Mega

Trump ABD’sinde tahta çıkmadan vaat edilen, cülus sonrasında da bütün hızıyla işleme konan “Amerika’yı yeniden büyük yap”ma projesi MAGA, bütün dünyayı bir anda etkileyiverdi. Akla hayale gelmedik projeler devreye girdi. Meksika Körfezi’nin ismini değiştirmekten Grönland ve çevre adalarına, Panama Kanalı’na çökmeye kadar olmadık icat çıkarıldı. Öte yandan Yanis Varoufakis’in deyimiyle “teknofeodal” güç devreye girmeye başladı. ABD tam kendini teknolojinin tek sahibi, patronu, yaratıcısı benim diye görürken, yani “Madem top benim, oyunun kurallarını da ben koyarım” derken art arda gelen Çin yenilikleri borsada trilyon dolarlık deprem yarattı. Yapay zeka ve ekosistemindeki tüm yenilikler yepyeni bir güç kavramı yaratırken ve Amerika yeniden büyük olma peşindeyken, önceki yüzyıllarda kendini dünyanın merkezi olarak gören Avrupa boş duramazdı. Onlar kendileri için MEGA yani “Make Europe Great Again” diyebilirler miydi? Tekrardan büyük olmaları mümkün mü? Yoksa bırakın büyük olma hayalini, ağırlıklarını kaybetmekteler mi? Bu devirde büyüklüğün Yapay zeka merkezli teknolojiden geçtiği kabul edilince, 10-11 Şubat’ta kendini Avrupa lideri gören Fransa ve Macron yanına eş başkan olarak dünyanın sessiz büyüğü Hindistanı ve başbakanı Modi’yi alarak yaptığı “Paris EyAy Eylem Zirvesi”ne ABD dahil 100 ülkeden konusunun en üst düzey oyuncuları katıldı. Güvenli, sorumlu, etik yönetilen EyAy için özel sektör, devlet ve akademinin işbirliği ekosistemlerinin yaratılması gibi cici konular tartışıldı. Bu arada Fransa da 109 milyar Euro tutarında bir fonu veri merkezleri başta bu tür projelere tahsis edeceğini açıkladı. ABD’nin sadece Stargate projesi için bile 500 milyar dolarlık bir yatırım planlanırken, Çin çok daha ucuza mal ederken, aranın daha da açılacağı belli olmuş oldu. Fransa liderliğindeki Avrupa, ABD ve Çin’le yarışacak, güvenlik, etik, kapsayıcılık gibi kavramları önde tutan bir rakip olarak kendini konumlamaya çalıştı.