Oteller, yazarları ve şairleri, hayallerle yüklü hikayeleri uyandırdıkları için mi çekmişti? Bizi başka yollara çekebilecek bir soruydu sanki bu. Başka yollar… Sözlerin hatırlattığı yerlerde bir daha yaşanabilenlerin ve yaşanamayanların izleri vardı neticede. Yazmaya çağıran izler… Demir Özlü, Bir Küçükburjuvanın Gençlik Yılları’nda, şehrin belki de en güzel, artık tarihe karışmış birçok sakininin hayatından geçmiş otellerinden birini nasıl anlatıyordu?.. “Büyükada’ya gemi yaklaşırken, Splendit Oteli, beyaz ahşap kaplamalı önyüzüyle, yuvarlak kubbeleriyle görünür. Adanın yumuşak, yukarı Akdeniz iklimi insanın yüzünü okşar. İskele alanındaki, yaz mevsimine özgü kalabalık insana kalabalıktan biri olduğunu, kendi küçük varlığıyla birlikte, orada yaz kalabalığına karışıp gitmesi gerektiğini, yakın bir mutluluğun, tutkusuz bir yaşamın en doğru yaşam biçimi olduğunu düşündürtür…” Adanın keyfini, gördüklerini biraz da yabancılık duygusuyla çıkarmaya çalışan bu delikanlının dile getirdiği duygular yine başka bir zamanda mı kaldı?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim