22 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
22.04.2022 04:41

Kiralık eve parası yetmeyenlerin son sığınağı kiralık odalar!

İstanbul’da en düşük ev kirası, o da kent merkezine iki saat yolu çekmeyi göze alırsanız 3 bin lira. Merkezde mi aradınız? En az 6 bin lira. Hal böyle olunca tek başına yaşayanlar çareyi oda kiralamakta buluyor. Ama o da çok kolay değil...

Benim yaşımdakiler hatırlar. Küçükpazar, şu Eminönü ile Unkapanı arasında, Haliç kıyısındaki semt, sebze hali ve bekar odalarıyla bilinirdi. Halde hamallık yapmaya gelenler ve Sultanhamam’da çalışanlar için bir sığınaktı. Ve tabii bir de elde avuçta ne varsa yola harcayıp Anadolu’dan göç eden aileler için... Dip dibe eski evlerin tüm odaları ayrı ayrı kiraya verilirdi. Hatta bir odada 5-6 bekar genç bir arada kalırdı... Sebze hali oradan taşınalı on yıllar oldu, ama bekar odaları da, İstanbul’da yaşayıp ekonomik krize ve astronomik kira artışlarına dayanamayan aileler de hala orada...

Bu odaların kiraları 1.300 TL (Fotoğraf: Ferhaat Zupçevic)

Bir hayırsever okuyucumuzla birlikte geçenlerde yine oraya yolum düştü. Ziyaret ettiğimiz üç çocuklu aile, Küçükpazar’da kaldıkları iki göz evin 1.000 lira olan kirasını ödeyemeyip, 500 liraya tek bir odaya geçmişti... Üst kattaki diğer odada yaşayan ev sahibiyle elektrik, su faturalarını paylaşarak ancak ayın sonunu getirebiliyorlardı. Dedik ya tek oda, tuvalet ve mutfak da ortak tabii...

15 metrekare odalar asgari 2 bin lira

Ziyaret bitti, o sırada aklıma alıp başını giden kiralar geldi, “Acaba?” dedim kendi kendime, “Bu tek odalar İstanbul’da diğer semtlerde de yaygınlaşmış mıdır?” Hemen sahibinden.com’a girdim, ‘kiralık oda’ yazmanız yetiyor, anında yüzlercesi çıktı karşıma. İlanlardan birkaç örnek vereyim: ‘Kazlıçeşme’de, bayana eşyalı oda. Faturalar dahil 2 bin lira’, ‘Valizini al gel... Kartal’da kiralık oda 2 bin 400 lira’, ‘Kadıköy’de 3+1 evimizin bir odasına uyumlu arkadaşlar arıyoruz. Kira 1.500 lira’, ‘Üniversiteden yeni mezun çalışan iki kadınız, üçüncüyü arıyoruz. Çeliktepe’de metroya 7-8 dakika yürüme mesafesindeki 3+1 dairemizde bir oda kendisine ait olacak. Kira 2 bin lira’... 

Evinin üç odasını kiraya verdiği için, salondaki çekyatta yatan Serhan Üren, “Kimse keyfinden bir odada kalmayı istemiyor, aynı şekilde biz de keyfimizden odalarımızı kiraya vermiyoruz... Hepimiz aynı gemideyiz. Yaşayabilmek için hayatlarımızı küçültmek zorunda kalıyoruz” diyor

İlanıma bir saatte 27 dönüş oldu

Afalladım, öylesine çoktu ki ilanlar ve kiraların da maşallahı vardı... Hemen telefona sarıldım. Ama gazeteci olduğumu söyleyince kimse konuşmak istemedi. 

O sırada imdadıma bizim gazeteden genç mesai arkadaşım Esen yetişti. “Evarkadasi.com’da bir hesap açarsan, ‘oda kiraya vermek istiyorum’ diye anında geri dönüşler başlar” dedi. Önce bir tereddüt ettim, insanları biraz aldatmak gibi olmayacak mıydı? Evet, öyle olacaktı, ama bu insanların dertlerini herkes bilsin istedim, burada hepsinden özür diliyorum. İlanı şöyle verdim, ‘Bakırköy’de 1.500 liraya 18-50 yaş arası erkek ve kadına kiralık oda’... Esen ne dediyse doğru çıktı. Bir saat olmamıştı ki, 27 kişi dönüş yaptı! Kimisi ‘Kirayı geciktirmeyecek biriyim’, kimisi ‘Ben öğretmenim, lütfen geri dönüş yapar mısınız?’, kimisi de ‘Şartlarınız nedir acaba? Faturalar dahil mi?’ diyen... Ben “Bir odaya 1.500 lira çok değil mi?” diye düşünürken anladım ki, çok değilmiş! Şu anda ortalama oda fiyatları 2 bin-2 bin 500 lira. Bir oda!.. Hemen söyleyeyim fiyatlar 3 bin 400 liraya kadar çıkabiliyor. Mesela Kadıköy merkezde, 70 odası da kiraya verilen Yıldız Marmara Konaklama’ya ait yerde, minimum oda fiyatı 2 bin 400 liradan başlıyor. 

“Bizim odaları asgari ücretliler tutamaz!”

Kadın yurdu gibi bir yerden bahsediyoruz, zira o 70 odanın tümü kadınlara kiralanıyor. Ben bir odanın en düşük kirasının 2 bin 400 lira olduğunu duyunca, binanın yöneticisi Zehra Güleç’e, “Yemek de dahil mi?” diye soruverdim şakayla karışık. Güldü!.. “Hayır. Ama elektrik, su, doğalgaz, internet hepsi içinde... Faturaları yatırma derdi yok. Ayrıca ortak mutfak, çamaşır odalarımız var. Çok da güvenli, içeriye kurye bile adım atamaz... İki ve üç kişilik odalarımız da var. Onların kirası da 1.900 ile 2 bin 500 lira” dedi.

İki  ay öncesine kadar tüm odalar doluymuş, şimdi ise bazı boş odalar varmış. Güleç devam etti: “Son zamlar bizi de çok etkiledi. İki ay öncesine kadar 1.500-2 bin liradan verdiğimiz odalarımızın kirası 3 bin-3 bin 500 liraya çıktı. Maalesef bizim burada 4 bin 250 lira asgari ücretle çalışan biri kalamaz. Diyelim ki 3 bin lira ödedi, eline kalacak 1.250 lira ile geçinmesi imkansız.”  

Üç odasını da kiraya vermiş kendisi salonda yaşıyor

Tam yönetici hanımla telefon konuşmamız bitmişti ki, sahibinden.com’dan aradığım bir bey dönüş yaptı. 49 yaşındaki Serhan Üren, Bakırköy sahildeki evinin üç odasını kiraya verdiğini, bir odanın iki gün önce boşaldığını, o oda için bir erkek kiracı aradığını söyledi. Kira 2 bin 100 lira! Evi o kadar merak ettim ki, “Gelip görebilir miyim?” diye rica ettim ve kabul etti, ki hiç beklemiyordum! Fotoğrafçı arkadaşımla birlikte bir saat sonra Bakırköy’deki evin önündeydik. Tam dairenin kapısından girerken, Serhan Bey birini yolcu etti, “Siz düşünün, görüşürüz sonra” diyerek... O anda boşluğuma geldi, kiracı adayı olduğunu sonradan anladım. “Keşke onunla da konuşabilseydim” diye hayıflanarak başladım sohbete Serhan Bey’le... 

“İnsanların halini görüp çok utanıyorum....”

Fizik öğretmeniymiş Serhan Bey... 10 yıl önce İngilizcesini geliştirmek için, bir odasında yabancıları konuk etmeye başlamış, kira istemeksizin. “Sonra baktım ki para vermeye de yatkınlar, odaları yabancılara kiraya vermeye başladım. Ama 10 yılda o kadar çok şey değişti ki, şimdi hiç İngiliz, Amerikalı yok. Varsa yoksa Afgan, İranlı, Suriyeli” diye başladı anlatmaya... Peki ne zaman yabancılardan bizim vatandaşlara geçmiş? Cevabı şöyle: “Özellikle son birkaç yılda kiralık odaya vatandaşlarımızdan talep çok arttı. Çünkü kiralar uçtu gitti. Hemen yanımızdaki apartmanda 30 metrekare 1+1 daire 6 bin liraya kiraya verildi. Böyle bir kirayı çalışan birinin vermesi çok güç. Mesela benim kardeşim hastanede diş hekimi, döner sermayeyle eline geçen toplam para 12-13 bin lira. Bu para bile onun kendine yaşam alanı kiralamasına yeterli olmuyor.” 

Odaları hiç boş kalmıyormuş. Telefonunu gösteriyor, iki günde en az 50 kişi aramış. Laf lafı açıyor, bir an durgunlaşıyor, “Ben bu işten para kazanıyorum ama çok da utanıyorum buraya gelen insanların halini görüp... Zor durumda öyle çok insan var ki! Bu nedir yahu? Nasıl bir yangın içine düştük?” diye dertleniyor.

Diyeceksiniz ki Serhan Bey üç odayı kiraya verince ihya oluyor. Yok öyle değil. İki odanın kiraları 1.300’er lira. Şimdi boş olan için 2 bin 100 lira istiyor. Tüm bu kiralara doğalgaz, elektrik, su, internet faturaları dahil, yani yüzde 30 kadar düşün o kiradan. Eline kalacak 3 bin lira kadar. Bu arada odaları kiraya verdiği için kendisi salondaki çekyatta yatacak... 

Bu kriz hayatı tek odaya mahkum etti

Son söz Serhan Bey’de, böylece neden odalarını kiralamak zorunda olduğunu da anlayabilirsiniz: “Bundan 10 yıl önce, bir öğretmen maaşıyla 14 çeyrek altın alınabilirken, bugün ancak dört çeyrek altın alınabiliyor. Her ay 10 çeyrek altın kaybımız var. Satın alma gücümüz bu kadar azaldı. İnsanlar yaşayabilmek için hayatlarını küçültmek zorunda kalıyor. Yoksa kimse keyfinden bir odada kalmayı istemiyor, aynı şekilde biz de keyfimizden odalarımızı kiraya vermiyoruz... Pandemide bir kiracım işsiz kalmıştı. ‘Gel, salondaki diğer çekyatta da sen kal. Kiraya gerek yok’ dedim. Öyle idare ettik aylarca. Onun odasını kiraya verdik. Yani hepimiz aynı gemideyiz.”  

Aile, iş, ev, araba hepsi gitmiş!

Sohbet bitiyor ama benim aklımın bir köşesinde, apartmana girerken rastladığımız kiracı adayı var. Rica ediyorum Serhan Bey’e kırmıyor, arıyor. Derdimizi anlatıyoruz, 45 yaşındaki Özgür Akca’ya... Sağ olsun o da, konuşmayı kabul ediyor. Ekonomik kriz bir değil, birkaç kez vurmuş Özgür Bey’i. Önce ailesi dağılmış, eşiyle ayrılmış. Düzce’de bir tekstil imalathanesinin sahibiymiş, aynı zamanda Tekstilkent’te de bir dükkanı varmış. İkisini de kapatmak zorunda kalmış. Borçları ödemek için cipini ve evini satmış. Elinde kala kala Sirkeci’deki dükkan kalmış. “Bismillah işler açılıyor, Ramazan geldi derken, Ukrayna-Rusya savaşı çıktı. Bir 10 bin dolarım da Ukrayna’da kaldı! 10 bin dolar deyince küçük bir rakam değil artık, neredeyse 150 bin lira... Bu savaş uzarsa işler iyice kötüye gidecek. En çok da küçük işletmeler, bizler etkileneceğiz” diye giriyor söze. Özgür Bey, önceden Bakırköy’de büyük bir sitede oturuyormuş. “35 metrekarelik 1+1 daireye 3 bin lira kira ödüyordum. Ev sahibi, emlakçıların da baskısıyla kontratı yenilemedi. Aynı daireyi ben çıkınca Araplara 6 bin liraya kiraya verdi. Ben de bunun üzerine Pendik’te 1+1 bir daire buldum 3 bin liraya, 360 lira da aidat veriyorum. Ama iş yerime çok uzak, yol 1.5 saat sürüyor. Benim semtim Bakırköy, Sirkeci’ye de yakın. Burada 1+1 daire istiyorum ama bir oda da olabilir” diyor Özgür Bey. 

Özgür Bey darbe üzerine darbe yemiş. Belki ufak da olsa bir destektir diyerek, 2 bin 100 liralık oda için Serhan Bey ile pazarlığa girişiyorum. Önce 2 bin liraya iniyor, sonra ısrarlarıma dayanıp bir 100 lira daha... Artık karar Özgür Bey’in... Bu halden anlayan ev sahibi ve kriz yorgunu kiracı adayıyla vedalaşıyorum. 

Ortak buzdolabı yokluğun resmi gibi

Serhan Bey’in evi üç oda, bir salon. Kiraya verdiği odalardan birinde bir villada güvenlik görevlisi olan bir genç kalıyor. Diğerinde kalan genç ise Zeytinburnu’nda bir deri atölyesinde kesimci olarak çalışıyor. Üçüncü odada iki gün öncesine kadar bir tıp öğrencisi kalıyormuş, o odaya birkaç güne yeni bir kiracı gelecek. Evi dolaşıyoruz. İzin isteyip, ortak mutfaktaki buzdolabını açıyorum. İçim acıyor. Buzdolabı hemen hemen boş. Her bir raf ayrı bir kiracıya ait, isimleri yazıyor. Sadece güvenlik görevlisi olan kiracının rafı biraz dolu, meğer ona da çalıştığı villadan veriyorlarmış. Diğerlerinde biraz peynir, biraz zeytin, küçük birer yoğurt, biraz da ekmek var...  

“3 bin 300 lira emekli maaşıyla kiralık oda dışında ne şansım var?”

Sadece gençler mi kiralık oda peşinde, hiç öyle değil! Yaşını başını almış emeklilere de bu düzen bir evin huzurunu çok görüyor. Şişli İzzetpaşa Mahallesi’nde pansiyon benzeri bir yerde küçük bir odada kiracı olan 64 yaşındaki C.N., “Ayrı ayrı odalarda sekiz kişi kalıyoruz. Ben ayda 1.000 lira ödüyorum... Döşemecilik yapıyorum, ama artık iş yok. Tek gelirim 3 bin 300 lira emekli maaşım. Burası Şişli’nin yoksul mahallelerinden biri olmasına rağmen 2 bin 500 liradan aşağı kiralık ev yok. 3 bin 300 lira maaşla başka nerede kalacağım ki?” diye bana soruyor...

Tek hayali, tek başına bir oda!

Evarkadasi.com diye bir sitenin olması bile, oda kiralamanın ne kadar yaygın olduğunun resmidir! Dedim ya, bu sitede hesap açarak oda arayanlara ulaşabildim. Onlardan biri de, Florya’da lüks bir AVM’de estetisyen olarak çalışan 35 yaşındaki Gülcan’dı. Şirinevler’de dört kadının paylaştığı iki odadan birinde kalıyordu Gülcan. “İstersen gece eve geleyim, hem görmüş olurum” dedim, mümkün olmadı. “Ev sahibimle aram iyi değil, zaten bu yüzden yeni bir oda arıyorum. Üstelik de bu akşam evin temizlik sırası bende...” deyince, “O zaman gelip manikür yaptırayım, bu arada da sohbet ederiz” dedim. Anlaştık. 

İşte Gülcan’ın hikayesi: “Mardinli, 11 çocuklu bir ailenin kızıyım. Ben yedi yaşındayken İstanbul’a göç ettik. Babam emekli olunca, ailem memlekete döndü. Ben 1.5 yıl ablamların yanında kaldım. Bir yıl önce de internetten ev arkadaşları buldum. Şu anda kaldığım odaya 600 lira kirayla girdim. Bu çok büyük bir karardı ama! Ailen değil, arkadaşın değil, hepsi yabancı insan. Hiçbir tanışıklığın yok. İlk birkaç gece gözüme uyku girmedi. Sonrasında hepsiyle gayet iyi anlaştım. Şimdi iki kişi kaldığımız odaya 700 lira veriyorum, faturalar da içinde... Odada birer yatak, birer komodin, birer dolap ve bir de perde var, hepsi bu. Tek iyi yanı perdeyi açtığımızda gün ışığı giriyor. Ben bütün gün, AVM’nin -1’inci katında çalışıyorum, bu yüzden gün ışığına hasret kalıyorum. Tek avantajı bu işte... Bir gün işten eve döndüm, camı açtım içeri hava girsin diye, ev sahibimiz ‘O cam kaç saattir açık böyle? İçerisi soğuyor’ diye söylendi. Çok ağrıma gitti... Evde aradığım en önemli şey huzur, ama böyle giderse olmayacak. İşte bu yüzden yeni bir oda bakıyorum. Ama oda kiraları 1.500-2 bin liradan başlıyor artık.”

Odayı paylaştığı arkadaşı yazılım mühendisi, diğer odadaki arkadaşlarından biri tercüman, diğeri ise kozmetik ürün pazarlıyor. Onlara evi kiralayan ve evin bir odasında kalan genç kadın ise online çağrı merkezinde çalışıyormuş. Bir oda bulmuş 1.500 liraya, Ataköy’de bir ressam hanımın yanında Gülcan ama kesin değil. Eğer şansı yaver giderse oraya yerleşecek. 

Maaşı 6 bin lira Gülcan’ın, yemek ve yol ücretiyle birlikte. “Annem, babam çok üzülüyor kiralık bir odada kaldığım için... Bir gün kendime ait bir evim olacak inşallah. Ama benim şimdilik tek bir hayalim var, o da tek başıma kalabileceğim temiz, güneşli ve huzurlu bir oda. Çok şey mi istiyorum?!” diyor Gülcan...