Kaybolan ve Aşıklara Yer Yok gibi romanlarıyla tanınan, edebiyatımızın önemli isimlerinden Tarık Tufan, Gece Açan Çiçekler (Doğan Kitap) isimli yeni romanında bireysel yalnızlıktan toplumsal çürümeye, geçmişin karanlık sırlarından bugünün ruhsal dönüşümüne uzanan bir hikâye anlatıyor. Modern İstanbul’un son ahşap konaklarından birinde, Halide’nin geçmişle yüzleştiği bir geceden Osmanlı zindanında ölüme yürüyen Derviş Ali’nin trajedisine uzanan hikâye, iki ayrı zamanı insan doğasının değişmeyen temel sorularında birleştiriyor. Tarık Tufan, bu iki paralel hikâye aracılığıyla, iyilik ve kötülüğün insan doğasındaki bocalamalarını, geçmişin ağırlığıyla bugünün çatışmalarını bir araya getiriyor. İstanbul ise bu romanın yalnızca bir arka planı değil, canlı bir karakteri. Değişen kimliği, kaybolan estetiği ve modern dünyanın yarattığı ruhsuzluğu, yüzyıllık hikayesi, yalnızca mekanın değil aynı zamanda şehrin insanlarının dönüşümünü de gözler önüne seriyor. Bireysel çöküşten toplumsal çürümeye dair birçok meseleye odaklanan Gece Açan Çiçekler’i “Hatırlamak çok zaman lanetlenmektir” diyen Tarık Tufan’la konuştuk.
31.01.2025 04:30
“İnsanın çürümesi kalbinden başlar”
Tarık Tufan Gece Açan Çiçekler’de, iyilik ve kötülüğün insan doğasındaki bocalamalarını, geçmişin ağırlığıyla bugünün çatışmalarını bir araya getiriyor. İstanbul ise romanın bir karakteri
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Bir kuşağın yarası İstanbul’un hafızası
28 Kasım 2025
Nejat İşler ilk romanın eski Türkiye'ye ışık tuttu
14 Kasım 2025
Kemal Varol: Dünya bize çoktan sırtını döndü
Tüm Yazıları
31 Ekim 2025