Deli İbram Divanı romanıyla büyük beğeni toplayan Ahmet Büke’nin yeni romanı Kırmızı Buğday, yalnızca geçmişi anlatmakla yetinmeyen, bugünü de yakalayan ve geleceğe dair sorular sorduran güçlü bir anlatı. Yazarın edebi haritasında yeni bir eşik oluşturan roman, yüzeyde bir toprak meselesi gibi görünse de aslında tarih boyunca bastırılmış bir belleği, susturulmuş sınıf hikâyelerini ve türlü direniş biçimlerini katman katman gün yüzüne çıkarıyor. 17. yüzyıldan Cumhuriyet’e uzanan bir zaman aralığında geçen Kırmızı Buğday; Batı Anadolu’nun derin tarihinin, toprağın sahipliğiyle şekillenen iktidar yapılarının ve sınıfsal gerilimlerin izini sürüyor. Roman, bireysel yazgılarla tarihsel dönüşümler arasında dokunaklı bağlar kurarken, geçmişin tortusunu bugünün ruhunda duyumsatıyor. Gözetim kulelerinden halkın çorak tarlasına, sınıf çatışmalarından kişisel direnişlere kadar romanın ördüğü hikâye ağı; zamanın döngüselliğiyle, iktidarın biçim değiştirerek süren tahakkümüyle, hayatta kalmanın ve hikâye anlatmanın yollarıyla iç içe geçiyor. Ahmet Büke’yle Kırmızı Buğday’ın yazılma sürecini, tarihsel ve alegorik katmanlarını, sınıf ve iktidar kavramlarını, bugüne uzanan yankılarını ve edebiyatın tanıklık kapasitesini konuştuk.
02.05.2025 04:30
Toprağın hafızasında yazılmış bir roman
Ahmet Büke’nin yeni romanı Kırmızı Buğday; tarih boyunca bastırılmış bir belleği, susturulmuş sınıf hikâyelerini ve türlü direniş biçimlerini katman katman gün yüzüne çıkarıyor
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Oylum Yılmaz yeni deneme kitabı Doğa Yürüyüşleri ile gündemimizde: Hayat veren doğanın kitabı
20 Haziran 2025
Dünyalıdan sadece insanı anlamamak gerek
13 Haziran 2025
İsmail Güzelsoy: Dayatılmış bir narsisizmle karşı karşıyayız
06 Haziran 2025
Masal kılığında sert bir uygarlık eleştirisi
30 Mayıs 2025
‘Devlet gibi baba’dan sevgiyle büyüten babaya
Tüm Yazıları
23 Mayıs 2025