Kalan Müzik’in kurucusu Hasan Saltık, 2 Haziran günü bir kalp kriziyle aramızdan ayrıldığından bu yana onu tanıyan, seven kalem erbapları çok güzel yazılar yazdılar. Ben hiç tanışmadım Saltık ile, kütüphanemdeki Kalan Müzik albümlerini saymazsanız tabii. Çok sevilen, sayılan, verici, meraklı, gayretli bir adam. Fakat hakkında yazılanları okudukça fark ettim ki, bu bilgilerin altında bir de dip dalgası olarak yakın tarihimiz yatıyor. İç çatışmalarımız, çelişkilerimiz, bakışlarımız Batı’ya dönükken içimizden akan Doğulu nehir, resmi tarihle hakikat arasındaki kapanması imkânsız boşluk… Bu toprakların kültürüne emsalsiz bir katkıda bulunmuş Hasan Saltık, bize kendi hayatından da fazlasını anlatıyor. Hasan Saltık, Dersim Hozatlı. Onu anlamak için bölgenin tarihini de anlamak gerek. M.Ö. 5000’lere uzanan tarihiyle Hititler’den Doğu Roma’ya sayısız kere el değiştirdikten sonra 15. yüzyılda Osmanlı yönetimine girdi. Dersim diye anılan yöre, bugünkü Tunceli’den daha geniş bir coğrafyayı temsil ediyordu. Hasan Saltık’ın ailesinin dayandığı Sarı Saltık ise 1200’lerde yaşamış, Osmanlılar tarafından fethedilmesinden önce Balkanlar’da insanlara İslâm'ı tebliğ eden bir Alevî-Bektâşî şeyhiydi. Anadolu ve Balkanlar’daki çok sayıdaki türbesinden biri de Hozat’ta idi ve Hasan Saltık, Sarı Saltık’ın gerçek torunlarının kendi ailesi olduğunu söylüyordu. 
“Obua mı? O da ne?”
Orhan Veli’ye rakip Ahmed Arif
