Değişmek o kadar da kolay değildir. Sıkıntılıdır. Bazen sancılıdır. Büyürken de öyledir, bebekken de. Diş çıkarmak, bağışıklık sağlayacak hastalıkları atlatmak, sonra ergenliğe geçiş. Sivilceler, hormonlar, depresyonlar, uzayan kemikler… İnsan genelde dünya değişsin ama kendisi kesinlikle değişmesin ister. Kendine, dünyayı ele alış biçimine göre konfor alanları yaratmaya çalışır. Bununla da kalmaz; genişleyen şekilde tüm çevresini ve ötesini de bu alanda harekete zorlar. Hatta değişim rüzgarıyla gelinen bu alanları artık değişmemek, kendine uygun şekilde kalıplara sokmak için uğraşırlar. Muhafaza etmek değişmenin, gelişmenin üstüne çıkar, baskılar. Bir dönemin konjonktürel geçerli dalgalarının değişmezleşmesi gerektiğine inanılır. Yetmişlerin başında “asbestli kopolimer” sloganıyla satılan yer karolarından, “doktorların en çok tavsiye ettiği” sigaraya kadar akıl ötesi yanlışlar neyse ki geçerliliğini kaybeder. Su akacağı mecrayı bulur. Toprağa erişir.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim