15 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
28.05.2021 06:00

Çocuklarımız salgınlar, büyük göçler görecek

Yuvam Dünya’nın kurucusu Kıvılcım Kocabıyık: “Çocuklarım orta yaşlara geldiklerinde nasıl bir hayatları olacağını araştırınca iklim krizi üzerine çalışmaya karar verdim. İklim krizinin önüne geçebilecek son nesiliz”

Kıvılcım Kocabıyık Yuvam Dünya’nın kurucusu. İstatistik ve matematik eğitimi aldıktan sonra “iklim değişikliği”ne odaklanan Kıvılcım Kocabıyık, Borusan Holding’in genç temsilcilerinden eşi Levent Kocabıyık ve 2 çocuklarıyla birlikte ormanda kedileri, köpekleri, ördekleri, tavuklarıyla birlikte yaşıyor, organik atıklarından kompost ve permakültür üretiyor.   Kıvılcım Kocabıyık aynı zamanda Yuvam Dünya’da gençlere, öğrencilere, iş dünyasına “iklim krizi” konusunda farkındalık sağlamak amacıyla projeler üretiyor. University of Illinois Urbana-Champaing’de Sürdürülebilirlik programını bitiren Kocabıyık, sohbetimizin başında, iklim aktivisti de olan İsveçli Johan Rockström’ün şu sözlerini aktardı: “Bizler, dünyadaki sistemlerin insani gelişime destek olma kapasitesini yok ettiğimizi öğrenmiş ilk nesiliz. Bu korkutucudur, aynı zamanda muazzam ayrıcalıktır. Çünkü küresel anlamda sürdürülebilir gelecek için bugün nasıl yol almamız gerektiğini bilen ilk nesil yine bizleriz.” Ben de röportaja ilk olarak iklim krizi senaryolarını sorarak başladım.  Gelecek nasıl gelecek?  İyimser senaryoya göre 2030 yılında 1.5 santigrat derece küresel ısınma yaşayanacak. Şu günlerde 5-10 yaş arasında olan çocuklarımız orta yaşlarında bizim kolayca eriştiğimiz yiyeceklerin birçoğunu bulamayacaklar. Su kıtlığı, sıcaklık rekorlarını sıkça deneyimleyecekler. Salgın hastalıklar, küresel ekonomik krizler ve büyük göçler görecekler.  Yuvam Dünya’yı anlatır mısınız?  Yuvam Dünya, iklimi bir meselenin ötesine taşımış, ülkenin önde gelen şirketlerinin yeni nesil liderleri, aktivistler, sivil toplum gönüllüleri, bilim insanları,  sanatçılar ve güçlü iletişimcilerden oluşan  yeni nesil bir dernek. Derneğin adını kurucu üyemiz Nil Karaibrahimgil koydu.    Hedefiniz ne?  İklim krizi 21. yüzyılın en büyük tehditlerinden biri. Kaderimizi 7.8 milyar insanın tercihi ve bu konuda ne kadar sorumlu davrandığı belirleyecek. Biz iklim krizinin daha çok anlaşılması ve çözümüne yönelik aksiyonların alınmasını hedefledik. Çocukların geleceğinin tehdit altında olduğunu görmeyenler de var değil mi?  Haklısınız ve karşımızdaki sorun çok büyük. Çözümleri sadece bireysel veya kurumsal seviyede değil, birleştirici ve bütünleyici bir anlayışla hayata geçirmemiz gerekiyor. İş dünyasının bu konudaki desteği çok önemli ve değerli. İklim krizini sadece belli bir kesimin konuştuğu bir problem olmaktan çıkarıp toplum meselesi olarak sahiplendirmek amacımız.  Öncelikleriniz neler?  Milli Eğitim Bakanlığı ile UNİTAR Cifal ve BAU işbirliği ile ‘İklim Değişikliği Eğitim Projesi’ni hayata geçirmek istiyoruz. Proje kapsamında okul öncesi ve ilkokuldaki öğretim programlarına iklim değişikliği ve çevre duyarlılığı ile ilgili etkinlikler eklenmesini planlıyoruz. “Çevre ve İklim Değişikliği” öğretim programı ile dünyada iklim krizini müfredatına alan ilk ülkelerden biri olmak diğer amacımız.  Sosyal medyanın bu konuda etkisi ne olabilir? Yaşanan krizin sanat, iletişim projeleri ile ele alınmasına çok önem veriyoruz. Özellikle dijital mecralardan Türkiye’de topluma, gençlere etki eden önemli isimlerle mesajlarımızı ileteceğiz. Kurucularımızdan Nil Karaibrahimgil ile önümüzdeki günlerde bir sanat projemiz olacak. Ayrıca yaptığımız ilk araştırmamızın sonuçlarını da 5 Haziran Çevre Haftası’nda açıklayacağız.  Sosyal medyada bir kesim “şunu alın, bunu alın” reklamı yaparken, bir kesim de israfı önleyin, gıdanızı, toprağınızı koruyun diyor… Sosyal ağlar çoğunlukla bizi hızlı tüketime odaklasa da artık bunun tam tersi hareketler ile de karşılaşabiliyoruz. Örneğin; İsveç’te başlayan “flyskam” akımı uçma utancı anlamına geliyor. Sosyal medya sayesinde akım haline geldi. Gençler artık daha az uçmayı, mümkün olan yerlerde uçak yerine tren ile seyahat etmeyi tercih ediyorlar ve sosyal medyadan bunu paylaşıyorlar. Bu hareketi dünyanın kaynaklarına saygılı bir hareket destekliyorlar. Tek bir ortak gerçek var; dünya değişiyor, akımlar değişiyor. Dünyanın yaşam veren olduğunu ve onun sınırlarına saygı duyan bir yaşam stilinin olduğunu hep beraber içselleştireceğiz.

Muz neden kötüdür?

• Yuvam Dünya haftalık iklim ve kültür dergisi olan DünyAhali’yi Boğaziçi Üniversitesi İklim Merkezi ile ortak çıkarıyor • Her yıl özel sektöre yönelik İklim Krizi ve Sürdürülebilirlik Zirvesi’ni düzenliyor. Bu yıl zirveye dünyanın en etkili 100 bilim insanı arasında yer alan Dr.Jane Goodall da katıldı.  • Yuvam Dünya İklim Krizi ile ilgili kitapların Türkçe’ye çevrilmesi için de hedefler koydu. Karbon ayak izini ele alan ilk kitabı ‘Muz Neden Kötüdür?’ bu ay çıkıyor. • Yuvam Dünya’nın Boğaziçi Üniversitesi ile beraber İklim Değişikliği Sertifika Programı var. 

Kedi, köpek, tavuk ve ördeklerle yaşıyoruz

Siz hayatınızı nasıl değiştirdiniz?  Çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz?  Hepimiz bir dönüşüm içindeyiz, hayatımıza baktığımda ben hep doğa ile bir olduğum bir çocukluk geçirdim, şimdi aynı şekilde kendi çocuklarımızı yetiştirmeye çabalıyoruz.  Şehir dışında ormanda yaşıyoruz İstanbul’da. Dönüşümüm anne olmam ile derinleşmiş olabilir.  Aklımı çok daha fazla kalbimle kullanmaya başladım. ‘Hayatı basit yaşamak’ kendimizi yakın hissettiğimiz hayat felsefesi. Evimizde 5 kedimiz, 2 köpeğimiz ile yaşıyoruz. Bahçemizde beraber permakültür yapıyoruz, organik atıklarımızla kompost yapıyoruz. Ördeklerimiz, tavuklarımız var, onların bakım sorumluluğunu çocuklarla beraber üstleniyoruz.