22 Aralık 2024, Pazar Gazete Oksijen
28.05.2021 06:00

Bu yaz bavulda Bodrum’a yer açın

Yazın tatilde okunacak kitaplar listesi tamam, hatta bazıları bavula girdi veya çoktan Bodrum’a ulaştı bile. Onların arasına koymanızı önereceğimiz eserler var, ama önce isterseniz bir kalemleri elimize alalım:

1

Türk dış politikası, azınlık hakları, Kürt meselesi, milliyetçilik gibi son derece asık suratlı konularda cilt cilt kitaplar kaleme almış Prof. Dr. Baskın Oran, en gırgır Bodrum kitaplarından birinin de yazarıdır: “Enişte Gözüyle Bodrum”. 25 yıldır “Bodrumlu Feyhan’ın kocası” olması hasebiyle yazılarında kendisine “enişte” diye takılan Baskın Hoca hangi eski Bodrum Belediye Başkanı’nın damadıdır? A) Başkanlık yaptığı 1924-1950 yılları boyunca hiç maaş almadığı gibi, kâtibiyle çöp işçisinin aylıklarını da kendi cebinden ödemiş; 1932’de “belediye hudutları içinde olmayan adaların derhal terk edileceği” telgrafını aldığı günün gece yarısı belediye meclisini toplayarak, Karaada’yı Bodrum hudutları içine alan, sert mizacıyla tanınmış Dr. Mümtaz Ataman.  B) Ailesi İstanköy’den gelme olup kendisi de ana dili gibi Rumca konuşan; Bodrum’da Demokrat Parti’yi örgütlemiş; yine kuruluşunda bulunduğu Bodrumspor’un uzun yıllar forveti olmuş; 1950-60 ve 63-68 yıllarının Belediye Başkanı Derviş Görgün. C) İstanköy doğumlu; Kuleli Askeri Lisesi’nden son sınıfta ayrılıp Bodrum’da dilekçe yazarlığı ve dava vekilliği yapmış; Başkan Görgün’ün ilçeye sadece akşamları verilen elektriği “fazla mazot gitmesin” diye 22.30’da kestirme kararı üzerine Bodrumlu turizmcilerin alternatif adayı olarak 68 seçimlerini kazanmış Hasan Reşat Öncü.  D) Kara Harp Okulu mezunu; emekli olduktan sonra şile bezi giysiler üretip Avrupa ve Amerika’ya ihraç etmiş; tam Bodrum’a yerleştiği dönemde 12 Eylül 1980 darbesi yapılınca Muğla Sıkıyönetim Komutanlığı’nın emriyle Bodrum Belediye Başkanlığına atanan ve 21 ay bu görevi yürüten Ertuğrul Önüt. Bonus soru: Peki Baskın Oran’ın kayınpederi hangi eski Milli Eğitim Bakanı’nın damadıdır? İpucu: Andımızın yazarı ve ezanın Türkçeye çevrilmesinde öncü isimlerden biri. 

2

“- Yazık oldu Bodrum’a…” “- Ah Bodrum… Vah Bodrum…” “- Monşer Bodrum’da herkes birbirini tanır idi. Şimdi sokakta dolaşmaktan iğreniyorum… O ne insan seli öyle… Nefret… Bodrum’a gidilmez…” Siz bunlara aldırmayın, Bodrum’a gidin. Halkımız uyanmış, Bodrum’un güzelliklerinden yararlanmak istiyor. Bodrum’a gelmeyi yasaklayacak mısınız? Bodrum’da ev yapmayı, otel yapmayı sınırlayacak mısınız? Hayır, yapılabilecek şey doğru dürüst plan yapıp, ciddi bir kontrol ile çirkin yapılaşmayı önlemektir. Çirkin yapılaşma önlensin ki, Bodrum’un tadı kaçmasın. Altı yıl önce çıkan ve son zamanların en kapsamlı en neşeli Bodrum kitaplarından biri olan “Bilinmeyen Bodrum” kitabının önsözünde yukarıdaki satırlarını okuduğumuz yazarımız kimdir? A) Güngör Uras B) Güneri Cıvaoğlu C) Mehmet Barlas D) Yavuz Donat

3

Cahit Kayra, 1972-1997 yılları arasında yaşadığı Bodrum’u anlattığı, daha okumaya başladığınız ilk hikayesinden itibaren size “Bu nasıl bir dil, nasıl bir zeka” dedirten “Hoşçakal Bodrum” kitabında kendi icat ettiği bir rakıdan söz eder. Her yaz Paris’ten Bodrum’a gelen bir dostunun gündüz kapıdan uğrayıp “Akşama sekiz gibi geleceğiz. Rakıyı, ahtapot pilavını hazırla” diye sipariş edeceği kadar ünlenen rakı tarifinde Kayra sizce aşağıdakilerden hangi aromatik bitkiyi kullanmış olabilir? A) Kakule B) Sakız C) Merzenguş  D) Hepsi  Not: Tam tarifi, yazarının eğitim ve meslek kariyeri boyunca Cahit Kayra’ya “ustamız” diye hitap ettiği “Bilinmeyen Bodrum” kitabında bulabilirsiniz. Bkz. sayfa 14.

4

Bir soru daha “Hoşçakal Bodrum”dan gelsin, çünkü cevabı en azından eski Bodrumluların epey isim sayıp düşüneceği cinsten: Dört ay önce 104 yaşındayken kaybettiğimiz devlet ve siyaset adamlarımızdan Cahit Kayra, ilk baskısı bundan 25 yıl önce yapılan kitabında isim vererek “Bodrum’da rakı içmesini bilen tek kişi varsa o da …’dir” diyor. Sizce bu isim kim olabilir? A) İlk kez ayak bastığı 15 Mayıs 1967’den vefat ettiği 24 Eylül 1996’ya kadar Bodrumla bağını hiç koparmamış sanatçı Zeki Müren. B) 1977’de Bodrum’un 001 sayılı ilk bar ruhsatını alan, ünlü Veli Bar’ın sahibi Veli Turan.  C) Zamanında Cevat Şakir’in siyah deri montlu fotoğraflarını dahi çekmiş, özellikle 80’li yıllarda Bodrum’daki hemen herkesin “Foto Sulhi” diye tanıdığı Sulhi Kurtbay. D) Rakı içen balık resimleriyle de tanıdığımız naif sanatın en sahici olanlarından “Bodrum ressamı” Mehmet Sönmez.

5

Dünyanın sayılı ekonomi okullarından London School of Economics mezunu… Harvard’ta siyaset bilim doktorası yaptı. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Latince biliyor. Çalıştığı yerler listesinde Durham, Hull, Kent, York, Boğaziçi, Galatasaray, ODTÜ üniversiteleri, OECD, BM ve hatta BBC var. Böyle bir birikime sahip olup, Bodrum’un adeta kasaba biyografisini çıkardığı “Bodrum: A Town in the Aegean” araştırma kitabıyla (Türkçe çevirisi Sönmez Taner) Bodrum’u onurlandıran sosyoloğumuz kimdir? (Hadi bir de gayrimenkulden ipucu verelim: Çoğumuzun belki bir gün ben de yaparım dediği gibi Bodrum’dan Datça’ya göç etmeden önce bugün Kumbahçe’de müze olan evini Zeki Müren’e satmış, 1977’de 1 milyon 200 bin liraya… MB’nin döviz satış rakamlarına göre 77 yılında 1 dolar yaklaşık 20 liraydı.) A) Prof. Dr. Mübeccel Kıray B) Prof. Dr. Nur Vergin C) Prof. Dr. Fatma Mansur Coşar D) Prof. Dr. Emre Kongar

6

“Bana bu yaz sadece 167 sayfada Bodrum’un ruhunu anlatabilir misin?” derseniz Prof. Dr. Selçuk Erez’in kitabını okuyun derim. Tıpkı Bakırköy ilçesini anlattığı kitabında olduğu gibi bir kentin kılcal damarlarından adeta renkli doppler görüntüsü veriyor size. Zaten asıl branşı tıp, ama kitabında Bodrum’un en yaman adamlarından Ali Cengiz’i öyle bir konuşturmuştur ki, değme röportaj yazarı yanına yaklaşamaz. Bu kadar övgüyü sonuna kadar hak eden ve Aya Nikola Kilisesi’nin akıbeti dahil pek çok değerli bilgiyi ilk ağızdan öğrendiğimiz Salçuk Erez’in Bodrum kitabının adı nedir? A) Vira Vira Bodrum’a Hüzünlü Göç B) Ağanın Çocukları-Adalardan Bodrum’a C) Bodrum’da Yeniden D) İstanköyaltı Bodrum

7

Bana; “Son olarak verilen kumandayı bağıra bağıra tekrar et” dedi. Ben de ciğerlerimi doldurarak olanca sesimle, “Aganta burina burinata!” diye haykırdım. O zaman, pek eski bir denizcilik aleminden hız alan ustam, sanki beni şanlı bir deniz geleceğine fırlatmak istiyormuş gibi, dağları temellerinden sarsan bir dinamit patlayışı şiddetiyle; “Aganta burina burinata!” diye gürledi. Halikarnas Balıkçısı’nın ilk kez 1946 yılında basılan; -Dostoyevski’nin Gogol övgüsüne atıfla- pek çok doğa ve Bodrum kitabının içinden çıktığı “Palto”su sayılabilecek; Nazım Hikmet’e bile “Cevat hepimizinden iyi bir lirik şairdir” dedirten romanın adı “Aganta Burina Burinata” aşağıdakilerden hangi denizcilik teriminin karşılığıdır? A) Hep birlikte kürek çek B) Hazır olarak apikoda bekle C) Halatı bağlı olduğu yerden tamamen çöz D) Serenlerin üstündeki üst ve alt yelkenleri tut

8

“Ben bunları zaten okudum, Bodrum’un tarihine ilişkin biraz daha detay, biraz daha az bilinen veriler edinmek istiyorum” diyenler için çok enteresan bir eğitimci ve siyasetçinin kitabı var: Bodrum Tarihi. Kitabın adı biraz sıradanmış izlenimi veriyor, ama hiç öyle değil. İsterseniz “Aşağıdaki özelliklerden hangisi kitabın yazarı Avram Galanti Bodrumlu’yu anlatır” diye soralım da böyle birinin yazdığı Bodrum Tarihi‘nin ilginç olup olmayacağına siz karar verin: A) Bir Sefarad Yahudisi olan Avram Galanti Bodrumlu, Türk milliyetçisidir. B) Anadili olan Ladino’dan başka Türkçe, Fransızca, Rumca, Ermenice, Arapça, Farsça, Almanca ve İngilizce bilen Avram Galanti, “Vatandaş Türkçe Konuş” kitabının yazarıdır. C) İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin aktif bir üyesi olmasına karşın Harf devrimine karşı çıkarak Latin alfabesi yerine Arapçayı savunmuştur. D) Bir Yahudi ülkesinin dönemin Osmanlıya ait olan Filistin toprakları yerine Sudan topraklarında kurulmasını önermiştir. E) Amerika ve İsrail’den gelen davetleri reddederek yaşamının son günlerini Kınalıada’da geçirmiştir. F) Soyadı Kanunu çıktığı zaman “Bodrumlu” soyadını tercih etmiş, ama Niğde Milletvekili olmuştur.  G) Hepsi ve daha diğerleri…

9

Patlayan borunun nereden geçtiğini bulamıyorsanız Memet’i çağırın. Ağaç kurumaya başladıysa Memet’e haber yollayın. O mezarın nerede olduğunu bilse bilse Memet bilir. Tavan akıyorsa, tuvalet patladıysa aman, hemen Memet gelsin.  Prof. Dr. Baskın Oran’la eşi Feyhan Görgün’ün birlikte yazdıkları, Bodrum’u İstanköylü bir proleterin gözünden anlatan ve kitapla aynı adı taşıyan matrak matrak mı Memet Beyimizin lakabı sizce hangisi olabilir? A) Klavura B) Dalavera C) Paluko D) Karpuzaki

10

Selim İleri’nin 45 yıldır hala en çok ilgi gören kült eseridir: “Her Gece Bodrum”. Sırf bu romanı okuduktan sonra merakından Bodrum’a gelen, Bodrum’u artık başka bir gözle değerlendiren çok olmuştur. Aslında adını “Bu Gece ve Her Gece” koyacaktır İleri, ancak Attila İlhan’ın önerisiyle “Her Gece Bodrum” olarak yayınlanır. Roman 1977’de dönemin en ciddi ödüllerinden biri olan Türk Dil Kurumu Ödülü’nü kazanır. Yazarın hedonizmden nihilizme kadar uzanan şehir insanının varoluş problemlerini anlattığı romanında Bodrum bir dekor değil, tamamıyla baş karakter gibidir. İlkini takiben yazdığı “Ölüm İlişkileri”, “Cehennem Kraliçesi” ve “Bir Akşam Alacası” ile Bodrum Dörtlemesi’ni tamamlayan Selim İleri’nin Her Gece Bodrum’u yazabilmek için sürekli okuduğunu söylediği kitap hangisidir? A) Virginia Woolf’un Deniz Feneri B) Ahmet Hamdi Tanpınar’dan Beş Şehir C) Charles Dickens’ın Gece Yürüyüşü D) Fernand Braudel’in Akdeniz ve Akdeniz Dünyası

11

“Bodrum’a gelip gelip yazıpdurular, bari kendi kasabamızı kendimiz yazalım gari” diyen bir nesil çıkmış Bodrum’un içinden. Ve o yerlilerinin anlattığı ayrıntıların, anıların, dillerindeki sıcaklığın tadı bambaşka. Kitapçı, bilhassa da sahaflarda epey çeşidini bulabileceğiniz bu Bodrumlu yazarların kitaplarından ben şahsen çok şey öğrendim, ama biriyle tanışıp geçtiğimiz haftalarda söyleşi de yaptık. Bakalım anımsayacak mısınız, aşağıdakilerden hangisiydi? A) Rüştü Gür/ Bodrum 1930-1980  B) Hüseyin Yeter Şakar/ Mazimdeki Bodrum ve Bodrumlular C) Etem Demiröz / Bir Zamanlar Bodrum 1938-1952 D) Cezmi Çoban/ Belleklerde Yaşayan Bodrum E) Berkant Çandar / Bodrumca

12

Halikarnas Balıkçısı’nın Mavi Sürgün kitabı sadece Bodrum’un değil, dönüşümün ve tam bitti derken başlamanın kitabıdır. Dünyanın en enteresan insanlarından birinin otobiyografisidir. Bir kenti ve tabii Bodrum’u sevmeyi öğrenmenin amentüsüdür. O yüzden hakkında ne sorsak bileceksiniz, bari biraz sınırları zorlayalım dedik. Soru şöyle: Balıkçı, Mavi Sürgün’e noktayı en son hangi cümlesiyle koymuştur? A) Gece pruvasına sarıldım, öptüm. B) Yirmibeş yıl sonra Bodrum’dan ayrılırken, o ağaç bütün avluyu gölgeleyen bir ulu zeytin ağacı olduydu. C) Gözümün önünde “Hayat”, kardeşi olan “Ölüm”ü imdadına çağırdı. D) İşte o kadar… *** Yanıtlar: 1-B (Bonus sorunun yanıtı: Reşit Galip), 2-A, 3-D, 4-C, 5-C, 6-D, 7-D, 8-G, 9-B, 10-A, 11-C, 12-D
Mehmet Sönmez
Mehmet Sönmez

Hem plajda hem mutfakta okunacak kitaplar

Yazın okunacak kitaplar dedik mi “yemek kitapları” ayrı bir başlık ister. Aslına bakarsanız Bodrum daha bu konuda yolun başında. Bu kadar otu, mezesi, güzel pazarları, deniz ve kara kültürü olmasına karşın aynı yoğunlukta bir kitap seçeneği bulamıyorsunuz. Ama mevcutlar da gayet başarılı:

“Bodrum Pazarı Günlüğü”

Tijen İnaltong’un Oğlak yayınlarından çıkan “Tak Koluna Sepeti/ Bodrum pazarından tatlar, renkler, portreler” kitabı size sadece yemek tarifi değil, Bodrum’da nasıl yaşanır, nasıl alışveriş yapılır, pazarcılarla nasıl iyi ilişki kurulur, hangi zamanda ne alınır, hepsini anlatıyor. İnaltong’un “Bodrum’la tanışma güncesi” gibi de son derece akıcı bir dille kaleme aldığı kitapta bulabileceğiniz birkaç tarif: 
  • Armut, Elma, Limon Reçeli ve Limon Şurubu
  • Kabaklı Bambul (Stifno) Salatası
  • Semizotlu, Tam Pirinçli Börülce Filizi
  • Papatya Tentürü
  • Yeşillikli Humus, Peynirli Muhammara.

Anginarya mı enginar mı?

İkinci önereceğimiz kitap “Bodrum’un Girit ve Yerli Mutfağı”. Belkıs Öztin Koparanoğlu’nun Semerci Yayınları’ndan çıkan kitabının en önemli özelliği mübadele zamanı Girit, Rodos, İstanköy adalarından gelen Bodrumlularla yerli Bodrumluların mutfağına hakim olması. Unutulmaya yüz tutmuş çok sayıda tarife de yer verilen kitapta yemeklerin hem Türkçe hem de Rumca adlarını buluyorsunuz. Adaların ve Yarımada’nın yemekleri öylesine kardeş olmuş ki, tarifler neredeyse aynı. İşte onlardan bazıları:
  • Arapsaçlı, Sıralı, Enginar/Anginarya-Acinarae Me to Marasa
  • Yoğurtlu Pazı Sapı/Pazafilo Me To Yoğurdi
  • Kerevizli Balık/Psari Me tıp Çereviz
  • Mangir Çorbası
  • Bamyalı Omlet/Bamyes Me To Avro

Annesi yaptı, kızı yazdı

“Bodrum’da Yemekler Tez Pişer” bir anne-kız kitabı. Yıllar önce Bodrum’a yerleşen Fikriye Duru’nun yemeklerini, kızı Aycan Türk kaleme almış, hikayelerin arasında tarifler, tariflerin arasına hikayeler konmuş. İlk baskısı Dharma’dan çıkan kitabın yayıncı notu ise gayet iddialı: “Bodrum’da iki şeyin aynı anda yapılabileceğini okurlarımıza kanıtlamak zorundaydık: Yemek ve okumak. Bodrum’da Yemekler Tez Pişer’i hem mutfakta hem de plajda elinizden düşüremeyeceksiniz.” Kitaptan birkaç seçenek şöyle:
  • Kefal Dolması
  • Yeşil Fasulye Dibleğ
  • Kabak Sandalı
  • Sosyete Zeytinyağlısı
  • Gemici Ekmeği
  • Toga Çorbası

Bodrum’un gastronomi mecmuası

Bitez’deki Bodrum Foodrum’un yaratıcısı Pelin Dumanlı, Bodrum yemeklerinden ziyade daha az bilineni yapıp bir sakatat kitabı yazdı: “Sakatat/Ciğerden işkembeye, böbrekten paçaya…” Ancak burada alanında nadir kitaplardan biri olan sakatat çalışması yerine size Dumanlı’nın çıkardığı dergicikten bahsedelim. Pelin Dumanlı’nın aşçılık ve pastacılık dersleri de verdiği Foodrum Culinary Park, üç ayda bir incecik, küçük boyutlarda bir “Foodrum Magazine” yayınlıyor. “Bodrum’un Gastronomi Mecmuası” mottosuyla ve Güney Ege’nin gastronomik arşivini kayıt altına alma amacıyla çıkan yayın tam satır satır okuyup, sonra da biriktirmelik. Şahsen buradan istek ve önerimdir: Dergiyi üç ayda bir basıp ücretsiz dağıtacağınıza ücretli, ama lütfen her ay basın, çünkü gerçekten çok iyi yazılar var. (foodrom.com/dergi)

Şairin aşkından “Edepli sofralar”

Bodrum’a aşık olup Bodrum’da vefat eden ünlü şairlerimizden İlhan Berk’in eşi Edibe Berk bir ot ve sebze yemekleri savunucusuydu. O kadar ki evlerine misafirliğe gelen edebiyat dünyasının tanınmış isimleri dahil tüm dostlarını Bodrum dağlarına, kırlarına ot toplamaya gönderir, sonra da onlara en güzel tariflerini öğretirdi. Edibe Berk’in vefatından sonra Gülnar Önay’ın da editörlüğü sayesinde bu tarifler toplanıp Troya Yayıncılık’tan “Ege Mutfağı” kitabı olarak basıldı. “Yaşadığımız yöredeki bitkileri tanımaya çalışmak insanlık görevimizdir. Çoluk çocuğumuzla, eşimiz dostumuzla kırlarda gezerek doğayı tanıyalım” diyen Edibe Hanım’ın mutfak öğretilerini okumak için Bodrum’un ot mevsimi olan Kasım ayıyla Mart arasını beklemeye gerek yok, özgün olan her mevsim değerlidir.

Bodrum’un kutlama yemeği: Lokum pilavı

Kendi ifadesiyle “Kıyı Ege Aşçısı” olan Halil Vural’ın Bodrum’un ünlü lokantalarından Kısmet’te şef olduğu yıllarda çıkardığı “Kısmet’te ne varsa. Ege ve Bizim yemeklerimiz” adlı kitabı “her Bodrum evine lazım” cinsten. Ancak kitabın baskısı tükenmiş; Bitez’de “Sade Bir Ege Mutfağı” lokantasının da sahibi olan Vural’dan öğrendiğimize göre yeni baskı iki kardeş kitapla birlikte şu aralar tekrar basıma hazırlanıyormuş. Vural’ın yeni yemek kitaplarını bekleyeduralım bu kadar mutfaktan söz edip de Bodrum’un medarı iftiharı olan yemeklerinden birini burada anlatmadan geçmek olmaz: Bodrum’un az bilinen oysa yerlilerinin düğünlerde ve asker uğurlamalarında mutlaka yaptığı geleneksel “Lokum pilavı”.  Aslında adının lokum pilavı olmasına rağmen lokum veya pilavla ilgisi olmayan yemek, bir çeşit makarna. Küçük kareler halinde kesilmiş hamurun haşlandıktan sonra kavrulmuş kıymayla harmanlanması olayı. Yani Bodrum mutfağı deyince en fazla kabak çiçeği dolması yapıp kurtulmak yok; o eller hamura değecek. İşte kendisi de Girit kökenli olan Halil Vural’ın geleneksel lokum pilavı tarifi: Hamur için malzeme:
  • 1 kg un
  • 1 yumurta
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağ
  • 1 yemek kaşığı silme tuz.
Hamurun yapılışı: Tuzu una karıştırıp eleyin. Hamur yoğuracağınız kaba boşaltın. Ortasını çukurlaştırıp içine yumurtayı kırın. Zeytinyağını döküp azar azar su vererek pütürsüz ve sert bir hamur yoğurun. Üzerini örtüp bir saat dinlendirin.  Dinlenmiş hamuru dört eşit parçaya bölüp yuvarlayarak beze yapın. 5 dakika dinlendirin. Sonra çok ince olmayan (2 mm kalınlığında) yufkalar açın. Bir bez üzerine sererek yarım saat havalandırın. Açtığınız ilk yufkayı tezgahın üzerine alın. Üzerini unlayın. 5 cm şeritler halinde kesip üst üste koyun. Beş eşit parçaya bölün ve bu hamurlardan azar azar alıp küçük kareler halinde kesin. Kestiğiniz hamurları bir süzgece veya bir kalbura alıp sallayarak fazla undan ayırın.  Ev içinde havadar bir yere bez serip kestiğiniz hamurları üzerine yayın. Kuruyuncaya kadar arada karıştırarak birkaç gün bekletin. Kuruyan hamurları bir kavanoza koyup daha sonra kullanmak üzere saklayabilirsiniz. Pilavın malzemesi:
  • 2 su bardağı kurutulmuş lokum pilavı makarnası
  • 250 gr dana kıyması
  • 4 çorba kaşığı tereyağı (100 gr)
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağ
  • 1 çay kaşığı kekik
  • Yeterince tuz
Lokum pilavının yapılışı: Geniş bir tavada tereyağını eritip kıymayı içine atın. İyice kavurun. Tuz ve kekik serpip karıştırın.  Bir yandan da 1.5 litre kaynayan suya, bir yemek kaşığı zeytinyağ, bir tatlı kaşığı tuz atın ve karıştırın. Makarnayı ilave edin. Yavaş yavaş karıştırarak 5-6 dakika haşlayın ve süzün.  Üzerine ılık su gezdirin, süzdürüp kavrulmakta olan kıymanın üzerine dökün.  Karıştırın ve ocaktan alın. Sıcak servis yapın.