25 Aralık 2021’de uzaya bir teleskop gönderildi. James Webb Uzay Teleskobu, halk arasında söylenen şekliyle “zamanın başlangıcına” bakacak. Bu teleskop sayesinde ilk galaksilerin oluşum öyküsünü görebileceğiz ve dünyadakine benzer yaşam koşullarına sahip gezegenler var mı, ona bakacağız. Şimdiye kadar bilinmeyen birçok şey bilinebilir hale gelecek. ‘Biz’ derken tabii, olay tam olarak bizimle ilgili değil. Bizim yapacağımız şey ara sıra NASA’nın yayınladığı fotoğraflara bakmak, bu görüntüleri Instagram’da şaşkın yüz emojisi ile paylaşmak, bir bilim adamı çıkıp anlatırsa bu görüntülerin ne anlama geldiğini, o da belki, anlamaya çalışmak. Yani biz, büyük insanlığın tüketicisi olarak suyun akışına bakacağız. Aynı esnada, bu ve benzeri meselelerin ne olduğunu gerçekten anlayan genç ve orta yaşlı insanlar ülkemiz sınırlarını terk etmiş olacak. Geriye “Bu teleskopla geçmişi göreceksek kendimizin küçüklüğünü de görebilecek miyiz?” diye soran, “Kuantumla aşk büyüsü” yapan (evet böyle şeyler var) ya da “Burası bizi öldürmek isteyen insanların ülkesi” diyen gençleri “Çıkar telefonunu” diye cevaplayanlar kalacak. Sonra mahalle kahvesinde dünya düz değildir diye anlat dur. Aşının içinde çip yok diye ‘istersen masanın üzerine çık tepin’. Dünya yeni bir teknolojik devrimle yarılıyor ve Türkiye, tahmin edebileceğiniz gibi, yanlış tarafta ‘model deniyor’. Zorla yoksullaştırılarak dünyanın niteliksiz kölesi haline getirilme modeli. Oysa...
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim