Uyandı. Gerindi. Tek Tek. Altı kere. Yataktan doğruldu. Şöyle bir kendine baktı. Akşam mönüden hangisini seçmişti acaba. Başlarda hep periplaneta americana’yı seçiyordu, arada farklılık olsun diye periplaneta germanica’ya bile meyletmişti bir dönem. Sonuçta hepsinin dedesinin Habeşistan’da bir prens olduğunu biliyordu. En az Bob Marley kadar! Jamaika’yı da Habeşler kurtaracaktı. Torunlarının hepsi, türleri farklı adlarda olsa da, tüm dünyadaki Blattodea ailesine bağlıydı. Pek de soylu bir aile olmasa da dünyaya hakimlerdi. Bir şekilde tabii. O kadar yaygınlaştılar ki insanlara ertesi sabah kalktıklarında olacakları kişiyi menüden seçtiriyorlardı. O da bu sabah kalktığında kim olduğunu yavaş yavaş fark edecekti. Yatakta doğruldu, üç çift çorabını, üç çift ayakkabısını giydi. Duvardaki, kendisine atılmış elmadan çıkan kurtla sarmaş dolaş olmuş onursal dedesinin fotoğrafını saran altın çerçeveye selam çaktı. Ne de olsa her şey onunla gün yüzüne çıkmıştı. Gregor Amca. Hani günlük hayatta Samsa soyadıyla tanınan.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim