09 Mayıs 2024, Perşembe Gazete Oksijen
03.03.2023 04:36

Büyüme korkusu nakit parayı yeniden kral yaptı

Yirmi yılı aşkın bir süredir ilk kez dünyanın en risksiz menkul kıymeti olan “nakit para”, “yüzde 60’a yüzde 40” orana sahip “hisse senedi ve tahvil portföyünden” daha fazla getiri sağlıyor

Altı aylık ABD Hazine bonolarının getirisi yüzde 5,5’e çıkarak 2007’den beri en yüksek seviyeye yükseldi. S&P 500 Endeksi ve Bloomberg USAgg Tahvil Endeksi’nin ağırlıklı ortalama kazanç getirisi ise %5,05 seviyesinde kaldı. Dolayısıyla en risksiz varlıklardan biri olan ABD devlet tahvillerinin getirileri karma portföy getirilerini sollamaya başladı. Bu değişim, ABD Merkez Bankası FED’in 1980’lerden bu yana yaptığı en agresif parasal sıkılaştırması ile daha fazla tetikleniyor.

Dünyanın riski en düşük yatırım araçlarından olan kısa vadeli ABD Hazine tahvillerinin faiz oranları, FED’in istikrarlı bir şekilde faiz yükseltmesi ile finansal piyasalar içerisinde getiri arayan yatırım dünyasının dengelerini bozmaya devam ediyor.

2008 finansal krizi sonrasında faiz oranlarının düşük seyretmesi nedeniyle yatırımcılar yüksek getirili ve spekülatif yatırımlara yönelmişti. Mevcut gelişmeler ise bu dönemin kapandığına işaret ediyor. İşte “cash is king” burada devreye giriyor.

Morgan Stanley “İhtiyatlı yatırımlar ödüllendiriliyor”

Andrew Sheets liderliğindeki Morgan Stanley stratejistleri müşterilerine yolladığı notta, “Genellikle nakit tutmanın ve piyasaları uzaktan seyretmenin yoğun maliyetiyle geçen son 15 yıllık bir dönemden sonra, şahin politika ihtiyatlı yatırımları ödüllendiriyor” dedi.

ABD’de altı aylık tahvillerin getirilerinin %5’in üzerine çıkması sonrası ABD hükümetinin yükümlülükleri yeniden artmaya başladı. Sadece yatırımcı gözüyle değil, hükümetlere etkisini de analiz edecek olursak; bu getiri, vadesi geldiğinde federal borç limitiyle ilgili siyasi bir çekişme riskine sebep olacak gibi gözüküyor.
Analistler “yüzde 60 hisse senedi, yüzde 40 Hazine tahvilinden oluşan” klasik portföylerin, son dönemlerde hisse senetlerinin ucuzlaması ve faizlerin yükselmesiyle az da olsa umut verdiğini, ancak halen bu tip portföylerin getirisinin Hazine bonolarına yetişemediğine dikkat çekiyor.