Çok uzun yıllar önce Milliyet Sanat’ta okuduğum kısa bir röportaj arada sırada hâlâ hafızamda yankılanır. Aradan belki de elli yıla yakın bir zaman geçti oysa. Fransa’da, adını artık hatırlayamadığım bir şair, bir şiir dergisi çıkarıyordu. Röportajı yapanın sorusu kışkırtıcıydı. “Nedir bir şiir dergisi çıkarmak?”. Cevap daha da kışkırtıcıydı. “Akıntıya kürek çekmek.” Sonrasıysa çok daha anlamlı ve etkileyici. “Neden o zaman böyle bir dergi?” sorusuna verilen cevap… “Akıntıya kürek çekmek için…”
Hepsi bu kadardı ama bende derin bir etki uyandırmasına yetmiş. Şimdi daha iyi anlıyorum. Hikayelerimin yoluna çıkmış mıydım? Artık hatırlamam imkansız. Ama o günlerde ilgimi çektiğine göre, içimde bir alev yanmaya başlamıştı demek ki. Şiir yazmaya pek niyetli değildim, kendimi daha çok o hikayecilik geleneğinin içinde görüyordum da böyle bir dergi çıkarmak üzerine yapılan sohbetin beni her geçen gün içine biraz daha çok çeken bir dünya için de geçerlilik kazanıp kazanmadığını sormaktan alamıyordum kendimi.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim