Bodrum’un zaten ikinci el pazarları vardı, ama Bodrum Belediyesi bu eski eşya konusunu daha ciddi ele almaya karar verdi ve geçtiğimiz hafta bir komisyon gözetiminde oluşturduğu “Bodrum Antika Pazarı”nı açtı. Pazarla ilgili ayrıntıları Bodrum Belediyesi Mali Hizmetler Müdürü Ahmet Demirel’le konuştuk: Ne kadar zamanlık bir proje bu? 3-4 aydır şekillenmiş bir fikir, ama Covid nedeniyle hafta sonları süren sokağa çıkma yasağı, daha sonra bu yangın olayları yüzünden gecikmeler oldu. Bu son yaşanan üzüntülerin arasında da fazla duyuru yapamadık, fakat bu 15 Ağustos’ta ilk pazarımızı kurduk. Yeri neresi? Bodrum kapalı pazar yeri. Birincisi bu pazarın alt tarafında kapalı otoparkı var, gelen satıcılar da ziyaretçiler de araçlarını rahatlıkla park edebilirler. İkincisi, pazara gelen insanlar Bodrum’a inmişken burada yemeklerini yiyebilirler, belki Kale’yi, Liman’ı gezerler, bu anlamda esnafa da bir faydası olur diye düşündük. Yaz kış her pazar günü sabah 9’dan akşam 7’ye kadar açık olacak. Belki gelen talebe göre akşam 11’e, 12’ye kadar da devam edebiliriz.

“Arnavut kaldırımları da eski ama antika değil”
- Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin Sahibi Raffi Portakal Bodrum’da antika konusu açılınca Türkiye’nin en tanınmış antikacı ve müzayedecisi olan Raffi Portakal’a açıp fikrini soralım istedik. Konuşmamız kısaydı, ama Portakal neye antika denip denemeyeceğini ekonomik-tarihsel sebebini de ortaya koyarak gayet net biçimde açıkladı: Bir semt antika pazarının başarılı ve kalıcı olması için ne önerirsiniz? Her şeyden önce güvenilir olması gerekir. Bunun için konusuna hakim antikacılardan seçkin bir “seçici kurul” oluşturulmalıdır. Bu kişilerin o pazarda stantlarının olmaması gerekir. İsimleri pazarın girişine ve çıkışına konulacak panolarda kamuya deklare edilmelidir. Bu hem onlar için bir övünç kaynağıdır hem de alıcılar ve satıcılar için bir güvencedir. Pazara gelen tüm mallar önce onların onayını aldıktan sonra sunulmalıdır. Tabii bu arada satışların belgelendirilmesi de güvenilirliği arttırır. Ben size idealini söylüyorum. Bir parçanın “antika” olup olmadığı ayrımını nasıl yapacağız? Antikanın öncelikle bir uzman tarafından ekspertizi yapılmalıdır. Uluslararası antika tanımına göre takriben yüzyıllık bir geçmiş; dönemini yansıtan özellikler ve yine o dönemin estetik inceliklerini, güzelliklerini içermesi gerekir. Bunun dışında elbette bir belge de - örneğin bir sultanın yahut önemli bir şahsiyetin el yazısı mektubu gibi - antika, korunması gereken kültür varlıkları arasına girer. Mesela Muğla’nın köylerinden çıkan 200 yıllık bir zeytinyağ şişesi göz zevkimizi okşuyor olabilir… Olabilir, ama bu onu antika yapmaz. Benim babam da dedem de antikacıydı; babamın sözünü hiç unutmam, “Şu Arnavut kaldırımları en az 100 yıllık ama antika değil. Her eski antika olmaz.” Dolayısıyla her etnografik malzemeyi baştan antika olarak kabul edemeyiz. Bu onları değersiz yapmaz. Onun da koleksiyonunu yapmak isteyen çıkabilir, evine alıp içine bir lale koymak isteyen ya da sadece sergilemek isteyen olabilir. Ama antika ile etnografik ve güncel kullanımdaki eşya çok farklı şeylerdir. Sizin gezmekten hoşlandığınız bir antika pazarı var mı? Artık yok. Bundan 50-60 yıl önce Paris’teki meşhur Marche aux Puces (Marşe o püs) vardı. Hakiki bir bit pazarıydı ve müthiş eski eşya, enteresan objeler ve elbette antikalar da bulunurdu. Antikalar olmasına rağmen kendisini “bit pazarı” olarak tanımlıyor; herhangi bir komplekse kapılmıyor? Tabii, çünkü antika dediğiniz anda o pazarın elini ayağını bağlıyorsunuz. Neyle bağlıyorsunuz? Bir kere her şeyden önce zamanla… Dolayısıyla bu tip yerlere “bit pazarı” veya en azından “dekoratif eşya ve antika pazarı” demekte her zaman fayda vardır. Peki Marche aux Puces’ün “kaynağı” neydi? Oradaki antika uzmanı esnaf Paris dışına gider, feodal düzenin yarattığı o eski Fransız şatolarından, küçük şehirlerden antikalar, değerli parçalar toplarlardı. Bu yıllar yılı yapıldı. Cuma akşamı kamyonlarla gelirler, Cumartesi sabahı erkenden müşterilere kapılarını açarlardı. Benim babam da oraya sabah 4-5 gibi gidip bilgisi ve gözü olduğu için kamyonun içinden eşya alırdı. Şimdi böyle bir şey yok. Orası da bozuldu, artık çok karışık ve yeni mallar getiriyorlar. Satacak bir şey mi kalmadı acaba? Doğru, aşağı yukarı bitti. Dünyanın her tarafından yarım antikacılar, çeyrek antikacılar, özellikle Japonlar, Almanlar, Güney Amerikalılar, Yunanlılar, parası olan herkes keşfetti orayı. Bir İngilizler çok fazla gidip almadı, çünkü onların antika kültürü farklıdır. Aslında “antika”nın feodalizmle doğrudan alakası var değil mi? Hem de çok. Çünkü Avrupa tarihindeki feodal düzen asilleri ortaya çıkarıyor. Sarayla yakın ilişkisi olan ve varlık içinde yaşayan asiller, o saraylardaki ve başkentlerdeki moda rüzgarını küçük şehirlere, şatolara getiriyor. Böylece bir Fransa’nın veya bir İngiltere’nin her yeri aynı anda zenginleşiyor; eşya ve kültür olarak… Antikacılık dünyasındaki son durum nedir? Dünyada 17, 18, 19’uncu döneme ait antika eşya modası geçiyor. Onun yerine 1950’ler, 60’lar hatta 70’lerde yapılmış dizayn mobilyalar, biblolar, lambalar revaçta. Mesela Le Corbusier’nin vefatının üzerinden henüz daha 55 yıl geçti ama onun atölyesinden çıkan meşhur Le Corbusier koltukları bugün küçük servetler niteliğinde. Önceki yüzyılların Louis quinze, Louis seize, Napolyonik antika eşya modası yine dönebilir, ama durum şimdilik bu.“Yüzlerce insan evinden eşya satmak için arıyor”
- Bodrum Antikacılar Der. Bşk. Sertaç Ay Bodrum Antika pazarı için oluşturulan komisyonun üyesi Sertaç Ay aynı zamanda Bodrum Antikacılar Derneği’nin de Başkanı. Bodrum’daki eski değerli eşya pazarının son durumunu Ay’la konuştuk: Bodrum Antikacılar Derneği kaç yaşında, kaç üyeli bir dernek? Yeni bir dernek, bu Nisan ayında kurulduk. Yaklaşık 40 üyemiz var. Bodrum Antika Pazarı organizasyonundan memnun kaldınız mı, sizce ilk pazar nasıl geçti? Tabii memnun kaldık, bazı aksamalar oldu, ama sonuç itibarıyla iyi bir başlangıç yaptık. Bundan sonrası için önemli olan bu pazarı Bitez’deki veya Turgutreis’teki pazarlardan ayırmak. Çünkü işin içine kıyafet, nazar boncuğu, ikinci el ürünler girdi mi o artık başka bir şey oluyor.