25 Kasım 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
19.03.2021 06:00

Baba efsanesinin yıkılışı

Büyük Balık–Efsanevi Ölçülerde Bir Roman’ın hikayelerinin merkezinde Edward Bloom karakteri var. Onun üzerinden ‘baba’ mitinin doğuşu ve çöküşü izlenebiliyor

1959 doğumlu, İngiliz dili ve felsefe öğrenimi görmüş, ABD’li bir yazar Daniel Wallace. Uzun yıllar Japonya’da bir ticaret firmasında çalışmış. Halen karısı ve oğluyla yaşamakta olduğu Chapel Hill’e dönüşünde bir kitapçı dükkanında çalışmaya ve illüstrasyonlar yapmaya başlamış. 1998’de yayımlanan Büyük Balık- Efsanevi Ölçülerde Bir Roman’dan önce yazdığı beş roman yayınevleri tarafından reddedilmiş. Büyük Balık’ın ve dolayısıyla Wallace’ın kaderi, romanın 2003 tarihli ve aynı adlı Tim Burton filmine kaynaklık etmesiyle değişmiş. University of North Carolina’da yaratıcı yazarlık dersi veren Wallace, çocukluğunda en çok etkilendiği romanın Frank Herbert imzalı bilim-kurgu klasiği Dune olduğunu söylüyor. Kendisine deniz feneri bellediği isimler arasında Kafka, Nabokov, Faulkner, Calvino ve Vonnegut var. Büyük Balık’ın birbirine teyellerle bağlanan hikayelerinin merkezinde, doğduğu gün Alabama’ya yağmur yağdıran Edward Bloom var. Ölümüne birkaç adım kala, oğlunun mitini yeniden yarattığı ve hesaplaşmasını tamamlamaya çalıştığı bir babadır Bloom. Çocukluğu ve gençliği türlü inanılmaz, hatta deyim yerindeyse “efsanevi ölçülerde” olayla doludur. Acayip hızlı koşar, birkaç ayda on binden fazla kitap okur, hayvanlarla konuşur, perilerle oynaşır, devleri ehlileştirir, arafta yaşayanlardan ve şeytani köpeklerinden uzaklaşmayı başarır… Neredeyse ölümsüz bir masal kahramanıdır. Bir babadır çünkü o. 

Gökkuşağı penceresi kapanıyor

Derken “Babamın Ölümü: 1.Tekrar” başlıklı bölüm gelir. Edward Bloom ölmektedir, hem de kendisini alaycı bir masal kahramanı gibi konumlandırmak istemesine karşın, bütün acısıyla ve gerçeğiyle. Maceradan maceraya koşarken çoğu zaman geride bıraktığı, ancak bir ‘yakıt ikmali istasyonu’ olarak gördüğü evinde, her sabah aynı insanları görmekten nefret ettiği bir hayattan sonra, üç kişinin -aile doktoru, karısı ve oğlu- gözleri önünde… Aslında, kendi içine kapanmış diğer babalardan farkının olmadığıyla yüzleşir okur. Masalın gökkuşağı penceresi kapanmıştır, artık mat renklerin zamanıdır. Wallace, bu geçişi o kadar sakin ve yumuşak bir şekilde yapar ki, biz de Edward Bloom karakteri üstünden, çoğu babanın mitinin yıkılışına tanıklık ederiz. 

Ve artık masal bitmiştir

Bu ara bölümlerin sonrasında, oğlunun gözünden dinlediğimiz Bloom’un hikayeleri sürer. Ama kahramana olan hayranlık giderek yerini, ölümlü insana yönelik sorgulamaya bırakır. Kendi doğumunda yağmurlar yağdıran Edward Bloom, oğlunun doğumunda radyodan Amerikan futbolu maçı dinlerken, karısının doğuma hazırlanmakta olduğunu fark etmeyen bir adamdır. Anne dünyaya bir can getirmenin çığlığını attığı sırada, baba tuttuğu takımın başarısına çığlık atmaktadır. Masal bitmiştir artık. Baba, oğluyla aynı düzlemdedir. Romanın başında anlatılan bütün o gerçeküstü hikayeler, yerlerini ailesinden kopuk, kendi dünyasında yaşayan bir adamın gerçekliğine bırakır. Daniel Wallace imzalı Büyük Balık – Efsanevi Ölçülerde Bir Roman YKY tarafından, Begüm Kovulmaz’ın masalla gerçeği yumuşak hatlarla birbirine geçirmeyi başaran iyi çevirisiyle 2016’da yayımlandı. Başrollerinde Ewan McGregor ve Albert Finney’in yer aldığı Tim Burton imzalı sinema uyarlamasını da Netflix’te izleyebilirsiniz. Büyük Balık – Efsanevi Ölçülerde Bir Roman, Daniel Wallace, Çeviren: Begüm Kovulmaz, YKY, Roman, 152 Sayfa