Hafta sonu yiyecek içecek sektörü adına muhteşem bir buluşmaya şahit oldum. Sebebi, Neolokal’in 7’nci yaş günü kutlama etkinliğiydi. Sevgili Maksut Aşkar ve Erim Leblebicioğlu, ülkenin önde gelen şeflerini bir araya getirip muhteşem iki ayrı akşamda, onların hazırladıkları tabaklardan oluşan bir menü ile misafirlerini karşıladılar. Bu kadar şefin egolarından sıyrılıp bir orkestra edası ile aynı mutfakta bu kadar uyumlu çalışabilmesi, gerçekten büyük bir alkışı hak ediyor. İçeriye girdiği andan itibaren, ekipleriyle birlikte gelen şeflerin tek mutfak içindeki hummalı çalışmalarını görüp bundan büyük keyif aldıklarını hissetmek çok güzel bir deneyim oldu benim için.
Şöhretler karması
Kimler yoktu ki... İlk gece Ali Ronay, Claudio Chinali, Murat Deniz Temel, Osman Sezener, Seray Öztürk, Somer Sivrioğlu ve Yılmaz Öztürk. İkinci akşam Aret Sahakyan, Cihan Kıpçak, Mustafa Otar, Pınar İshakoğlu, Pınar Taşdemir, Yoldaş Sönmez sahnedeydi. Yemek tercihleri, Neolokal felsefesiyle uyumlu, yani yerel ve taze malzeme, geleneksel lezzetler, modern uyarlamalar şeklinde tasarlanmıştı. Açıkçası yemek anlamında gerçekten bir şölendi. Bu arada her tabağın yanında sunulan şarap eşleşmesi de çok başarılıydı. Üstelik tüm şaraplar, ülkemiz üzümlerinden üretilmişti. Gelelim benim tattığım tabaklara. Amouse Bouche, yani damak hoşluğu, Ali Ronay tarafından hazırlanmıştı. Bu kadar küçük bir tabağa bu kadar lezzeti sığdırabilmek gerçekten usta işi. Başlangıçlardan biri İsmet Saz’ın hazırladığı, Marine Karadeniz levreği, pekmez, mürdüm eriği ve Ayvalık zeytinyağı ile sunulmuştu. Harika bir soğuk başlangıç diyebilirim. Ardından külde ahtapot geldi. Yılmaz Öztürk tarafından hazırlanan tabak, Ege salatası ve füme paprika ile servis edilmişti. Tam kıvamında lezzetler bir araya gelmişti. Somer Sivrioğlu da kuşboku falafel hazırlamıştı. Altındaki tahin ve süzme yoğurt sosu ile çok lezzetli olmuştu. Seray Öztürk nefis bir yaprak ciğer servis etti. Yanında sunduğu ayva ve soğan turşusu da çok yakışmıştı. Claudio Chinali ise muhteşem bir Risotto ile damaklarımızı çatlattı diyebilirim. Billurlu ve zencefilli kurabiyeli füme risotto, zıt tatların uyumu ile mükemmeldi. Murat Deniz Temel, tuz ve şeker içinde pişirdiği deniz levreği, bottarga ve balık sosu ile çok lezzetli bir tabak hazırlamıştı. Ana yemek ise Osman Sezener’in ellerinden çıkmaydı. Kuzu ve soğanın birlikteliği ve kuzu sosu ile çok başarılıydı. Final tabağı ise ev sahibinin, yani sevgili Maksut Aşkar’ın elinden çıktı. Kömbe, fındık, tahin helvası ve dondurma ile servis edildi. Böyle bir yemeğe ancak böyle güzel bir kapanış olabilirdi. Sonuç olarak harika bir yemek gecesi geçirdim. Tebrikler tüm şefler için ama tabi büyük bir teşekkür de Neolokal ailesine. Nice böyle güzel senelere. Bir ilavem daha var, o da bu tip gecelerin daha sık tekrarlanması gerektiğini düşünüyorum ve belki doğru pazarlama ile yurt dışından gelecek gastro turizm adına büyük yarar sağlayabilir.