İstanbul’un hangi adalarında neler yaşamıştınız? İçinizde, oradaki yollardan en çok kimleri ve neleri saklamak istediniz? Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada... Hepsi bir başka hikâyeydi, değil mi? Sedef Adası, Kaşık Adası, Tavşan Adası, Yassıada ve Sivriada da vardı elbet. Kayıp ada Vordonisi de... Hepsi kendi hikâyelerini yazdırmıştı. Onlar arasında eski çağların sürgünlerine dair olanları da yok muydu? Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’ndaki İoakim ile Andronikos’u nasıl unutabilirim? Bilge Karasu’nun gülümsemesini bir daha görüyorum. Esinti çok uzaklarda. Adını vermek istemediğim bir şeyler içimde bir yerlere dokunuyor yine de... Sürgünlerin öteki hikâyeleri de... Sürgün... Ne yakıcı bir kelimeydi bu. Ne kadar çok zaman yolcusu, ne çok haksızlığa direnme adına, bu ölüm yoluna çıkmıştı...
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim