Dört yıl önce bugünlerde evlerimize kapanmıştık. Neredeyse dünyanın her yerinde. Korku ve endişe bizleri esir almıştı. Her akşam seçim sonuçları açıklanırken açılan sandık sayılan oy sayısı misali, teşhis konan hasta, ağır hasta ve ölen sayıları yayınlanıyordu. Tanı adlandırma farklarından gerçek rakamları kimse hiçbir zaman bilemeyecek olsa bile açıklanan rakamlar yeterince korkunçtu. Her konuda örnek gösterilen Batı’da durum daha da berbattı. ABD ulusal kararlar alamıyor, her eyalette farklı curcuna yaşanıyordu. Avrupa birbirinden malzeme kapmaya çalışıyordu. Uçuşlar, uluslararası toplantılar, kongreler, konserler hatta Olimpiyatlar yapılamaz oldu. Hastaneler kapasitelerini çoktan aşmış, sağlıkçı tüm kadrolar insan üstünden de üstü çalışıyordu. İnsanlar en sevdiklerine bile yaklaşamaz olmuş, hasta olan hastaneye yatmazsa evde tecrit oldu. Dünya ilk defa umudunu gözden geçirmek zorunda kaldı. Hayat felç olunca ekonomiler de felç olmaya meyletti. Leyla çözümü orada da benimsendi ve bas bas paraları yönüne gidildi. Yaz olayı bir nebze rahatlatsa da kış başlayınca kabusun yok olmadığı hissedildi. Maskeler vücudun parçası haline geldi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim