Okurunu hep başka metin ve yazarları okumaya heveslendiren, onlara sürpriz yapmayı seven bir yazar bence Selçuk Altun. İş Kültür Yayınları tarafından yayımlanan Hayat Romanlardan Daha Tuhaf üçlemesinin son halkası İşte Geldim Deniz Kenarı da böyle bir roman. Üçlemenin ilk romanı Ardıç Ağacının Altında, ikincisi Ayrılık Çeşmesi Sokağı’ydı. Mekânların da kendi dillerinde sanki konuşuyormuşçasına dillendiği bu üçlemenin son romanında ise bu kez Salacak sahili var. Baba oğul çatışmasının merkezinde, sorulmayan hesaplar, bir iç döküm var… Roman, bir nedenden ötürü 11 yıl sonra Londra’dan İstanbul’a, Salacak’ta “Deniz Kenarı”na gelen Harun’un “İşte geldim Deniz Kenarı” diye seslenmesi ve 29 yılının hesabını Deniz Kenarı’na vereceğini söylemesiyle başlıyor. Öykü boyunca Salâh Sabah’la, yani aslında “baba” demeye çekindiği babasıyla 29 yıl boyunca süren “kin ve gurur” düellosuna tanık oluyoruz. Annesi yok, var ama yok. Halası Sabah Salâh kadar önemli bir diğer karakter de babasının sonradan evlendiği eşi Derman Abla.
02.06.2023 04:30
“Hayat romanlardan daha inanılmazını kurguluyor”
Selçuk Altun’un Hayat Romanlardan Daha Tuhaf üçlemesi; Ardıç Ağacının Altında ve Ayrılık Çeşmesi Sokağı’nın ardından son roman İşte Geldim Deniz Kenarı ile tamamlanıyor
Babamla geçen 11 yılın 8’inde Carl Ebert var
09 Ağustos 2024
“Göç ve Ege kalbimi hep meşgul eder”
19 Temmuz 2024
“İnsanlığın on bin yıllık birikimini harcadık”
12 Temmuz 2024
“Elime geçeni, dilime geleni yazıyorum”
05 Temmuz 2024
Nazlı Eray kendi İstanbul’unu kurdu
Tüm Yazıları
28 Haziran 2024