Novikov
Rusya’dan çıkan bir marka olan Novikov geçen yaz açtığı ilk şubesinin ardından ikinci şubesini de yine Yalıkavak Marina’da konumlandırdı. Konsept bu kez İtalyan. Restoran nefis bir lokasyonda, kendinizi denizin tam üstünde hissedebilirsiniz. Ambiyans şık ama abartısız. Menü daha çok denize ve deniz mahsullerine yakın. Mutfak ve salon ekibi sektörün en iyilerinden seçilmiş. Zincirin sahipleri Arkadiy Novikov ve Anton Pinskiy özellikle Bodrum şubeleri ile çok ilgililer. Gelelim benim deneyimlerime. Önden yediğimiz istiridyeler çok taze ve soslarıyla birlikte mükemmeldi. Karışık çıtır, bebek kalamar, karides ve barbunya tam kıvamında pişmişti. Ahtapot carpaccio ise son yıllarda yediklerimin belki de en iyisiydi. Hem deniz mahsullü risotto, hem de makarna deneyimleme fırsatı buldum, ikisi de çok başarılıydı. Dünyadaki tüm Novikov restoranlarının şefi Clifton Ian Muil ve şef Fabrizio Tumminello, bütün hünerlerini burada da göstermişler. Sonunda gelen tiramisu ise son noktayı koydu. Bu arada klasik bir İtalyan kokteyli olan Negroni de mükemmel hazırlanmıştı. Seyahat edemediğimiz şu dönemde Novikov Italy bana kendimi İtalya’ da hissettirdi diyebilirim. Fiyatlar Türk lirasına çevirdiğiniz zaman biraz yüksek. Ancak şunu da unutmayalım ki bu tip restoran zincirlerinde fiyatlar, dünyanın diğer yerlerinde de ortalamanın üstünde. Hakkasan Bodrum
Restoran, Mandarin Oriental içindeki en güzel noktaya konuşlanmış. İnanılmaz bir gün batımı izlemek için biraz erken saatleri tercih etmenizi öneririm. Sade, hafif loş ve diğer şubelere göre farklı. Bodrum tarzına uygun bir dekorasyon. Ben özellikle klasik ve kendilerine özel tatlardan seçim yaptım. Ama dilerseniz iki ayrı tadım menüsü de şef Sky Wong Kum Choy tarafından hazırlanmış. Önden birer kokteylle başladık. Bademli ve baharatlı karides başlangıç olarak geldi. Gerçekten damak çatlatan cinstendiler. Ana yemek olarak ördek tercih ettik. Ördek hem başlangıç, hem de ana yemek olarak servis ediliyor. Başlangıç olarak, roll şeklinde sevis ediliyor. Ana yemek olarak da dileğinize göre iki ayrı sosla tavada pişirilerek -ki çok lezzetli- hazırlanıyor. Tabii Kanton mutfağı derken, Dim Sumer’lerden bahsetmemek olmaz. HAKKASAN dünyada bu işi en iyi yapanlardan. Ben klasik ve karışık olandan tercih ettim. King Crab, ıstakoz ve halibut balıklı çeşitleriyle yapılmıştı. Gerek iç dolgusu, gerekse hamuru ile ne kadar bu konuda ustalaştık olduklarının bir göstergesiydi. Tatlı menüsü çok etkileyici. Yine fiyatlardan bahsetmek gerekirse, dünyadaki diğer şubeleri ile euro bazında benzer. The Marmara Bodrum
The Marmara Bodrum bu yaz harika bir işe imza atıyor. Perşembe geceleri düzenlenen “The Good Fellas” etkinliğiyle özellikle benim yaş grubuma nostaljik geceler yaşatıyor. Etkinliğe geçen hafta gitme fırsatı buldum. Öncelikle The Marmara zinciri, benim için çok özel bir yere sahip. Meslek hayatıma başladığım ve çok güzel yıllar geçirdiğim bir yer. Biz önce yemekle başladık. Zeki şefin Akdeniz Mutfağı lezzetleri her zamanki gibi çok lezzetliydi. Daha sonra bar tarafına geçtik. Sevgili Ayşem Saraçoğlu bu etkinliklerin ev sahibesi. The Marmara Bodrum, 80 ve 90’lı yılların efsane DJ lerini buluşturuyor perşembe akşamları. Salih Şaka, Engin Yelkenci, Nisa Adato,Aydın Katırcıoğlu, Suat Ateşdağlı, Memo Garan, Cüneyt Kurt ve Tarık Koray gibi efsaneler canlı performans ile sizi o yıllara götürüyor. Denk getirebilirseniz çok tavsiye ederim.