Rübab-ı Şikeste’nin şairi hayatının son dokuz yılını İstanbul’un belki de en güzel göründüğü yerlerinin birinde yaptırdığı evde geçirdi. Otuzlu yaşlarının son demlerini yaşadığı günlerdi. Tarih hicri takvimle 1322, miladi takvimle 1906 yılını gösteriyordu. Eve Aşiyan adını vermişti. O günlerden bugünlere gelmiş derin bir esinti… Farsça aşiyan kuş yuvası demekti. Bir şaire yakışan bir addı bu şüphesiz. Gelgelelim derinlerde kalan bir başka anlam karşımıza sadece bir şairi değil, yaşadıkları ve hissettikleri dikkate alındığında, adeta çarpıcı bir roman kahramanını da çıkarıyordu. Çünkü bu adda asıl değer taşıyan yuva kelimesiydi. Daha da açık bir söyleyişle yıllar boyunca eksikliği duyulan, hayali kurulan bir yuvanın kendini anlatması…
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim