Geçen hafta ülkece Doğan Cüceloğlu için gözyaşı döktük. Hangi yaştan, hangi dünya görüşünden, hangi sosyal çevreden olduğumuza bakmadan... Doğan Hoca ile ocak ayında yaptığım bir sohbette, ondan kitap tavsiyesi istemiştim. Tavsiyelerinden biri de Engin Geçtan’ın harika kitabı İnsan Olmak idi. 19 Şubat 2018’de aramızdan ayrılan Engin Geçtan’ı anmaya hazırlanırken, 16 Şubat günü Doğan Hoca’ya da veda ettik. İkisine de bize anlattıkları için teşekkür ederek başlayalım yazıya. Deneyimlerini içtenlikle aktaran insanları dinlemenin mutluluğu başkadır. Bilgi birikimlerini kafanıza kakmadan, üstünlük taslamadan, kibirli cümleler kurmadan, olduğu gibi yansıtırlar. Hele bir de bu insanların hikâye etme yetenekleri gelişmişse, sıradan gibi görünebilecek bir olay, büyülü bir anıya dönüşür. Üstelik, sizi de bu anının bir parçası haline getirmeyi başarmıştır anlatıcı. Engin Geçtan böylesi anlatıcılardandı. Türkiye’de psikiyatrinin lokomotif isimlerinden olan Geçtan, özellikle 1982 tarihli İnsan Olmak kitabı sonrasında çok daha geniş kitlelerin takip ettiği bir isim oldu. Kurmaca yolculuğunda da Dersaadet’te Dans, Tren ve Mesela Saat Onda gibi çok önemli duraklar var. Bu kitaplarıyla edebiyat okurunun da ilgisini çekti. İnsan Olmak çok sayıda okurun başucu kitabı oldu. Bu kitabı hâlâ okumayan varsa, hemen başlamasını tavsiye ederim. Bu dünyadan ayrıldığında, herkes sosyal medya hesabında onun bir fotoğrafını, bir cümlesini paylaşmıştı. Bunları görünce aklıma Kürşad Oğuz’la 1997 yılında yaptığı bir söyleşideki sözü gelmişti “Öyle bir çağdayız ki, insanlar imgelerle ilişki halinde. Çok fazla imge ilişkisi olduğu için birbirlerini unutuyorlar. Ben imgelerle ilişkinin çok yaygınlaşmasına karşıyım” diyordu hoca.
26.02.2021 06:00
Engin Geçtan’a saygılarımızla…
Türkiye’de psikiyatrinin lokomotif isimlerinden Engin Geçtan aramızdan ayrılalı üç yıl geçti. Onun deneme/anı kitabı Rastgele Benden defterime düştüğüm not karşımda: “Gözlemci değil katılımcı olun”
Bir yaz bir ömür
20 Aralık 2024
Yapay zeka ‘biz’e ne yapacak?
06 Aralık 2024
Savaşın derin yaraları ve insanlık hüznü
29 Kasım 2024
Suça ‘sessizlikle’ ortak olmak
22 Kasım 2024
Hiç imza gününe gittiniz mi?
Tüm Yazıları
15 Kasım 2024