Yıllar önce İstanbul’da yaşarken her beyaz yakalı gibi nefes almaya, jogging yapmaya Belgrad Ormanı'na atardık kapağı. Koşmayı hiç sevmiyorum, o zaman da sevmiyordum, ama benim neyim eksik diye koştuğum zamanlarda temposuyla motive olabilmek için kulaklıkla müzik dinleyerek koşardım. Spor kulübünden bir tanıdığımla karşılaştığımda bana “Doğayı dinlemek varken neden kulaklık takıyorsun? “demişti. O an cevaben “Müzik dinlemek hoşuma gidiyor” diye savunmaya geçerek çemkirmiş olsam da sorduğu çok önemli ve yerinde soru suratıma tokat gibi çarpmıştı! Elbette sahilde koşarken araba fren ve kornalarını duymak yerine izole olmak ve tempolu bir müzik fena olmuyor (hala savunmada!!!) ama doğanın içindeyken müzik kulalıkta değil, zaten tam da ağaçların arasında! Rüzgarla hışırdayan yapraklarda, kuşların şarkısında, sincapların bıcır bıcır konuşmalarında.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim