26 Nisan 2024, Cuma Gazete Oksijen
08.10.2021 04:30

Tiyatro onun her şeyiydi

Dikmen Gürün’ün, Tiyatro Benim Hayatım adlı çalışması yalnızca Yıldız Kenter’in hayat hikâyesini değil yakın tarihi de anlatıyor

11 Ekim 1928 Yıldız Kenter’in doğum günü. Ona “Doğum gününüz kutlu olsun Yıldız Hanım,” demek istedim. O zaman yazıya Yıldız Kenter’in bir çocukluk anısıyla başlayalım: “Annem para kazanmak için İngilizce dersi veriyordu. Yağmur-çamur demez, Cebeci’den Kavaklıdere’ye yürüyerek gider gelirdi. Orada ders verdiği çocuklar zengin çocuklarıydı. Her gittiğinde birimizi yanında götürürdü. Çocukların oyuncaklarıyla oynardık, çikolata, pasta yerdik. Her seferinde geride kalanlar ağlardı ‘ben de gelicem’ diye. Ama annemiz sırayla götürürdü hepimizi. Çocukların giyilmiş elbiselerini de getirirdi bize. Seve seve giyerdik. Bazen düşünürüm; ben hep başkalarının giysileri içinde büyüdüm... Yıllar sonra, bir zamanlar çocuk olan yetişkinlerin söylediği güzel sözler üzerine İngilizce bir kitap geçmişti elime. Bir tanesi “all my clothes had other people in them” diyordu; “bütün giysilerim içinde başka insanlar vardı.” Demek benim gibi çok var başkalarının elbiseleriyle büyüyen insanlar.”

Tiyatromuzun en büyük isimlerinden biri

Başkalarının elbiseleriyle büyüyen ve profesyonel hayatı boyunca da hep başkalarının elbiselerini giyip başka karakterlerin içine girmiş bir kadın. Tiyatromuzun en büyük isimlerinden biri. Çorak bir sanat coğrafyasını önce yeşerten, sonrasında tekrar sararmasını izlemek zorunda kalan ama asla pes etmeyen, geri adım atmayan bir Cumhuriyet dönemi aydını. Mutluluklar mutsuzluklar, inişler çıkışlar, gidenler gelenler, ayrılmalar birleşmeler, kırgınlıklar barışmalar içinde geçen bir hayatta, nasıl dik durulabileceğini gösteren bir kararlılık destanı. Bu satırları Dikmen Gürün’ün Tiyatro Benim Hayatım – Yıldız Kenter’in Hayat Hikâyesi kitabından aldım. Bu kitap 2015 sonbaharında YKY tarafından yayımlanmıştı. İKSV Salon’da samimi bir tanıtım gecesi düzenlenmişti kitap için. Yıldız Kenter de oradaydı. Tiyatromuzun benzersiz isimleri birlikteydi o gece Salon’da. Dikmen Gürün, kısa konuşmasında şunları söylemişti: “Bu kitabın hazırlanması kültür hayatımız için bir zorunluluktu. İki buçuk yıl Yıldız Hanım’la iç içe yaşadık. Ben anlattım o dinledi, o anlattı ben dinledim. Bütün bu anlatılanların tarihsel bir arka plana yerleşmesi çok önemliydi benim için. Yıldız Hanım’ı izlemek için yaptığım Ankara-İstanbul tren yolculuklarında böyle bir buluşmayı hayal edemezdim. Ama geçen yıllarda, izledikçe hayran olduğum bir ismin biyografisini yazmam kaçınılmazdı.” Yıldız Kenter 87 yaşındaydı o gün. Sağlık sorunları biraz daha fazla kapısını çalar olmuştu. Yine de “Caniko” diyerek dostlarını tek tek kucaklamış, isteyen herkesle fotoğraf çektirmiş, kitap imzalamıştı. Duruşu, gülümsemesi, onu alkışlamak için gelenlere gösterdiği ilgiyle alnındaki ışığı çevreye saçmaya devam etmişti. Bir ara mikrofonu eline almış “Hayatımın en önemli ve mutlu günlerinden biri. Çok sevdiğim dostlarımı bir kere daha kucaklamak fırsatı bulmaktan güzel ne olabilir ki... Hepinizi saygıyla selamlıyorum,” demişti. Bu konuşmadan tam 4 yıl sonra, 17 Kasım 2019’da kaybettik Yıldız Kenter’i... Dikmen Gürün’ün bu biyografi çalışması kuru bir hayranlık ya da övgü metni değil, Yıldız Kenter üstünden yakın dönem tarih okuması gerçekleştiren bir çalışma. Cumhuriyet tarihinin bir kadın, bir sanatçı, bir tiyatrocu ve onu çevreleyen dünyayla paralel okumasını yapmak zihin açıcı. Okuduğumuz her sahne, her bilgi, her yorum günümüz sanat-tiyatro dünyasını anlamanın ve yorumlamanın anahtarlarını veriyor. Herkesin okumasını önereceğim bir kitap. O zaman bu değerli kitabı da anımsatarak bir kez daha kutlayabiliriz büyük ustayı: Doğum gününüz kutlu olsun Sayın Yıldız Kenter. Tiyatro Benim Hayatım – Yıldız Kenter’in Hayat Hikâyesi / Dikmen Gürün / Yapı Kredi Yayınları / Biyografi / 312 Sayfa