İstanbul’un hangi adalarında neler yaşamıştınız? İçinizde, oradaki yollardan en çok kimleri ve neleri saklamak istediniz? Kınalı, Burgaz, Heybeli, Büyükada... Hepsi bir başka hikâyeydi, değil mi? Sedef Adası, Kaşık Adası, Tavşan Adası, Yassıada ve Sivriada da vardı elbet. Kayıp ada Vordonisi de... Hepsi kendi hikâyelerini yazdırmıştı. Onlar arasında eski çağların sürgünlerine dair olanları da yok muydu? Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı’ndaki İoakim ile Andronikos’u nasıl unutabilirim? Bilge Karasu’nun gülümsemesini bir daha görüyorum. Esinti çok uzaklarda. Adını vermek istemediğim bir şeyler içimde bir yerlere dokunuyor yine de... Sürgünlerin öteki hikâyeleri de... Sürgün... Ne yakıcı bir kelimeydi bu. Ne kadar çok zaman yolcusu, ne çok haksızlığa direnme adına, bu ölüm yoluna çıkmıştı...
06.05.2022 04:30
Bu şehrin adaları ne anlatır?
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023