Hayatta rengin önemi ne kadar? Sosyal medyada, mesaj gruplarında herkes rengarenk kuşlar çiçekler böcekler paylaşıyor her gün. Yanına da mutlu umutlu mesajlar sıkıştırıyor. Günaydın, iyi haftalar… Renk renk. Bu bir aldatmaca mı yoksa gerçeküstü bir soyutlanma mı? Oysa aslında artık renkten kaçılıyor. Örneğin 1990’dan beri satılan otomobil renklerine bakıldığında başta çeşitlilik hakimken artık tüm otomobillerin %70’ten fazlası metalik gri, beyaz ve siyah. Pek çok şirket logo, kurumsal kimlik yenilerken yine siyah, beyaz, metalik gri eksenine dönüyor. Benzer bir durum yaşam alanlarındaki mobilyalar için de geçerli. İngiltere’de müzede bulunan, 1800’lerden bugüne saklanan objelerin de işlevinden bağımsız olarak nötr renklere yöneldiği görülmüş. Ahşap yerine metal ve plastik kullanımı bunun tetikleyicisi. Böylece yaşam alanlarında da renk pek aza indirgendi. David Batchelor’un “chromophobia” yani renk korkusu olarak adlandırdığı duygu, yavaş yavaş dünyayı ele alış biçimine dönüşüyor. Renkler yüzeysellik, kaos, bulaş olarak algılanıyor. Renk ilkeldir, arındırmak gerekir deyip forma konsantre olunması isteniyor.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim