Cenk Alper ODTÜ Makine Mühendisliği mezunu. Sabancı Topluluğu’na 1996’da giren Alper, tüm kariyerini Sabancı Topluluğu’nda yaptı. Kordsa Global Teknoloji Direktörü, Kordsa CEO’su ve ardından da Sabancı Topluluğu Sanayi Grup Başkanı olduktan sonra 2019 yılında Sabancı Topluluğu CEO’su oldu. 1969 doğumlu Cenk Alper’le Sabancı Topluluğu’nun yeni yol haritasını konuştuk. Pandemiyle geçen bir yılın sonunda uzmanlar 2021 için “Bu yıl stratejik düşünme, yeni yol haritaları çıkarma yılı” değerlendirmeleri yapıyor. Sabancı Topluluğu CEO’su olarak siz dümeni nereye kırıyorsunuz, bu süreçte holdingi nasıl yönetiyorsunuz? Evet çok doğru bir tespit ama bizim buradaki temel farkımız bu ‘stratejik düşünme’ süreçlerini, pandeminin başladığı 2020’de tamamlamış olmamız. Yani bugün çoğu şirket pandemi sonrasının yol haritasını çalışırken, biz bunu geçen yıl tamamladık; hissedarlarımız, yatırımcılarımız, paydaşlarımız ile paylaştık. Pandemi tabii ki kimsenin beklemediği, dünyanın bir anlamda hazırlıksız yakalandığı bir süreçti. Sabancı Topluluğu olarak biz bu dönemde iki konuyu önceliğimize aldık. İlki çalışanlarımızın sağlığı… Bunu her türlü faaliyetimizin temeline koyduk. Hiçbir çalışma arkadaşımızı geride bırakmama kararı aldık ve her aşamada bu sözümüze bağlı kaldık. İkinci konu ise iş sürekliliği… Bu süreçte hemen hemen bütün operasyonlarımızı kesintisiz şekilde uzaktan yönetmeyi başardık. Son yıllarda yaptığımız dijital dönüşüm yatırımlarının bizlere sağladığı büyük avantajlar oldu. Bu yatırımlar sayesinde belki de bu süreci finansal olarak en sağlıklı geçiren topluluklardan biri olduk. Pandemi bu dönüşümü nasıl etkiledi? Hızlandırdı mı, temkinli olmaya mı itti? Bahsettiğiniz ‘stratejik düşünme’yi açarsak; aslında dünyada pandemiden çok daha önce başlayan bir dönüşüm süreci var. Bizim “Yeni Neslin Sabancı”sı olarak ortaya koyduğumuz yaklaşım zaten aslında bu dönüşüme adapte olma vizyonumuzun bir sonucu. Bu dönüşümü topluluğumuzun her bir şirketine, her bir birimine entegre ediyoruz. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl topluluk vaadimizi tekrar gözden geçirme kararı aldık. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Güler Sabancı olmak üzere tüm Yönetim Kurulu’muzun destek ve onayını alarak, Topluluk vaadimizi “Sürdürülebilir bir yaşam için, öncü girişimlerle Türkiye ile dünyayı birleştiririz” olarak değiştirdik. Pandemi sonrasında şekillenecek dünyayı anlamak için Topluluk genelinde çok kapsamlı bir çalışma yaparak, 5 yıllık bir strateji planı hazırladık. Bu plan dahilinde, bizleri Topluluk vaadimize ulaştıracağına inandığımız 5 temel öncelik belirledik: ‘Kapsamlı müşteri deneyimi sunmak’, ‘Çevik küresel ve yerel ayak izi’, ‘Sürdürülebilirliğe öncülük etmek’, ‘Dijital ve malzeme teknolojilerinde liderlik’ ve ‘İnsan ve işin geleceğine uyum’. Tüm bunlarla daha fazla değer yaratmaya, güçlenmeye odaklandık. Dünyaya bakarsak, Amerikalı ve Çinli şirketler bu süreçten daha güçlenerek çıkarken Avrupalı birçok şirketin çok güç kaybettiğini gördük. Siz bu açıdan dünyayı nasıl okuyorsunuz? Burada aslında iki temel alan var. İlki dijital teknolojiler, ikincisi ise malzeme teknolojileri. Evet, Çin ve ABD gerçekten özellikle dijital teknolojilerin liderliğini ele almış durumda. Dünyadaki dengeler artık eskisi gibi değil. Geçmişte enerji ya da ucuz iş gücü üzerine yoğunlaşan dünya savaşları şekil değiştiriyor. Bilgiyi, veriyi doğru kullanabilmek bugün artık en önemli konulardan biri. Burada Avrupa, kendi içine kapandığından dolayı yavaş kaldı. Biz şirketlerimizin dijital dönüşümünü son 4-5 yıldır çok hızlandırdık. Akbank buna liderlik etmişti, etmeye de devam ediyor. Sigorta şirketlerimiz çok ciddi şekilde dijitalleştiler. Enerji işimizde gerçekten çok ciddi işler yapabiliyoruz dijitalleşme ile ilgili. Örneğin geçen sene içinde devreye aldığımız bir uygulamayla şu anda İstanbul’daki bir merkezden tüm hidroelektrik santrallerimizi, santralde kimse olmadan yönetebiliyoruz. Türkiye’deki en çok ölümlü iş kazalarından bir tanesi de elektrik direklerine tırmanan işçilerin yaşadığı kazalar. Şu anda Enerjisa’nın geliştirdiği bir teknolojiyle, elektrik direğine tırmanan arkadaşımızın iş ve çalışma emirleri uzaktan bir kamera ile takip ediliyor, güvenlikleri sağlanıyor. Diğer yandan çimento işimizde, Çanakkale Köprüsü için ürettiğimiz betona bir yenilik daha getirdik ve içerisine bir akıllı sensör yerleştirdik. Bu sensörle köprünün yorulmasını takip ederek, köprünün ne zaman bakıma ihtiyacı olacağını kestirebileceğiz. Ar-Ge merkezinizden mi çıkıyor tüm bunlar? Evet. Malzeme teknolojileri dediğimiz alanda 7 Ar-Ge merkezimiz var. Her biri kendi sektöründe lider ürünler ortaya çıkarmak için çalışıyor. Burada Brisa, Kordsa, çimento şirketlerimiz ve Sabancı Üniversitesi’nin bize destekleri çok kıymetli. Çünkü geleceği değiştirecek kavramlardan biri de ‘malzeme devrimi’. Mesela bizim Kordsa’da ürettiğimiz bezler, Mars’a giden Orion’un geri dönüşte kullanacağı yere yaklaşma balonlarının malzemesi haline gelmiş durumda. Bu gelişmelerden çok mutluyuz, gururluyuz. [video width="854" height="480" mp4="https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/04/Video1.mp4" poster="https://gazeteoksijen.com/wp-content/uploads/2021/04/Screen-Shot-2021-04-23-at-12.07.00.jpg"][/video]
23.04.2021 06:00
Sabancı Topluluğu CEO’su Cenk Alper: "Teknolojiyle dönüşüyoruz"
Atık naylondan lastik, yüksek teknoloji ürünü bezlerden Mars’a giden Orion için yere yaklaşma balonları yapıyoruz. Teknoloji üreten ve ihraç eden şirketler global oyuncu olabilir. Türkiye’nin Sabancı’sı olmaktan dünyanın Sabancı’sı olmaya doğru ilerliyoruz. Kordsa’nın 4 kıtada 12 fabrikası var
Dünyada risk iklim, Türkiye'de ekonomi
15 Kasım 2024
Reklam piyasası ilk 6 ayda yüzde 145 büyüdü
01 Kasım 2024
Koç Sağlık Grubu ile Mayo Clinic'in büyük işbirliği
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024