Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 numaralı reaktöründe 28 Nisan 1986’da meydana gelen patlama, tarihin en büyük nükleer felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Kazadan sonraki haftalarda onlarca insan hayatını kaybederken, yaklaşık 350 bin kişi bölgeden tahliye edildi. Geride kalan hayvanlar radyoaktif ortamda nesiller boyunca yaşamlarını sürdürdü ve bu şartlara genetik düzeyde uyum geliştirdi.
Çernobil nükleer felaketi, insanlık tarihinin en büyük radyoaktif madde salınımına neden oldu. 26 Nisan’da meydana gelen reaktör patlaması, bölgeyi ölümcül radyasyon seviyelerine maruz bıraktı. Bu nedenle Çernobil ve çevresindeki insanlar tahliye edildi ve bölge, "Çernobil Dışlama Bölgesi" (CEZ) olarak ilan edildi.
Radyasyona karşı uyum
Columbia Üniversitesi'nden Çevresel Sağlık Bilimcisi Norman J. Kleiman liderliğinde bir araştırma ekibi, CEZ’de yaşayan köpeklerin genetik yapısını incelemek için harekete geçti. 2018 ve 2019 yıllarında sterilizasyon ve aşı programları sırasında 116 köpeğin kan örnekleri toplandı. Analizler, bu köpeklerin çevredeki diğer köpeklerden genetik olarak farklı olduğunu ortaya koydu. Araştırma, Mart 2023’te Canine Medicine and Genetics dergisinde yayımlanarak paylaşıldı.
Araştırma sonucunda, köpeklerin genetik yapılarında 400'e yakın “anormal lokus” tespit edildi. Bu genom bölgelerindeki genetik varyasyonlar, çevredeki radyoaktif ve toksik maddelere uzun süre maruz kalmanın bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Ayrıca 52 genin bu değişimlerle bağlantılı olduğu belirlendi.
Farklı canlılardaki benzer durumlar
Çernobil bölgesinde yalnızca köpekler değil, diğer hayvanlar da adaptasyon geliştirdi. Daha önce yapılan araştırmalar, bölgedeki kurtların da radyasyona karşı beklenenden daha dayanıklı olduğunu göstermişti. Ayrıca toprakta yaşayan nematodlar üzerinde yapılan incelemelerde, yüksek radyasyon seviyelerine rağmen bu küçük canlıların genomlarında ciddi hasar tespit edilmedi. Bu durum, bazı türlerin radyasyonun olumsuz etkilerine karşı beklenmedik bir direnç geliştirebileceğine işaret ediyor.
Kleiman, bu köpeklerin genetik adaptasyonlarının yalnızca hayvanlar için değil, insanlar için de önemli bilgiler sunabileceğini ifade etti. Radyasyon ve diğer toksik maddelere uzun süre maruz kalmanın genetik etkilerini anlamak, hem çevresel felaketlere karşı önlem alınmasını hem de insan sağlığının korunmasını sağlayabilir.