03 Mayıs 2024, Cuma Gazete Oksijen
14.04.2023 04:30

Gürültü

Baharın geldiği bu ülkede nasıl anlaşılır? Öyle “ağaçlar yeşillendi, çiçekler açıldı, kelebekler, börtü böcek canlandı” gibi romantik şeylerden çok, ayağı yere basan, kesin etkili bir işlem bahar müjdecisidir aslında. Alüminyum, demir ve her türlü metal kesiciler. Ciiiyyyiiinng! Üst üste. Durmaksızın. Dişçi koltuğuna taş çıkartacak güçte. Kulaklardan girip bir türlü kafadan dışarıya çıkamayan bir cayırtı. Gürültünün hası. Kış başına kadar da sürer. Sonra da bitmez seyrelir. Bütün gürültüler gibi. Tamamen. Hiç bitmez. Gürültüyle yaşamak içselleştirilmiştir. Tartışılmaz. Kabul edilir. Karşı çıkılmaz. Hatta boyun eğilir. Gürültü günlük hayatın sert gerçeğidir. Her alanda vardır. Pek çok şekilde karşımıza çıkıverir. Fizik gürültüler kanıksanmış, duymak dinlemek istediğimizin ya da sessizlik ve huzurumuzun önüne geçmesi normalleşmiş durumda. Sesini duyurmak, duyulmak için de sürekli yüksek volümde bağırıp çağırmaya yönelmek de sadece ilgi yoksunu çocukların değil neredeyse ikiden fazla kişinin olduğu her grubun normali haline gelir.

İletişim kavramının en önemli unsuru malum “ş” harfidir. İşteş fiil. Birlikte, karşılıklı gerçekleştirilen ortak eylem. Pek çokları hala “ş” harfini unutur. “Kamuoyuna Duyuru” başlıklı siyah çerçeveli ilanattan, reklama; yapılanların büyük çoğunluğu iletimdir. Tek yönlüdür. Mesajı alanın düşüncesi, tutumu önemsenmez, iletilen doğrultusunda inanış, tutum ve eylem hedeflenir-di. Bugün iletişimin tanımı da ele alış biçimi de değişmek durumunda.