05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 19.09.2025 11:06 | Son Güncelleme: 19.09.2025 13:38

Dünyanın altındaki 800 kilometrelik kütle: İnsanlığın kökenini anlamada kilit rol oynayabilir

Dünya’nın çekirdeğinin altında gizemli iki dev kütle bulunuyor. Afrika ve Pasifik Okyanusu’nun altında yer alan bu “blob”ların kaynağı hala tam olarak bilinmiyor. Bilim insanları, bazı parçalarının 4,5 milyar yıl önce Dünya’ya çarpan antik bir gezegenden geldiğini öne sürüyor
Dünyanın altındaki 800 kilometrelik kütle: İnsanlığın kökenini anlamada kilit rol oynayabilir
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Bilim insanları, Dünya’nın çekirdeğinin üzerinde yer alan ve gezegenin toplam hacminin yaklaşık yüzde 6’sını kaplayan iki dev yapının sırrını çözmeye çalışıyor. Afrika ve Pasifik Okyanusu’nun altında bulunan bu kütleler, kökenleri ve yapılarıyla bilim dünyasının en büyük merak konularından biri.

Sismik dalgaların hızındaki değişimleri inceleyen jeologlar, bu dev yapıları “büyük düşük kayma hız bölgeleri” (LLSVP) olarak tanımlıyor. Deprem dalgalarının bu bölgelerde daha yavaş ilerlemesi, kütlelerin çevrelerindeki kayalardan farklı bir bileşime sahip olduğunu gösteriyor.

The Independent'in haberine göre, Afrika kıtasının altındaki “Tuzo” adı verilen yapının yüksekliği yaklaşık 800 kilometre. Bu, 90 Everest Dağı’nın üst üste konmasına eşdeğer bir büyüklük anlamına geliyor. Pasifik Okyanusu’nun altında ise benzer ölçekte başka bir kütle bulunuyor.

Theia: Antik bir çarpışmanın izleri mi?

Bu gizemli “blob”ların kökenine dair farklı teoriler ortaya atılıyor. Kimi bilim insanları, bunların milyarlarca yıl boyunca biriken okyanus kabuğu parçaları olabileceğini düşünüyor. Ancak en dikkat çekici teori, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce Dünya’ya çarpan Theia adlı gezegene işaret ediyor.

“Dev çarpışma hipotezi” olarak bilinen bu senaryoya göre, Mars büyüklüğündeki Theia’nın Dünya ile çarpışması yalnızca Ay’ın oluşumuna yol açmadı, aynı zamanda bazı kalıntılar da gezegenin derinliklerine gömülerek bu dev yapıları oluşturdu.

Araştırmalar neden kritik?

Dünya’nın çekirdeğine doğrudan ulaşmak mümkün değil. İnsanlığın kazdığı en derin delik 12 kilometreye inse de, bu rakam gezegenin kabuğunu dahi aşmaya yetmiyor. Bu nedenle bilim insanları, depremlerden yayılan sismik dalgaların hızını ölçerek yeraltı yapıları hakkında bilgi topluyor.

Araştırmacılar, söz konusu kütlelerin incelenmesinin levha tektoniği, manto hareketleri ve Dünya’nın jeolojik evrimini anlamak açısından hayati önemde olduğuna dikkat çekiyor.

On yıllardır süren çalışmalar, bu gizemli kütlelerin ne olduklarını tam olarak ortaya koyamadı. Ancak elde edilen bulgular, Dünya’nın nasıl oluştuğu ve bugünkü haline nasıl geldiği konusunda önemli ipuçları sunuyor.

Bilim insanlarına göre bu “dev bloblar”, yalnızca Dünya’nın derinliklerindeki sırları değil, aynı zamanda insanlığın kökenini de anlamada kilit rol oynayabilir.

Kaynak: Gazete Oksijen