Otuz üç yıl süren kısacık bir hayata neleri, nasıl sığdırabilirsiniz? Hangi hayallerin ve heyecanların izinden giderek? Hangi bedelleri ödemeyi göze alarak? Duygularınızın ve tutkunuzun girdabına kapılmışsanız… Teyzesi, bir başka tutkunun kadını Mihri Müşfik Hanım, resimlerindeki derinliğin ve ışığın yanı sıra, birçok muhtemel kedere ve hayal kırıklığına da yürüyebileceğini gördüğü için mi ressamlıktan vazgeçmesini salık vermişti? Onun sadece hocası değildi neticede, ailesinden, kanından biriydi. Benzer şartlarda dünyaya gelmişler, birbirini çok andıran sebepler yüzünden farklı yolculuklara çıkmaya ihtiyaç duymuşlardı. 1905’te o da Kadıköy’deki Rasim Paşa Konağı’nda dünyaya gelmişti. Zaman içinde kendisini gösteren önemli bir farkla… Hayata bir dizi tatsızlıkla başladığı söylense, yeriydi. Henüz beş yaşındayken, köpeklerden geçen bir hastalık nedeniyle ameliyat olacaktı. İlerleyen yıllarda taşımaktan kurtulamayacağı hastalıkların temellerinin atılmasıydı bu. Ama bu yaşadığı, ne çok iyi bir eğitim almasını, ne de muhtemelen teyzesinin genlerini taşıdığı için, resme tüm benliğiyle meyletmesini engelleyebilmişti.
04.08.2023 04:30
Hale Asaf’ı görmek ve duymak üzerine...
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023