ve başkentlerdeki moda rüzgarını küçük şehirlere, şatolara getiriyor. Böylece bir Fransa’nın veya bir İngiltere’nin her yeri aynı anda zenginleşiyor; eşya ve kültür olarak…  Antikacılık dünyasındaki son durum nedir? Dünyada 17, 18, 19’uncu döneme ait antika eşya modası geçiyor. Onun yerine 1950’ler, 60’lar hatta 70’lerde yapılmış dizayn mobilyalar, biblolar, lambalar revaçta. Mesela Le Corbusier’nin vefatının üzerinden henüz daha 55 yıl geçti ama onun atölyesinden çıkan meşhur Le Corbusier koltukları bugün küçük servetler niteliğinde. Önceki yüzyılların Louis quinze, Louis seize, Napolyonik antika eşya modası yine dönebilir, ama durum şimdilik bu.

“Yüzlerce insan evinden eşya satmak için arıyor”

- Bodrum Antikacılar Der. Bşk. Sertaç Ay Bodrum Antika pazarı için oluşturulan komisyonun üyesi Sertaç Ay aynı zamanda Bodrum Antikacılar Derneği’nin de Başkanı. Bodrum’daki eski değerli eşya pazarının son durumunu Ay’la konuştuk: Bodrum Antikacılar Derneği kaç yaşında, kaç üyeli bir dernek? Yeni bir dernek, bu Nisan ayında kurulduk. Yaklaşık 40 üyemiz var. Bodrum Antika Pazarı organizasyonundan memnun kaldınız mı, sizce ilk pazar nasıl geçti? Tabii memnun kaldık, bazı aksamalar oldu, ama sonuç itibarıyla iyi bir başlangıç yaptık. Bundan sonrası için önemli olan bu pazarı Bitez’deki veya Turgutreis’teki pazarlardan ayırmak. Çünkü işin içine kıyafet, nazar boncuğu, ikinci el ürünler girdi mi o artık başka bir şey oluyor.
Pandemi sonrası antika pazarında hem alıcı hem satıcılarda hareketlilik yaşandığını belirten Sertaç Ay, “Bilhassa iç mimarlar topluca alım yapıyor” dedi.
Pandemi sonrası antika pazarında hem alıcı hem satıcılarda hareketlilik yaşandığını belirten Sertaç Ay, “Bilhassa iç mimarlar topluca alım yapıyor” dedi.
Bodrum’da antika pazarının potansiyeli nasıl; karşınızda alıcı bulabiliyor musunuz? Ben aynı zamanda Bodrum Müzayede’nin sahibiyim, Bodrum tarihinde bundan 3-4 yıl önce ilk kez müzayede yapan benim. Marmaris’te keza öyle… Şu anda da müzayedelere sosyal medya üzerinden devam ediyoruz. Yani var; müşteri de var, daha potansiyel de var Bodrum’da… Peki Bodrum ve çevresinden otantik, yerli ürünler bulabiliyor musunuz yoksa hep dışarıdan gelme parçalar mı? Zaman zaman bilhassa köylülerden geliyor. Bazen bizler çevre ilçelere gidip alıyoruz. Daha çok bakır ağırlıklı, eski havanlar, kapılar, objeler, özellikle Milas’tan kilimler, her şey çıkıyor.  Pandemi nasıl etkiledi Bodrum antika pazarını? İki yönde etkiledi; birincisi Bodrum dışından daha varlıklı kesim gelip burada evler aldı, Bodrum’daki evlerinde daha çok yaşamaya başladı. O kesim özellikle bahçe dekorasyonunda veya evlerin iç mekanlarında dönem eşyasından parçalar kullanmayı seviyor. İç mimarlar mesela gelip Bodrum’daki antika mezatlarından topluca alımlar yapıyor.  İkinci etkisi ise tam tersi yönde oldu; pandemi nedeniyle işleri kötüye giden pek çok aile var, onlar da şu dönemde evindeki değerli eşyayı satıp bir an önce nakde döndürmenin derdinde.  Yangın da etkilemiştir bölgedeki insanları; evinde bir şey kaldıysa satayım diye düşünenler vardır herhalde? Beni yüzlerce insan arıyor, o var bu var, evden bu çıktı, şu kaldı diye… Herkes bir arayış içerisinde. Ama maalesef böyle bir ortamda fırsattan istifade etmek isteyenler de çıkıyor. Mesela bir ev kadınının sırf geçim derdi nedeniyle 500 liradan satışa çıkardığı bir ürüne “50 lira veririm” diyen zengin insanlar görüyoruz. Ve ihtiyacı olan o fiyata bile vermek zorunda kalıyor, ama bunlar artık suistimale giriyor. Aslına bakarsanız Bodrum’da bu sektör daha kuralları oturmamış bir şekilde işliyor.  Yani henüz çok profesyonel değil? Hiç değil. Eğer daha ciddi bir pazar olmak istiyorsak daha ciddi kuralların konması, denetimlerin daha sık yapılması lazım. Eline telefon alan mezat yaparsa olmaz. Mesela bir mezat komisyon faturasını sadece bir kişi değil, tüm satıcıların kesiyor olması lazım. Bursa’da Nilüfer Antika Pazarı var, İstanbul’da Feriköy Antika Pazarı var. Bin tane tezgah kuruyorlar. Biz de o noktaya gelebiliriz, ama daha profesyonelleşmemiz şart.