Ne olacak şimdi?

Başta çok uluslular, beyaz yaka üst kademe yöneticilerin işleri hayli zor. Pazarlama, iletişim ve benzeri bölümler daha etkilenmiş görünse de aslında bütün yöneticiler bunaldı. Son aylarda içinde Ey-Ay geçmeyen cümle, yazı, toplantı, seminer ve benzeri neredeyse yok. Neredeyse klozet kapağı kaldırıldığında içinden Ey-Ay fırlayacak. Üstelik ne olduğunu kimse doğru dürüst anlatamasa da her türlü gündemin baş köşesine Ey-Ay çöküverdi. Halbuki yıllardır hayat kolaydı. Konu ne olursa olsun bilge görünmenin yöntemi hep aynıydı. Yedi bilemediniz sekiz kavramı bir kokteyl kabında karıştırıp, malum pamuk misali cümlelere tıkınca hem farkında -hatta bilge- hem de günceldiniz. Aslında iş hayatında hava, su gibi vazgeçilmez olması gereken inovasyonun içi boşaltıldı, komitelere bile havale edildi. Bilmem kaç yıllık, üstelik bazen aynı aileler tarafından yönetilen şirketler, kendilerini arabeske vurup “Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim” ezgileri altında, anında türeyen danışmanların da katkısıyla jiletlenme ayinleri düzenliyorlar. Pörr-pıss!