"mine şenocaklı" ile ilgili içerikler
Artık 40 bin TL maaşın varsa orta sınıf sayılırsın!
Hiç önceki ekonomik krizlerle kıyaslamaya girmiyor Prof. Sadi Uzunoğlu, “Bu başka bir şey, bunun adı fakirleşerek büyüme” diyor. Nasıl oluyor? Ekonomi öyle ya da büyüyor. Zengin daha zengin oluyor ama orta sınıf eriyor, yoksulların sayısı katlanarak artıyor
Midye tava bile lüks oldu
Bundan iki yıl öncesine kadar kokusunu duydunuz mu, gider alırdınız bir çeyrek kokoreç ya da midye tava... Cüzdanınız hafiflemezdi bile... Acılı Adana dürüm bile koymazdı. Artık çok zor. Pide arası et döner 50 TL, yanında ayran da olursa 65 TL! Dört kişilik aileye çıkacak hesap ise 260 TL...
Kiralık ev depresyonu
Erenköy, Bostancı gibi semtlerde yıllar önce ev kiralayanlar bugünlerde bir kabus yaşıyor. 2 bin 500-3 bin liraya oturdukları evler kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılacağı ya da sözleşmeleri yenilenmediği için yeni bir ev arıyorlar. Ama karşılarına çıkan kiralar en az 10-15 bin lira
Gizemli bir virüs yavaş yavaş yayılıyor!
Covid-19’un adı yokken, tanımı ‘gizemli bir akciğer hastalığı’ydı. Şimdi adı ‘gizemli hepatit virüsü’ diye geçen yeni bir salgınla karşı karşıya olabiliriz...
Evden umudu kesen odaya razı
İstanbul’da en düşük ev kirası, o da kent merkezine iki saat yolu çekmeyi göze alırsanız 3 bin lira. Merkezde mi aradınız? En az 6 bin lira. Hal böyle olunca tek başına yaşayanlar çareyi oda kiralamakta buluyor. Ama o da çok kolay değil...
Maliyet iyice artmadan evlenmemiz lazım
Kadıköy Evlendirme Dairesi’nde gün almaya gelen genç çiftlerle konuştum, hemen hepsi aynı fikirde. Bu hayat pahalılığında, her gün her şeye zam gelirken çareyi bir an önce evlenmekte buluyorlar. Göztepe’deki ev hayali, biraz öteye kayıp Sancaktepe oluyor
Çadırda da yer yok 1250 TL’lik iftarda da
Güngören’deki iftar çadırında menü, hurma, mercimek çorbası, az pilav, bir avuç et ve tadımlık sütlaçtı… O da bir saat kuyrukta bekleyip çadıra girip yiyebilenlere! Zira iftar sofrasına makarna dışında koyacak bir şeyi olmayan bir dolu insan, orucunu bile açamadan gerisin geri yoksul evine döndü...
Öğretmenim TikTok'çular sizden daha çok kazanıyor
Utanç verici TikTok görüntülerinin ardından öğretmenlerin dertlerini dinlemek için çıktım yola... “Nasıl bu hale geldik? Bir öğrenci öğretmenine neden böyle bir şey yapar?” diye sordum, özetle "Sistemin saygı duymadığı öğretmene öğrenci de saygı duymaz oluyor" dediler
Kasaba giren ya eli boş çıkıyor ya cebi!
Ete zam üstüne zam gelince, bazı kasaplar artık fiyat bile yazmaz olmuş duvarlarındaki listeye, dolar kuru gibi habire artıyor diye... Ama yazanları şöyle bir hatırlatalım alıştıra alıştıra... Kıyma 140, kuşbaşı 150, biftek 180 lira... Kıymayı bile kiloyla alan babayiğit kalmamış artık
155 bin 938 öğrenci okulu bıraktı, hayalleriyle birlikte!
Kimisi beslenme çantasına koyacak bir lokma ekmek olmadığı için, kimisi çalışmak için, geçen yıl tam 155 bin 938 öğrenci okullarını bıraktı. O çocukların okulu bıraktıkları an bir daha okula dönmeleri mümkün değil. Göz göre göre bir nesli kaybediyoruz
2 liralık pirinç, 5 liralık mercimek bile veresiye!
Bisküvi, gofret satışları yok denecek kadar azalmış. Çocuklar bakkala geliyorsa bilin ki utançtan veresiye alışveriş yapamayan ebeveynler göndermiş. Ölçüler çoktan şaşmış.100 gram pirinç, 200 gram mercimek tartılıyor. Yumurtayı beş tane alan ikiye indirmiş…
70 yaşında gündeliğe giden emekli de var, delik ayakkabı giyip çocuğuna destek çıkan da!
Mecidiyeköy'den Balat'a kadar onlarca emekliyle konuştuk. İçlerinde biri vardı ki, hali vakti yerinde... Öyle bir laf etti ki, işte bu birilerinin kulağına küpe olacak cinsten: “Param var hamdolsun ama ballı börek yemiyorum, etli yemek yemiyorum. Yiyemeyen o kadar çok ki, utanıyorum!”
Şu maskeyi bir atabilsek bir de krizden çıkabilsek!
Tahtakale’de meyve suyu sıkan 14 yaşındaki İzzet babası için iş ve annesinin hastalıktan kurtulmasını dilerken, Nişantaşı’nda 6 yaşındaki Mila’nın beklentisi bol oyuncak ve bir elektronik piyano oluyor!
Pazartesi gülenler salı günü ağlıyordu!
Dolar uzaya gidecek diyorlardı, pazartesi günü millet Kapalıçarşı’da döviz bürolarının önünde kuyruk olmuştu. Elinde neyi var neyi yok dolara yatırıp, ‘parasının ölmemesini’ isteyen herkes... Sadece birkaç saat sonra yeni önlemler açıklandı, ekran karşısında 11 lirayı görünce donup kaldı...
Kuyrukta ağlayan emekli de var, kredi kartı geçmediği için eve ekmeksiz dönen de!
Artık İstanbul’un yoksul mahallelerinde soğuk, yağmur fark etmiyor gün boyu kuyruk var Halk Ekmek büfelerinin önünde. Zira bakkalda ya da fırında 2.5 ila 3.5 lira olan ekmek, Halk Ekmek büfesinde 1 lira 25 kuruş
Kur farkıyla Avrupa’nın ucuzluk pazarı olduk!
Edirne’deki Ulus Pazarı’nı Bulgaristan’da bir pazar yeri sanabilirsiniz. Bulgarların yanı sıra Yunanlar da var, Makedonlar da, Sırplar da, Arnavutlar da... Esnaf, yabancı müşteri olmasa topu atacak, hepsi bir ağızdan “Onlar olmasa Edirne biter” diyorlar
“Şafak operasyonuna mı gidiyoruz, okula mı belli değil!”
Eminönü İskelesi’nde lise son sınıfta okuyan iki genç kızla konuşuyorum. Nil Akdemir, “Kör karanlıkta, 6.30’da evden çıktım. Sokaklar hiç güvenli değil. Yeter artık, değiştirsinler şu uygulamayı” diyor. Ece Güzelsoy, devam ediyor: “Kargalar bile uyanmadan düşüyoruz yollara"
Tüm İstanbul Galataport’a akıyor
Moda’dan, Sarıyer’den, Beylikdüzü’nden duyan geliyor. İğne atsanız yere düşmüyor. Büyük bir çoğunluk hayranlıkla önce panoramik İstanbul manzarasına hipnotize oluyor, sonra geniş koridorlara girip geziniyor
“Dördüncü dalga çok uzadı, beşinciyi düşünmek bile istemiyorum!”
Türkiye’de dördüncü dalganın bilançosu günde ortalama 30 bin vaka ve 200-250 ölüm. Avrupa’da beşinci dalganın başladığına dikkat çeken Prof. Mehmet Ceyhan, aşılamanın önemini vurguluyor. “Mutlaka çocuklar da aşılanmalı” diyor
"Hekimliğin en kötü dönemine şahit oluyorum"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip karamsar konuşuyor: "Hekimler arasında hiç bu kadar çok yurt dışına göç, hiç bu kadar çok erken emeklilik, hiç bu kadar çok istifa olmamıştı. Bu iş zevkle, onur duyularak yapılacak iş olmanın ötesine çoktan geçti"
36 saat uyumamış bir doktorun 180’inci hastası olmak ister misiniz?
Asistan doktorların nöbet sıkıntısını kardiyoloji asistanı Dr. İlyas Kavak ile konuştuk...
“Kışkırtılmış bir sağlık talebi var!”
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, bu sistemin sürdürülebilir olmadığını...
Covid-19 ruh sağlığı pandemisine dönüştü!
Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Sibel Çakır uyarıyor... Pandemi sadece fiziksel değil, çok ciddi ruhsal zararlara da sebep oluyor. Avrupa’da 9 ülkede yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, ülkemizde gençlerin yüzde 50’den fazlası depresyonda ve kaygılı
“Belki de gribimdir” demeyin hemen doktora gidin!
Ateşiniz mi çıktı, üzerinizde halsizlik mi var, boğazınız mı ağrıyor… “Grip miyim acaba?” diye zaman kaybetmemek gerektiğini söylüyor Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Baturalp: “Griple Covid-19’un belirtileri çok benzer