23 Mart 2025, Pazar Gazete Oksijen
21.03.2025 04:30
Makaleyi sesli dinle • 0:00

Blender’ı seviyoruz ama robotlardan korkuyoruz!

Hayatı kolaylaştıran mutfak robotlarından ya da sabahları çeşit çeşit kahve hazırlayabilen makineden hiç korkmuyoruz. Artık sürücüsüz araçlara da hazırız. Ancak iş insana benzeyen, yüzü gözü olan robotlara gelince geriliyor hatta korkuyoruz. Peki neden?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Dünyada robotların tarihini anlatan belgesellerde bir numaraya genelde R2-D2’nun adı konuluyor. Star Wars filmlerinden bildiğimiz R2-D2 ilk popüler robot olmanın yanı sıra insanlığa robotları sevdiren bir kurgu karakter olarak tarihe geçti. Bu robotu meğer bu kadar sevmemizin nedeni insana çok benzememesiymiş. Japon robot bilimci Masahiro Mori’nin Uncanny Valley (Tekinsiz Vadi) teorisi bu konuyu güzel özetliyor. Robot ne kadar insana benzerse o kadar huzursuzluk hissederiz. Gözler var ama ruhsuz bakıyor, hareket ediyor ama tam doğal da değil. İşte bu dengesizlik bizde bir ürperti ve huzursuzluk yaratıyor. Popüler kültürde sevdiğimiz robotlar ise bize fazla benzemiyor. Genelde yuvarlak hatlara sahip ve insana doğrudan rakip görünmeyen robotlarla aramız gayet iyi. Ama Boston Dynamics’in ürettiği dört ayaklı robot köpeği ya da insansı robot Atlas sahneye çıktığı günden beri pek çok kişiyi ‘Bunlar kesin dünyayı ele geçirecek’ diye düşündürüyor. Belki de bu garip his, bilimkurgu filmlerden bilinçaltımıza işledi.

Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL Aboneyseniz üye girişi yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim

Hesap oluşturun

veya
Zaten üye misiniz? Üye girişi yapın

Advertisement