Haliç’in iki yakası birbirine eklenen türlü hikâyenin adresi: Gidenler, gönderilenler, terk edenler. Gelenler, işgal edenler. Azalan müzikler, çoğalan sessizlik. Hep çok dilli hep çok kültürlü Haliç’in kıyıları geçmişten gelen mimari hafızasıyla bir yandan dünü bugüne bağlıyor ve hatırlatıyor. Diğer yandan da artık orada olmayan insanların izleri hakkında derinleşip tarihin içindeki politik durum ve duruşlara dair etraflıca düşünmemize imkân tanıyor. Dahası, hafıza ve mimari birbiri içinden geçerek daha da dipte İstanbul’un “yenilenerek” yükselen siluetine dair sert bir bakış fırlatmamızı istiyor. Bir kıyıda eskinin yanı başında içinde bulunduğu yerin ruhuna zıt yükselen yeni beton. Diğer kıyıda elde kalanın yaşam mücadelesi.
03.02.2023 04:30
Haliç’te hafıza, tarih ve kalıntı
İmgelerin kaosu: Bilinmeyeni düşünmek
22 Kasım 2024
Üstümüze sinmiş sözler ve imgeler
15 Kasım 2024
Bu sergileri de kaçırmayın
25 Ekim 2024
Zamanın dönüştürücü gücü mü, yanılsaması mı?
11 Ekim 2024
Gündelik nesneler, beklenmedik eserler
Tüm Yazıları
16 Ağustos 2024