20 Nisan 2024, Cumartesi
19.02.2021 06:00

Duyurganlık

Duymak, duyulmak, duyurmak asıl güç oluyor. Gerçeğin sanal ve arttırılmış olacağı şu günlerde, asıl hedef: Duyurganlık
“Verba volant, scripta manent”. Pek benimsenmiş, mealen ‘söz uçar yazı kalır’ diyen bu sözün geçerliliği yüz elli yıldır sallantıda. Fonografla ses ‘yazı’ haline gelip gramofonla duyulur olmuş. Yani ses de kayıt altında. Bir yandan insanlar konuşa konuşa anlaşır derken bir yandan ses uçucu bulunmuş. Büyük savaşlarda değer kazanan radyonun yazıya hükümranlığı, televizyonun yani hareketli görüntünün devreye girmesine kadar sürer. Fotoğraf, basında yer almaya başlar ama renklenip büyüyünce, “boyalı basın” diye küçümsenir. İhtilaller önceleri radyo binaları basılarak başlatılırken zamanla televizyon ilk ele geçirilecek hedef oldu. İletişim yazılı ve sesliden görsel işitsele kayıverdi. Medya hayatın belirleyicisi oldu. Medya, fikri, arzuyu, hayali… yönlendiren aracı oldu. İnternete kadar. Medyanın ve sahipliğinin gücü pek kısa sürede buharlaştı. Herkes bir anda medya patronu oluverdi. Yazının yayılması için gerekli yazılım ve bloglara erişmek yeterli oluverdi. Fotoğraflar web sitesinden, ses mp3’lerden yayınlandı. web 2.0 çıkıp teknoloji elverince, ‘yayıncı olmayan kalmasın’ akımı çarpıcı hale geliverdi. İçerik patladı. Kral ilan edildi. Herkes her şeyini yayınladı. Dönüşümün temel taşı kavramı ile söylersek, ‘paylaştı’. Fotoğraf koymanın durağanlığı yetmedi herkesin bir videosu değil ‘hikayesi’ oldu. Ne yedin, neredeydin, ne gördün… paylaş. Hepsini. 

Medya buyurganlığı

Haber de bu yeni yayıncılara geçti. “Deprem olsa önce nereye bakarsınız?” sorusunun cevabı televizyon değil, radyo gazete zaten hiç değil. Medya gücü buyurganlığı dağılmaya başladı. Hız baş edilmez oldu. Cevap hızı da. TV, basın iletim yaparken etkileşimli platformlarda yazılanlar neredeyse eş ya da gerçek zamanlı karşılık almaya başladı. İletişim haline geldi: Uzun yazılar yerine 280 karakterli twitler, 50 dakikalık canlı yayınlar… ve hepsinin altında yazılanlar, yazılar, yazılar… Yazı internetin ana anahtarı… idi. Yazmadan görüntüye de yayına da ulaşmak neredeyse imkansız. Üstelik içerik patlaması uygun içerik arayışını iyice zorlaştırdı… Arama motoru algoritma ve paralı gösterimlerinden sıyrılıp isteğine, ilgilendiğine ulaşmak büyük çaba gerektiriyor. Kimin ne ile ilgilenmesi, görmesi, duyması, gerektiğine ise algoritmalar karar veriyor. Yani algoritmokrasi. Arama motorları, kısa mesaj uygulamaları ve sosyal platformların etkileşimi hep yazmak üzerine. Buyurganlık yazıda. Klavyede. Klavye karakterlerinde. Klavye şövalye ve silahşörlerinde. Ellerde, parmaklarda, parmak uçlarında.

Sesli botlar dönemi

Birdenbire eski tanıdık ‘ses’ hayatımıza yeniden düşüverdi. Hız o kadar önemli, zaman o kadar kısıtlı ki aynı anda çok şey yapmak lazım. Göz hızla yer değiştirse de eller meşgul ise hareket sınırlanır. Ses kurtarıcı. Evlere ve telefonlara giren tatlı sesli botlar, pek çok söylediğinizi hemen anlayıp anında yerine getiriyorlar. Araba kullanırken, ütü yaparken, şunu ara, bunu bul… deyiveriyorsunuz, evde şunu çal, bunu oynat, bunu sipariş et, bunu söndür… dediğiniz sadık elemanlarınız var. Ses en tekil biometrik unsur olduğu için hızla parmak izi ya da göz bebeğinin yerini alıyor güvenlik konusunda. Anında.

Sesli sohbet odaları

Bugün sosyal platformlarda ses temelli sohbet odaları başladı. Podcast yapıldığı güne sabitlenirken bunlar hem canlı hem heyecanlı; elinle başka işler yaparken kulağınla katıldığın. Hatta kulaklığınla. Kimsenin duymadığı, kişiye özel bir ortamda. ‘Kullanıcı tarafında üretilen içerik’ için kolay kullanımlı ortamlar, kulaklık platformları. Ses getiren, konuşulacak konu çıkaran, ünlüleri ve oraların yaratacağı yeni ünlüleri tek taraflı önceden kaydedilmemiş malzemeden değil canlı dinlemek… Hatta katılabilmek. “Akşam Elon’la konuşurken… yani Musk” diye cümle kurma olanağı veren yapılar… Dünyada kullanıcısı birkaç milyona ulaşmış, bu ülkede iki yüz bine yaklaşmakta olan, kullananlar tarafından bütün ülkenin orada olduğu zannedilen yeni ses platformları…  Yalandan ilginç rekabetlerin yaşanacağı ses hükümranlıkları, web’in yeni neslini klavyeden uzaklaştıracak. Hızla ses, tamamlayıcı ve yönlendirici olacak. Telefon defterleri, ilişkiler, dinlence konular, insan profillemenin yeni araçları. Hele semantik araştırma ile çok kullanılan kelimeler üzerinden insanların profillerini ve olası davranışlarını görmek iyice kolaylaşacak. Çin kendine yasaklayıp, bütün dünyanın bu konudaki altyapısını sağlasa da… Duymak, duyulmak, duyurmak asıl güç oluyor. Gerçeğin sanal ve arttırılmış olacağı şu günlerde, asıl hedef: Duyurganlık. Hey... sesimi duyan vaaar mııı?