Hayatının belki de yarısından fazlasını İngiltere’de geçirdi. Yakınları vazgeçemediği bir tarafını İstanbul’da bıraktığını söyledi. Ama neden gitmişti? Bu bölünmenin sebebi neydi? Hayatının derinlerinde kaldığını hissettiğim izler beni şimdi birden çok cevaba çağırıyor. Feyyaz Kayacan gidişinin karanlıklarında mı kaybolmuştu? Bana bu sözleri, Türk Edebiyatı, özellikle de hikâyeciliği adına bir söz söyleyebileceklerin arasında bile kendisini hatırlayanların azlığı söyletiyor. Farklılığı yüzünden mi? Gerek dili ve üslubu, gerekse içeriğiyle okuru çetin bir okuma sınavına davet ettiğinden mi? İhtimali bir yerlere yazalım. Gitmenin gösterdikleri başka gitmeleri de doğuruyor ya...
17.09.2021 04:30
Feyyaz Kayacan’ı nasıl bilirsiniz?
Feyyaz Kayacan edebiyatımızda çok önemli izler bıraktı. Silinmemesi gereken izler... Şimdi kitaplarının yeniden yayımlanmaya başladığını görüyorum
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023